Günümüzde kronik yorgunluk sendromu, sadece bireyleri değil, aynı zamanda aileleri, iş hayatını ve toplumu da etkileyen önemli bir sağlık sorunu. Bu hastalıkla mücadele eden kişiler, günlük yaşam aktivitelerini sürdürmekte güçlük çekiyorlar ve iş hayatlarına ara vermek zorunda kalabiliyorlar.Ayrıca sosyal ilişkilerinde de kopukluklar meydana gelebiliyor.
Yunus Emre Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Uzm. Dr. Hava Demirhan, halsizliğin hastalar tarafından en sık bildirilen şikayetlerden olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Halsizlik, hastalar tarafından en sık bildirilen şikayetlerden biri. Bu durum bir hastalık grubu olmaktan ziyade vücuttaki enerji azlığı, tükenmişlik hissi, güçsüzlük şeklinde tarif edilen, kişiden kişiye değişkenlik gösterebilen yakınmaların bütünüdür.
Halsizlik, iç hastalıkları polikliniklerine yapılan başvuru nedenlerinin yaklaşık %30’unu oluştuyor. Kişide uzun zamandır var olan yorgunluk hissi, dinlenememiş olarak uyanma, isteksizlik ve dinlenme eksikliğine bağlı gelişen yaygın ağrılar zamanla aile yaşantısını, sosyal ilişkileri ve iş, okul hayatındaki verimliliği negatif yönde etkilemekte.”
“Hastaların % 75’i kadın”
Halsizliğin muhtemel sebepleri arasında psikiyatrik bozukluklar, beslenme, vitamin eksiklikleri ve uyku bozuklukları olduğunu da söyleyen Uzm. Dr. Hava Demirhan, kronik yorgunluk tanılarına dikkat çekti:
“Hastaların yarısı ile üçte ikisinde depresyon mevcuttur ve bazı uzmanlara göre kronik yorgunluk sendromu temelde psikiyatrik bir bozukluktur. Hastaların % 75’i kadındır, genellikle 30-45 yaş arasında görülür. Diğer hastalıkların dışlanmasıyla konulan bir dışlama tanısıdır. Yorgunluğun, günlük aktiviteleri ve işi ciddi şekilde etkilemesi, 6 ay veya daha uzun süren, sebebi bulunmayan ağır bir yorgunluğun mevcut olması, rahatlama yaratmayan uyku, 6 ay veya daha uzun süren sebebi bulunamayan ağır kronik yorgunluğun mevcut olması, kısa süreli hafızada ve konsantrasyonda ciddi bozulma, şişlik ya da kızarıklık olmadan çoklu eklem ağrısı gibi belirtiler bizi hastamız için kronik yorgunluk sendromu tanısı koymaya itebilir.” dedi.
Halsizliğin tedavisi hakkında konuşan İç Hastalıkları Uzm. Dr. Hava Demirhan, yapılacak ilk müdahale halsizlik nedeni olabilecek ilaçların kesilmesi olmalı, diyerek cümlelerini şöyle noktaladı:
“Tedavide yapılacak ilk müdahale halsizlik nedeni olabilecek ilaçların kesilmesidir. Uyku, diyet, fiziksel aktivite, iş yaşamı ve stres durumu gözden geçirilmelidir.Metabolik, hormonal ya da beslenme ile ilgili sorunlar altta yatan problemin tedavisi ile hızlıca düzeltilebilir. Enfeksiyon hastalıkları için hastalığa özel tedaviler planlanabilir. KOAH, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı gibi kronik problemleri olan hastalar, organ fonksiyonlarını artıran ve eşlik eden metabolik durumları düzelten tedavi yöntemlerinden fayda görebilir ve kademeli olarak fiziksel durumda iyileşme gözlenebilir.Düzenli ve yeterli uyku çok önemlidir. Antidepresanlar uyku düzenini düzeltebilir ve halsizliği baskılayabilir. Bazı hastalarda da bilişsel davranış terapisi ve kademeli egzersiz terapisi etkili tedavi yöntemlerindendir.” ifadelerini kullandı.