Eskişehir'de çöpe atılanlar merak uyandırdı Eskişehir'de çöpe atılanlar merak uyandırdı

Eğitim İş Şube Başkanı Fadime Arslan, yaptığı açıklamada kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve iş hayatındaki ayrımcılıklara dikkat çekerek İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi gerektiğini vurguladı. Arslan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadın hakları konusunda geriye gidişe yol açtığını ve bu durumun kadınları daha savunmasız hale getirdiğini belirtti.

"Siyasi iktidarın sorumluluğunu açıkça ortaya koymaktadır"

Kadınların toplumsal hayatta eşit haklara sahip olabilmesi için yıllardır mücadele verdiklerini belirten Arslan, “Son yıllarda, kadın hakları konusunda önemli gerilemeler yaşanmış, toplumsal cinsiyet eşitsizliği daha da derinleşmiştir. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı, kadın cinayetlerine karşı etkin bir politika geliştirilmemesi, nafaka ve velayet haklarında kadınların dezavantajlı duruma düşürülmesi, aile içi şiddeti önleyici politikaların yetersiz kalması ve laik eğitime yönelik saldırılar, bu gerilemenin başlıca göstergelerindendir. Türkiye, kadına yönelik şiddet konusunda OECD ülkeleri arasında en kötü performansa sahip ülkelerden biridir. OECD verilerine göre, kadınların hayatlarında en az bir kez eş veya partner şiddetine maruz kalma oranı OECD ortalamasında yüzde 21,6 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 38’dir. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana öldürülen kadın sayısı 8 bin 500’ü aşmıştır. Bu acı tablo, kadınların can güvenliğini sağlayacak politikaların eksikliğini ve siyasi iktidarın sorumluluğunu açıkça ortaya koymaktadır” diye konuştu.

"‘Kadından yönetici olmaz’ fikrine son verilmelidir"

Kadınların refah içinde eşit şartlarda özgür bir yaşam sürebilmesi, ekonomik ve sosyal hayata katılabilmesi için beklenti ve taleplerini dile getiren Arslan, “İstanbul Sözleşmesi’ne acilen dönülmeli. Kadınların maruz kaldığı baskı, taciz ve tecavüz vakalarının son bulması için önemli caydırıcı kararlar alınmalıdır. ‘Eşit işe eşit ücret’ maddesine bağlı olarak ekonomik hayatta yalnızca cinsiyet farkından kaynaklı olarak kadınların maruz bırakıldığı ücret eşitsizliğine son verilmelidir. Kadınların annelik, hamilelik ve evli olma durumları istihdam edilmeme gerekçesi olarak görülmemeli, işverenin bu ayrımcı tavrını ortadan kaldırmaya yönelik düzenleyici kararlar alınmalıdır. Kadınların toplumun her alanında aktif olabilmesi için devlet yeterli sayıda kreş imkânı sunmalı ve annelerin topluma her anlamda katılımına destek olmalıdır. Siyasi hayatta kadın temsili arttırılmalı, bunun için siyasi partilerde kadın sayısına yönelik kota uygulamasına gidilmeli, sadece ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’ değil diğer bakanlıklarda da kadınlar bulunmalı ve bu yolla ‘Kadından yönetici olmaz’ fikrine son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