Eskişehir

Eskişehir'in beyaz altını için festival çağrısı!

Eskişehir’in köklü lületaşı sanatı, uzun yıllardır şehrin kültürel mirası olarak bilinirken, bu alandaki ustalar, lületaşının Türkiye’de hak ettiği değeri görmediğini ifade ediyor. ‘Beyaz Altın’ olarak adlandırılan lületaşı, dünya genelinde çıkarılmasına rağmen, en yüksek kalitede olanı Eskişehir’de bulunuyor ve bu yönüyle şehrin en önemli değerlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Abone Ol

Eskişehir’in uzun yıllardır lületaşı sanatı ile uğraşan  ustaları, lületaşının Türkiye’de hak ettiği önemi görmediğini ifade ederek, gençlerin lületaşı işçiliğine ilgisi olmadığını dile getirdi. ‘Beyaz Altın’  olarak bilinen lületaşı, birçok ülkede çıkarılmasına rağmen en üst kalite olarak Eskişehir’de çıkarılıyor olması yönüyle Eskişehir’in en önemli değerlerinden biridir. Özellikle Tarihi Odunpazarı Bölgesi’nin gelişimiyle birlikte şehri ziyarette bulunan turistlerin de yoğun ilgi gösterdiği lületaşı, pipo, takı ve hediyelik eşya gibi ürünler ile Eskişehir turizmine de katkı sağlamaktadır. Eskişehir’in en eski lületaşı ustalarından Ender Erdoğan ve Emre Ege, mesleğe olan ilginin azaldığını ifade ederek yurt dışı taleplerinin arttığını dile getirdi.

LÜLETAŞI HAK ETTİĞİ DEĞERİ GÖRMÜYOR

Dede mesleğini devam ettiren ve çocukluğundan beri lületaşı zanaatiyle uğraşan Ender Erdoğan,  lületaşının yurt dışında yoğun bir ilgi gördüğünü ifade ederek yurtiçinde tanıtımı yapılması noktasında Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir Valiliği’ne çağrıda bulundu. Erdoğan, mesleğin getirdiği zorlukları da dile getirerek lületaşı işlemeciliğini şöyle anlattı: “Ben 1969 yılında bu mesleğe başladım henüz 11 yaşındaydım. 44 yıldır da devam ediyorum. Dede mesleğim olduğu için bir de meslek sevgisi, meslek aşkı var tabii ki. Ekmeğimi de buradan kazanıyorum. Çocuk yaşta başladım ben bu işe. Lületaşı, Eskişehir'in 30 veya 40 kilometre civarındaki köylerden Türkmen Tokat, Karatepe, Sepetçi, Margı, Başören, Söğütçü gibi bu köylerimizden çıkıyor. Lületaşı bence tam olarak hak ettiği değeri görmüyor. Biz de gördüğünüz gibi ekmeğimizi taştan çıkartıyoruz. Ancak yurtdışında yeterince ilgi görüyor. Avrupa'da ve Amerika'da veya Çin'de daha çok biliniyor. Türkiye'de fazla bilen yok. Bizler genelde lületaşının büyük parçalarını pipo yapıyoruz. Yurt dışına gönderiyoruz. Türkiye'de tütün pişme kültürü de yok. Pipo olmayan küçük parçaları da tespih, takı, tasarım, biblo, kolye, küpe aksesuarlarla değerlendiren arkadaşlarımız var. Lületaşı’nın Türkiye'de tanıtılması için öncelikle Eskişehir Belediyesi ve Eskişehir Valisi’nin bir araya gelerek ülkeye tanıtma noktasında çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Uluslararası bir festival yapılabilir. Yaşadığımız sorunlara da değinecek olursak lületaşının ham maddesi son zamanlarda az bulunuyor ve bu durumda bizlere maliyeti de maalesef artıyor” diye konuştu.

OKULLARDA EĞİTİM VERİLMELİ

50 yıldır lületaşı sanatını icra eden Emre Ege ise, lületaşı işçiliğinde son yıllarda yaşanan işgücü sorununa değinerek okullarda eğitim verilmesini talep ediyor. Ege, “ Yeni nesil gençlerimiz maalesef bu işe ilgi duymuyorlar, çalışmak istemiyorlar. Ben 70'li yıllarda bu işe ilk çırak olarak girdiğimde meraklısı çok fazlaydı. İlkokulu bitiren öğrenciye hemen lületaşı eğitimi verilirdi. Şimdi gençler burada oturarak bu işi yapmaktan sıkılıyorlar. Gençlerimize bu mesleği unutturmamak adına okullarda öğrenci yetiştirilebilir” açıklamasında bulundu.