HEM MİRAS HEM EMANET

Abone Ol

Kişi çevresinde şekillenir.

Çevremizi sosyal çevre ve fiziki çevre olarak değerlendirmek mümkündür.

Sosyal çevremiz, kültür ve sanat çevremizdir.

Kültür ve sanat çevrelerinde yaşamayı, burada başarılı olmayı, kültür ve sanat çevrelerinin yaşayan dostu olmayı hepimiz çok isteriz. Bu alanda çevre edinmeyi hepimiz severiz.

Dilde, fikirde ve işte birliğin en güzel şekliyle yaşandığı bir çevrede olmak, hepimizin ortak arzusudur.

Bu çevrede yaşamayı isterken yakın çevremizden uzaklaşmak doğru olmaz.

Hiçbir organın yerini başka bir organın tutmayacağı gibi özellikle yakın çevremizin yerini de başka birileri tutamaz. Onları ihmal etmeyelim aman.

Sosyal çevremiz kadar önemli olan çevremiz de yaşadığımız mekân, yakın olan yerler, etraf, civar …dır.

‘İnsanın çevreyi, evreni keşfettikçe kendini keşfettiğini’ söylerlerdi bize.

Dünyayı tanıdıkça yaratılış gayemizi daha iyi kavrayacağımızı öğretirlerdi bize.

Çevremizi anladıkça nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi daha da iyi anlardık.

Artık zorlanıyoruz gibime geliyor niyeyse. İstemesem de umutlarım kırılıyor artık.

Hassas bir denge ve düzen ile yaratılan çevrenin düzenini her geçen gün bilerek ya da bilmeden bozuyoruz gibime geliyor.

Bitkilerin, hayvanların bizlere sundukları sayısız faydalar gittikçe azalıyor gibime geliyor.

Maalesef hemen her gün bir canlının daha neslinin tükendiğine dair haberler duyuyoruz.

Tabiattaki doğal hayat alanları sadece fotoğraflara konu olacak kadar azalmış durumda maalesef.

İhmal ve kusurlarımızdan dolayı ormanlar kayboluyor, topraklar çölleşiyor, su kaynakları yok oluyor.

Her şeye rağmen umudumuz sönmeyecek.

Çevre sağlığına azami özen göstereceğiz. Gerekli tedbirleri alıp olumsuz dış etkenlerden uzak kalacağız.

Çevre kirliliği önümüzde çözülmesi gereken bir problem olarak hep kalacak.

İnsan faaliyetleri sonucunda çevrenin doğal dengesinin bozulmasına müsaade etmeyeceğiz.

Kendi çapımızda doğal kaynakların aşırı ve yanlış kullanılmasına engel olacağız.

Çevre felaketine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Çevremizi dış tehlikelerden esirgeyeceğiz. Bu konuyla ilgili gerekli tedbirleri alacağız. Zararlı durumların önüne geçmeye çalışacağız, gereken dikkati ve özeni göstereceğiz.

Çevremizi koruyacağız, ona sahip çıkacağız. Onu benimseyeceğiz. Onunla ilgileneceğiz.

Doğal çevreye zarar vermeyeceğiz; zarar verdirmeyeceğiz.

Ekolojik dengeye olumsuz tesiri olacak ne varsa onun karşısında olacağız.

Çevre kirlenmesinin kaynağının, ruhun kirlenmesinden olduğunu çevremize anlatacağız.

Terörün de savaşın da çevre suçu olduğunu haykıracağız.

Çevrenin güzelliğine bakıp güzelliğin korunması, kollanması gelecek nesile bırakılması için çabalamaktan vazgeçmeyeceğiz.

Umut kesmeyelim yeter.

Kaynaklarımızı ölçülü kullanalım, israf etmeyelim yeter.

Eline geçen fırsatta bu konuda çevremiz tohum saçalım. Kim hasat ederse etsin. Biz saçalım yeter.

‘Tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönecek’, buna inanalım yeter.

Yeter ki isteyelim. Başarırız.

Unutmayalım! ‘Çevremiz, atalarımızdan bize bir miras, bizim de çocuklarımıza bırakacağımız eşsiz bir emanettir.’