Eskişehir Diş Hekimleri Odası Başkanı Cenk Ataç, diş hekimliği sektöründeki mevcut sorunlar ve 2025 yılı tarifeleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ataç, geçmişte zorunlu olarak uygulanan diş hekimliği tarifelerinin günümüzde tavsiye edilen bir liste haline getirildiğini belirterek, yıllık tarifelerin bilimsel bir temele dayalı olarak her yıl Aralık ayında açıklandığını vurguladı.
2025 yılı için yapılan tarifelerde, kalem kalem yüzde 43 ile yüzde 48 arasında değişen artışların olduğunu ifade eden Ataç, bu artışların kullanılan malzemelere, enerji giderlerine, işçi maaşlarına ve genel ekonomik faktörlere bağlı olarak belirlendiğini söyledi. Ayrıca, tarifelerin hazırlanmasında, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların, asgari ücretin yükselmesi gibi faktörlerin önemli bir rol oynadığını aktardı.
Ataç, 2024 yılında kullanılan malzemelerdeki zam oranları ve maliyet artışlarının göz önünde bulundurularak tarifelerin belirlenmiş olduğunu ifade ederken, yeni tarifelerin Ocak ayı itibarıyla uygulanmaya başladığını belirtti. Artık taban ya da tavan ücret yerine, diş hekimlerinin tavsiye edilen tarifeleri dikkate alarak hizmet sunduğunu da sözlerine ekledi. Bu sistemle birlikte, diş hekimliği hizmetlerinin daha şeffaf ve sürdürülebilir bir şekilde sunulmasını hedeflediklerini dile getirdi.
"Hasta sayısına karşılık alınan ücretler de yeterli değil"
Sektörde ciddi sorunların olduğunu dile getiren Ataç, “Bunlardan bir tanesi, hızla artan fakülte ve kontenjan sayısı. Şu anda Türkiye’de 50 bin diş hekimi var ve her yıl yaklaşık 10 bin kişi mezun oluyor. Bu artış hızıyla, 4-5 sene içinde diş hekimi sayısı iki katına çıkabilir. Bu durum hem ciddi bir işsizlik sorununa yol açıyor hem de istihdam problemi yaratıyor. Artık diş hekimleri neredeyse asgari ücretle çalışır hale geliyor. Kamudaki istihdam sorunlarıysa çok ciddi boyutta. Kamu tarafından yapılan istihdam mevcut diş hekimi sayısına göre oldukça yetersiz kalıyor. Kamu, hızla büyüyen bu sayıya tek başına cevap veremez. Aynı şekilde özel sektör de bu büyümeyi karşılayamaz. Kamuda çok büyük bir iş yükü var ve hekimler hızlı hasta bakmak zorunda kalıyor. Ancak bakılan hasta sayısına karşılık alınan ücretler de yeterli değil. Bu da büyük bir iş gücü ve stres yaratıyor” ifadelerini kullandı. Ataç ayrıca 14 Şubat’ta iş bırakma eylemi olacağı yönünde duyumlar aldığını ve bununla ilgili ilerleyen günlerde açıklama yapacaklarını belirtti.