Hastane hasta dosyasını hastaya teslim etmezse hukuki durum

Abone Ol

Merhaba Değerli Okurlar;

Geçtiğimiz hafta ev sahibinin ihtiyacı sebebi ile tahliye  durumunu Yargıtay kararları ve kanunlar nezdinde incelemiştik. Bu hafta ise hepimizin başına sıkça gelen bir konuyu inceleyeceğiz. Herkes zaman zaman sağlık sıkıntıları yaşamakta ve tedavi olmak için sağlık kuruluşlarına başvurmak durumundadır. Gereken tedaviyi aldık, iyileştik veya tedaviden memnun kalmamdık ya da hastanede hastalığımızı tedavi edecek yeterli ekipman işinde uzman doktor yok ve başka bir hastanede devam etmek istedik. Yeni gideceğimiz hastanede daha önce tedavi olduğumuz hastanedeki yapılan tedavileri ve hastaya ilişkin evrakları görmek istemekte ki ona göre tedavinin aşamalarını değerlendirerek hastaya en doğru tedaviyi uygulasın. Ya da bunların hiçbirisi olmayabilir tedaviniz bitmiştir, kendiniz epikrizlerinizi saklamak isteyebilirsiniz

EPİKRİZ RAPORU NEDİR ?

Hastanın hastaneye başvurduğundan itibaren hastaya yapılan bütün tedavileri barındıran bir belgedir. Epikriz raporu verilen kişinin kimlik bilgileri yani adı, soyadı, kimlik numarasıHastanın yaşı, cinsiyeti ve protokol numarası,Hastanın şikayetleri ve hikayesi Hasta ve hastalıkla ilgili konulan ön tanı,Eğer yatışı olan bir hasta ise, yatış tarihi,Hasta ile ilgili muayene bilgileri, Hastanın ilk tetkik sonuçları,Yapılmış olan ameliyatlar ve ameliyat tarihleri,Hastanın konsültasyonu istendiyse bölümleri ve sonuçları,Eğer yapıldıysa özel tetkikler, gerekçeleri ve raporları ( Örneğin, CT, Sistoskopi vb ),Hasta ile ilgili kesin tanı,Yapılan ameliyatlar ve ameliyat sonuçları,Tekrar eden tetkiklerin sebepleri,Tanı ile uyumlu olmayan tetkiklerin yapılma sebepleri…. gibi bilgiler bu dosyada toplanır ve hastaya istedeğiği zaman teslim edilir

BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNUNA GÖRE EPİKRİZ RAPORLARI TESLİM EDİLMEK ZORUNDA

Bilgi Edinme Kanunu'nun 10. maddesine göre; Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler. Aynı Yasa'nın " Bilgi veya Belgeye Erişim Süreleri " başlıklı 11. Maddesine göre; Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi onbeş iş günü içinde sağlarlar. 

Aynı Yasa'nın " Başvuruların cevaplandırılması " başlık 12. Maddesine göre; Kurum ve kuruluşlar, bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını yazık olarak veya elektronik ortamda başvuru sahibine bildirirler. Başvurunun reddedilmesi hakkınnda bu kararın gerekçesi ve buna karşı başvuru yolları belirtir.

SÜRESİNDE VERİLMEYEN EPİKRİZ RAPORLARI VE BEBEĞİN ÖLÜ DOĞMASINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI

Dava konusu olayda, bilgi edinme hakkının kullanılması kapsamında talep edilen başta hasta dosyası olmak üzere, epikriz ve ölüm raporlarının davacı tarafa süresinde verilmemesinin çocukları ölü olarak doğan anne ve baba nezdinde, sağlık uygulamalarının kusurlu işletildiği hususunda yaratılan şüphe ve ruhsal çöküntü manevi tazmin talebinin karşılanması gereğini ortaya koymaktadır.”

T.C.
DANIŞTAY Onbeşinci Daire Esas No : 2014/5076 Karar No: 2015/2184

KARAR ÖZETLE

“………..Yine bilgi edinme hakkının kullanımına ilişkin başvuruların, yasal süresi geçirildikten sonra cevaplandırılması ” hizmetin geç işlediğinin ” göstergesi olacaktır.

Bilgi edinme hakkı, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında vazgeçilmez haklardan biridir. Bu hakkın kullanımı bireylerin, kamu kurum ve kuruluşların tarafından iş ve işlemlerle ilgili olarak bilgi edinebilmesi, kamu yönetiminde ve sunulan hizmetlerde şeffaflığın sağlanması bakımından da önem arz etmektedir.

Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 16. Maddesinde yerini bulan ” Kayıtların İncelenmesi ” başlıklı düzenlemenin ve Bilgi Edinme Kanunu’nun Bilgi ve Belgeye Erişim Başlıklı 10. Maddesinin ihlal edildiği anlaşılmaktadır.

Manevi tazminat, idari eylem veya işlem nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa karşılamaya yönelik bir manevi tatmin aracıdır.

Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak bir miktarda olması gerekmektedir.

Manevi tazminat, evrensel hukukta eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuru da ön plana alınmaktadır. Gelişen hukuktaki bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde, tatmin olma duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini de ortaya koymakta ve vücut bütünlüğü yanında ruh sağlığını da içeren kişi haklarının önemini vurgulamaktadır.

Manevi tazmin ile amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek değil, hizmet kusuruyla zarar veren idareyi, gerekli dikkat ve özeni gösterme konusunda etkili biçimde uyarmaktır.
Dava konusu olayda, bilgi edinme hakkının kullanılması kapsamında talep edilen başta hasta dosyası olmak üzere, epikriz ve ölüm raporlarının davacı tarafa süresinde verilmemesinin çocukları ölü olarak doğan anne ve baba nezdinde, sağlık uygulamalarının kusurlu işletildiği hususunda yaratılan şüphe ve ruhsal çöküntü manevi tazmin talebinin karşılanması gereğini ortaya koymaktadır.
Bu durumda olayda hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğundan söz etmek mümkün olmamıştır……….”şeklindedir.