Aslında kaleci olmak gibi bir düşüncesi olmayan ama mahalle maçlarında hep kaleye geçirilen Esra Yarım, Eskişehir Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü’nde başladığı futbol hayatında 4 yılda Milli takıma ulaştı. UEFA Gelişim Turnuvası’nda U-16 Kız Milli Takımımızın kalesini koruyan Esra, Ay-Yıldızlı formayla şampiyonluk yaşadı. Esra, milli takımın vazgeçilmezi olmak istiyor…
6 maçın 4’üne 11’de başladı
Eskişehir Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü Kadın Futbol Takımı’nın 2008 doğumlu kalecisi Esra Yarım geçtiğimiz haftalarda UEFA WU16 Dostluk Turnuvası ve UEFA Gelişim Turnuvası’nda U-16 Kız Milli Takımımızın kalesini korudu. Bursa’da doğan daha sonra Eskişehir’e gelen milli kaleci Esra, UEFA Gelişim Turnuvası’nda şampiyonluk sevinci yaşadı. Dostluk Turnuvası’ndaki 3 maçın 2’sine ilk 11’de başlayan Esra, Gelişim Turnuvası’nda ise 3 maçın yine 2’sine ilk 11’de başladı. 3-1 kazanılan Belarus maçında ise 2. dakikada penaltı kurtararak maçın yıldız isimlerinden oldu. Milli takımın vazgeçilmezi ismi olmayı hedefleyen Esra Yarım, Antrenörü Bahadır Aksın ve Kaleci Antrenörü Yunus Çal ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Futbola nasıl başladın?
Futbola 12 yaşımda başladım. Pandemi döneminde Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü kadın futbol takımı kuruldu. O dönemde ablam Elvannur ile birlikte geldik. O da bizim takımın orta sahası. Bu şekilde futbola başladık.
Neden kalecilik?
Ben küçükken mahalle maçlarında beni hep kaleye geçiriyorlardı. O zamandan kaldı. Buraya ilk geldiğimde ablam da ‘Kaleciyim diye söyle’ dedi. Adnan hocam da ‘Senin boyun uzun, seni kaleye geçirelim’ dedi. Bu şekilde kaleci oldum. Yani daha öncesinden içimde kaleci olmak gibi bir arzu yoktu ama bu şekilde… Kaleci olduktan sonra da pişman olmadım.
Hedeflerin nelerdir?
Uzun vadede en büyük hedefim ileride A Milli Kadın Futbol Takımı’nda oynamak ve yurtdışında başarılı bir kariyer sahibi olmak istiyorum. Kısa vadede ise bu sezon Süper Lig’den kaliteli bir takıma gitmek istiyorum. Altyapısı bile olur, ben oradan yükselirim hiç fark etmez.
Özellikle oynamak istediğin bir takım var mı?
Ya tabi ki var ama bunu açık açık dile getirmeyi tercih etmiyorum. Çünkü o takıma gidemezsem gideceğim diğer takımlara ayıp olur.
Ailen ve arkadaşlarının desteği nasıl?
Zaten annem ve babam benim her zaman yanımda oldular. Futbola başlamamda destek oldular. Ailemden her zaman tam destek görüyorum. Arkadaşlarım da öyle her zaman olumlu şeyler duyuyorum, beni destekliyorlar. Aileme ve arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
Milli takımdan dönünce nasıl tepkiler aldın?
Oradan döndüğümde daha fazla ilgi görmeye başladım. Bu güzel bir duygu... Açıkçası insanlarla daha iyi anlaşmaya başladım da diyebilirim.
Futbol dışında nelerle ilgileniyorsun?
Benim hayatımda futboldan başka bir şey yok. Öyle çok hobilerim yok. Boş zamanlarımda da takım arkadaşlarımla vakit geçiririm. Hep onlarla birlikteyiz. Hayatım tamamen futboldan ibaret. Futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz diyebilirim.
Antrenman programların nasıl?
Takım antrenmanları haftada 4-5 gün oluyor. Onun harici Yunus hocamla iki gün çalışıyoruz. Hafta sonları sabahları kendim bireysel antrenmanlar gerçekleştiriyorum. Bunun dışında her sabah uyandığımda karın antrenmanı gerçekleştiriyorum. Milli takım antrenmanlarında ise maç olmadığı günlerde çift antrenman yaptık.
Milli takım ortamı nasıldı?
Çok güzeldi, gerek kamp döneminde gerek turnuvada güzel günler geçirdim. Arkadaşlıklar güzel, herkes birbiri ile iyi anlaşıyordu. Orada da güzel bir aile ortamı var yani.
Maçlara kendini nasıl hazırlıyorsun?
Maçtan önceki gün kendimi aslında kampa alıyorum. Yeme-içmeme çok dikkat ediyorum. Sağlığıma, sakatlıklarıma çok dikkat ediyorum. Beni mutlu edecek şeyler izlemeye, mutlu edecek şeyler yapmaya çalışıyorum ve erken yatıyorum. O gün daha enerjik şarkılar dinliyorum.
Maç öncesi yaptığın rutinlerin var mı?
Maça çıktığımda, ilk düdük çalmadan önce kaleye geçtiğimde tek ayakta topuğuma vurarak zıplama gibi bir alışkanlığım var, aslında özellikle yaptığım bir şey değil ama alışkanlık olmuş her maç başlamadan bunu yaparım…
Eğitim hayatınla futbolu nasıl dengede tutuyorsun?
