GEREKSİZ KONUŞMAYALIM YETER

Abone Ol

İyi bir konuşmacı olmak zorunda değilsek de hepimiz, dilimizi çok iyi kullanmak durumundayız.
Selamlaşmada, tanışma ve tanıştırmada, teşekkür etmede, özür dilemede, adres sorma, yer tarif etmede, ziyaretlerde, taziyelerde, karşılama ve uğurlamalarda vb. günlük iletişimde güzel Türkçemizi güzel konuşabilmenin önemi ve değeri yadsınamaz.
Güzel konuşanı takdir edebilmenin erdemi ayrı bir konu. Bu hususta birbirimize çok ihtiyacımız var.
Telefonla konuşmada, tartışmada, sohbette özetle hazırlıksız konuşmalarımızda konuşma adabına uymayanı nasıl kınıyorsak o yanlışa düşmemek için biz de ayır bir çaba göstermek durumundayız.
Bütün bunlar için temel tek bir şart var: Gereksiz konuşmamak!
Gereksiz konuşmamak için özellikle aşağıdakilere uyulmalıdır:
Konuşmadan önce ne söylemek istediğimiz mutlaka düşünülmeli. Düşünüp 'Gırtlak dokuz boğum. Sekizini yut birini söyle.' atasözümüz bir kere daha hatırlanmalı.
Ses tonumuz ile konuşma temposu iyi ayarlanmalı.Mümkün mertebe muhatap ile göz teması sağlanmalı.Bildiğimiz ve de bizim için önemli konularda konuşulmalı.
Dinleyicinin sizin aktardıklarına önem verip vermediği kontrol edilmeli.
Özetle 'Söz bilirsen söz söyle, sözünden ibret alsınlar; söz bilmezsen sükût eyle, seni adam sansınlar.' atasözümüzdeki esasa uyulmalıdır.Aşağıdaki deyimlerimiz, bize bu konuda yeterli uyarıyı yapıyor. Bunları bir kere daha değerlendirmekte fayda var:
açık konuşmak: Gerçeği korkuya, çekinme duygusuna kapılmadan, gizlemeye gerek duymadan söylemek
açık yürekle söylemek: Hiçbir şeyi gizlemeden, samimi olarak, yalansız, riyasız konuşmak
ağız suyunu akıtmak: Çok beğendirmek, onu elde etmeyi istetmek, imretmek
ağzı laf yapmak: 1. Kolay konuşma yeteneği olmak 2. İnandırıcı söz söyleme yeteneği olmak
ağzına fermuar çekmek: Birini zorla susturmak; bir kimseyi konuşmaması konusunda uyarmak
ağzı oynamak: 1. Bir şeyler yemek 2. Konuşmak
ağzından bal akmak: Herkes tarafından zevkle dinlenebilir şekilde güzel, yapıcı ve etkili konuşmak
ağzını tutmak: 1. Boşboğazlık etmemek 2. Kötü söz söylememek 3. Bir konuda arzu edilmeyen düşüncelerin açığa çıkmasını susarak önlemek
alt perdeden konuşmak: Hafif sesle yavaş konuşmak
bir çift lakırtı /laf etmek: Kısa konuşmak
bir dediği bir dediğini tutmamak: Söyledikleri birbirine uymamak, tutarsız konuşmak
bir söylemek ama pir söylemek: Yerinde ve çok etkili konuşmak
boş konuşmamak: Gerçekleri söylemek, bilgisine dayanarak anlatmak
bülbül gibi konuşmak: 1. Güzel ve etkili söz söylemek 2. Bütün bildiklerini bir etki altında kalarak ayrıntılı olarak anlatmak
dili tutulmak: Sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak
dilini tutmak: Sonunu düşünmeden gelişigüzel konuşmaktan sakınmak
dilini yutmak: 1. Sevinç, korku, heyecan vb. sebeplerle konuşamaz olmak 2. Bilerek, hiç konuşmamak
diyalog kurmak: Karşılıklı konuşmaya başlamak
harbi konuşmak: Yalansız, gerçekleri gizlemeden konuşmak
kelimeleri tartarak konuşmak: Sonucu hesaplayarak konuşmak
lafı kısa kesmek: Söyleyeceğini kısa veya özet olarak belirtmek, az ve öz konuşmak
lafını /sözünü bilmek: (konuşurken) Ne söylediğini nereye varacağını hesap etmek, ölçülü konuşmak
nutuk vermek: Bir konuda özel olarak hazırlanıp konuşmak
ortaya konuşmak: Sözü hiç kimseyi hedef almadan söylemek
söz düşürmek: Konuşma sırası vermek
sözü sohbeti yerinde: Dinleyenleri sıkmadan, mantıklı, güzel ve dengeli konuşan; konuşmasından sohbetinden haz alınan
sözü tartmak: Ölçülü konuşmak
sözünü /sözünüzü/lafınızı balla kestim /kesiyorum: Konuşmanız bitmeden konuşmanızı kesip arada herhangi bir şey hatırlatmak için izin istiyorum.
sözünü bağlamak: Konuşmasını bitirmek için son sözlerini söylemek
tatlı sert: Görgü kurallarına uyarak, biraz sertçe konuşmak
ulu orta söz söylemek /konuşmak: 1. Herkesin duyup işitebileceği biçimde, çekinmeksizin konuşmak 2. Bir şeyin aslını bilmeden, düşüncesizce, gelişigüzel konuşmak