Pandemi sonrası Eskişehir’e taşınan Çağlayan, önce küçük bir depo ile koleksiyonuna başladı ve zamanla iki katlı bir konağa geçti. Kar amacı gütmediğini belirten Çağlayan, konağın önüne koyduğu “ücretsiz gezebilirsiniz” levhası ile tarihi eşyaları ilgilenenlerle buluşturuyor. Sinema tarihine ışık tutan projeksiyon film makineleri, gaz lambaları, eski televizyonlar, radyolar ve gramofonlar gibi nostaljik öğelerle dolu konakta, geçmişin izlerini taşıyan eserler sergileniyor.

Screenshot 34-22

TARİHİ, SEVENLERİYLE BULUŞTURUYORUM

Osman Çağlayan, konakta geçmişe yolculuk yapan ziyaretçilerin hikayelerini paylaşarak koleksiyonculuk serüvenini şöyle özetliyor: “Başlangıçta küçük bir depo ile işe koyuldum ancak bu yeterli gelmeyince Tarihi Odunpazarı Bölgesi’ndeki konağı kiraladım. İki katlı konağımda beş oda var ve her biri antika eşyalarla dolup taşıyor. Benim amacım tarihi, sevenleriyle buluşturmak ve kar amacı gütmüyorum. Kapının önüne koyduğum yazıda belirtildiği gibi, isteyen herkes burayı ücretsiz gezebilir. Buraya gelenler, adeta geçmişlerine dönüş yapıyor. Gençler genellikle retro eşyalarla ilgilenirken, yaşlılar kendi gençliklerini hatırlatan ürünlerle nostalji yaşıyor. Burada birçok duygusal anı paylaşmama tanıklık ettim; yaşlı bir çiftin burada gelip gözyaşlarıyla anılarını tazelemesi beni çok etkiledi.”

Screenshot 33-22

10 MİLYON TL VERSELER YİNE SATMAM

Eskişehir'de kışa girerken çilek fiyatları da tavan yaptı! Eskişehir'de kışa girerken çilek fiyatları da tavan yaptı!

Ürünleri temin etmek için Türkiye’nin dört bir yanında gezdiğini söyleyen Çağlayan, koleksiyonunun paha biçilmez olduğunun altını çiziyor. “Türkiye’nin her köşesinde tanıdıklarım var. Ne yazık ki, yaşlı insanların vefat etmesi sonucu çocukları evlerindeki değerli eşyaları satmaya çalışıyor; ben de bu yolla ürünlerimi temin ediyorum. Her bir eşya benim için farklı bir anlam taşıyor. Bazı koleksiyonerler tek bir alana odaklanırken, benim için her eski eşya ayrı bir değer ifade ediyor. Duygusal bağ kurduğum ürünler genellikle Osmanlı dönemine ait olanlar. Örneğin, Osmanlı’dan kalma halı makası, saatçi mengenesi ve deri germe aleti gibi eşyaların bulunduğu takım çantasına özel bir ilgim var. Çok değerli bulduğum eserleri satmayı düşünmüyorum; belki biri çok beğenirse hediye edebilirim, ancak genel olarak koleksiyonumda tutuyorum. Bu konaktaki eşyaların tamamını 10 Milyon TL teklif edilse dahi satmam. Ancak birisi gelip ‘Bu ürünleri geleceğe taşımak için müze olarak sergileyeceğim’ derse, o zaman anahtarı teslim ederim. Benim için önemli olan bu eşyaların değerinin bilinmesidir; tüm ürünlere maddi bir değer biçmenin imkansız olduğunu da biliyorum.”

Screenshot 32-25

Kaynak: HABER MERKEZİ