Önce okuluma gidiyorum ardından antrenmanlarıma çıkıyorum. Biri diğerini aksatmıyor. Aslında daha çok futbola odaklanmak istiyorum ama eğitim de şart. Bundan dolayı bir şekilde idare ediyor, ikisi birlikte yürüyor.
Milli takıma seçildiğinde neler hissettin?
Bu haberi evdeyken aldım. Milli takım kampına davet aldığım belli oldu ve bu haberi aldıktan sonra 10 dakika içinde sahaya geldim. Koşa koşa, doğruca sahaya geldim. Böyle bir duygu yok… Çok mutlu oldum. Çok gurur duydum, bu çok güzel bir duygu.
Gelişim Turnuvası’nda 3 maçta sadece 1 gole engel olamadın. Bunun hakkında ne söylemek istersin?
Takımımız bir kere çok iyi. Çok güzel maçlar çıkarttık. Hem UEFA Gelişim Turnuvası’nda hem de UEFA WU16 Dostluk Turnuvası’nda… Bununla gurur duyuyorum. Çok güzel bir deneyim oldu benim için. Performansımdan memnunum. O kamp ortamı benim için çok farklıydı. Daha önce de kampa çağrılmıştım, orada da maçlara çıktım ama yedektim. Ondan dolayı bir üzgünlüğüm vardı. Şimdi ise kamp güzel geçti, ilk 11’de maçlara başladım bundan dolayı mutluyum.
Şampiyon olduktan sonra neler hissettin?
İlk kez maça çıktığım bir milli takımla şampiyon olmak gerçekten ayrı bir gurur verdi. Hem kendi performansım hem takım olarak performansımız çok iyiydi. Gururlandım, mutlu oldum. İnşallah bu şekilde devam eder. Milli takımın vazgeçilmez ismi olmayı isterim… Bunun için de çalışmalarımı, gelişimimi sürdüreceğim.
UEFA Gelişim Turnuvası’nda Belarus ile oynayarak 3-1 kazandığınız maçta penaltı kurtardın. O anda neler düşündün?
Maçın daha 2’nci dakikasıydı. Çok inanılmaz bir andı. Daha dakika 2 ve Belarus’a karşı penaltıyı kurtardım. Aslında ters köşeye atacağını düşündüm ama topa gelişinden üstüme atacağını anladım. Heyecanım çok fazlaydı, milli takımdaki ilk penaltımdı. O penaltıyı kurtardıktan sonra takım olarak sevinç yaşadık ve o an maçı alacağımıza olan inancımız ve hırsımız daha da arttı. Hocalarımın ve arkadaşlarımın beni tebrik etmeleri göğsümü kabarttı. Penaltı kurtarmak zaten kaleciye kendini iyi hissettiriyor, onların desteği ile kendime güvenim kat kat arttı diyebilirim.
Eskişehir’de kadın futbol takımında olmaktan memnun musun?
Büyükşehir Gençlik ve Spor Kulübü’nü seviyorum, mutluyum. Ama şehir olarak baktığımızda çok az kadın futbol takımı var ve bu şehir için iyi bir durum değil. Az takım var ve alt liglerdeyiz. 3. Lig ve 2. Lig’de takımlar… Bunun yanı sıra kadın futboluna çok fazla destek de yok. Bu üzücü bir durum. Keşke Eskişehir’de kadın futboluna destek daha fazla olsa…
Esra ile ne zamandır çalışıyorsunuz ve Esra nasıl bir sporcu?
Yunus Çal: Esra ile 2021’den beri çalışıyoruz. Biz sadece erkek kalecilerle çalışıyorduk. Osmangazi Sahası’nda çalıştığımız için Belediye’nin kız takımındaki Bahadır hoca ile Adnan hoca rica ettiler, Esra’yı da çalıştırmam için. O zaman aldım Esra’yı. Esra kısa zamanda çok yol kat etti. Bir de Esra farklı bir çocuk, kızlara göre biraz daha erkeksi bir kaleci. Esra’nın gelişimini gördükten sonra Milli takım hocaları ile iletişime geçtik. Onları davet ederek Esra’yı izlemelerini sağladık. Onlar da Milli takıma davet ettiler. Şu an U-16 Kız Milli Takımı kalesinde… İlk defa Eskişehir’den bir kız kaleci Milli takımda oynuyor. Bu da bizim için onur ve gurur verici. Esra’nın şansı yaver giderse, doğru zamanda doğru yerde olursa Avrupa’ya bile gidecektir. Allah yolunu açık etsin.
Esra ile nasıl çalışmaya başladınız ve Esra nasıl bir sporcu?
Bahadır Aksın: Biz Esra ile 2020’de pandemide tanıştık. Şu anki Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce, pandemi zamanında kadın futbol takımı kuralım demiş. Hüdai Doğu, Bilal Arular hocalarımızla seçme yaptık. Pandemiden dolayı 45 kız katıldı. Ayşe hanım da ‘Kızlarımızı ayırmıyoruz. Hepsini alalım’ dedi. O zaman başladık. Ardından Esra’yı Yunus hocamıza yönlendirdik. Daha sonra liglere girmeye başladık. Esra hırslı, kuvvetli, çalışkan ve disiplinli bir sporcu. Vazgeçmeyecek bir sporcu, onu daha iyi yerlerde göreceğimize inanıyoruz. Milli takıma gitti, oradan dönmez artık…