Eskişehir'de İstiklal mahallesi Porsuk Bulvarı Adalar girişinde bulunan ve depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle kentsel dönüşüme alınan 8 katlı binada dün 16.00 saatlerinde kısmi çökme meydana geldi. Olayda yaralanarak hastaneye kaldırılan 4 işçinin tedavisi devam ederken yetkililer kazanın sebebi ve göçüğün büyüklüğünü araştırıyor. Yaşanan kazaya ilişkin önemli açıklamalarda bulunan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Orkun Kılıç, binaların eski olmasının yaşanan kazada en büyük gerekçe olduğunu dile getirerek kentsel dönüşüm çalışmalarının parsel bazında değil alan bazında yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
"KİRİŞİN DARBE ALMASI KAZAYA NEDEN OLMUŞ OLABİLİR"
Kazaya ilişkin incelenen fotoğraflar üzerinden yapılan ilk değerlendirmelerini dile getiren Kılıç, kazanın kirişin kırılmasından dolayı meydana geldiğini belirtti. Kılıç, “Üzücü bir olay yaşandı, öncelikle kazadan etkilenen tüm emekçi kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Bu olayda can kaybı yaşanmadan hızlı bir müdahale ile işçiler kurtarılabilmesi de büyük bir şans. Bu binada elle yıkım yöntemi kullanılıyor. Yukarıdan başlayarak önce döşemeler kırılıyor, ardından taşıyıcı sistem devreye giriyor. Dronla çekilen fotoğraflardan da görüyoruz ki mavi branda ile kapatılmış yere bir boşluk bırakılmış ve molozların bu boşluktan aşağıya indirildiğini tahmin ediyoruz. Yaptığımız incelemelere göre muhtemelen molozların düşüşü sırasında kirişe bir darbe geldi ve bu da kirişin kırılmasına, dolayısıyla kazanın meydana gelmesine neden oldu” diye konuştu.
ELLE YIKIM OLMASA BU DURUM OLUR MUYDU?
İnşaat çalışmalarında makine yerine elle yıkım yöntemi kullanılmasının göçmeye etkisi olup olmadığı konusunda kesin ifadeler kullanmanın doğru olmadığını ifade eden Kılıç, yaşanan durumdan binaların depreme dayanıklı olmadığı sonucunu ortaya koydu. Kılıç, “Bu bina, zaten çok eski ve dayanımı oldukça düşük bir yapıydı. Riskli yapı olarak tespit edilmesi ve kentsel dönüşüm sürecine alınması, zayıflığını doğruluyor. Her kazada bir ihmalden söz etmek mümkündür ancak Eskişehir’in dar caddeleri, bitişik nizam imar planları ve yan binalarla olan yakınlık, iş makinelerinin kullanılmasını zorlaştırıyor. Rahat çalışma ortamı ortadan kalkıyor. Bu durum elle yıkımı zorunlu hale getirebiliyor. Kirişin çok zayıf olması da sonucu bu noktaya getiriyor. Bu da şunu gösteriyor ki deprem olsa bu binanın ayakta kalmayacağı kesindi. Elle yıkım dışında başka bir yöntem belki kullanılabilirdi ama o durumda caddenin tamamen trafiğe kapatılması gerekirdi. Bu da şehir trafiğini olumsuz etkileyecek. Tabii ki hiçbir şey insan hayatından daha önemli değil. Kazım Başkan’ın dediği gibi bu noktadan sonra mecburen makine ile yıkıma devam edilebilir ama her kattaki döşemeler yıkılmış durumda zaten. Dolayısıyla büyük bir makine getirerek kiriş ve kolonları kese kese yapmak mümkün olabilir ama eğer döşemeler duruyorken bu işlem yapılsaydı o makineler de zorlanacaktı. Kaza yaşanmasa zaten o aşamadan sonra makineye geçiş olacaktı diye düşünüyorum. Bu olmadığında da kullanılan ekipman sayısı azalıyor. ‘Elle yıkım olmasa bu durum yine olur muydu?’ sorusuna detaylı incelemeler sonrasında cevap verilebilir” açıklamasında bulundu.
"BENZER KAZALARIN DEVAM ETMESİ KAÇINILMAZDIR"
Kılıç yaşanan kazadan ders çıkarılması gerektiğine vurgu yaparak, kentsel dönüşüm çalışmalarının alan bazında yapılması gerektiğine dikkat çekti. Kılıç, “Bu olay, bir gerçeği açıkça ortaya koyuyor: Eski binalar ayakta zor duruyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarını parsel bazında yürütmek, bu tarz kazaları ve sorunları tamamen ortadan kaldırmayacaktır. Alan bazında dönüşüm yapılması, hem şehirdeki eski yapı stokunu hızla yenilemek hem de bu tarz kazaları önlemek için daha etkili bir yöntemdir. Belediye ve diğer kurumlar el ele vererek bu dönüşüm çalışmalarını hızlandırmalıdır. Aksi takdirde, deprem gibi büyük bir felakette bu gibi binaların tamamı yıkılacaktır. Ayrıca, parsel bazlı dönüşümde benzer kazaların devam etmesi kaçınılmazdır” dedi.