25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" kapsamında Eskişehir Kadın Dayanışması, Ulus Anıtı önünde basın açıklaması düzenledi. Etkinlikte, kadın cinayetlerinin politik bir mesele olduğuna vurgu yapılarak, kadınlar için eşit, adil ve özgür bir dünya talep edildi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi, Eskişehir Kent Konseyi, Odunpazarı Kent Konseyi, Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi, Eskişehir Barosu, TMMOB Eskişehir IKK Kadın Çalışma Grubu, Türk Mühendis, Mimar Odaları Birliği Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu, Kadın Çalışma Grubu gibi birçok kurum ve kuruluşun katılımıyla oluşturulan Kadın Dayanışması adına açıklama yapan Cansel Öztürk Tekmen, 2024 yılı içerisinde 357 kadının öldürüldüğüne dikkat çekti.
‘Kutsal aile’ kavramının kadınlar için güvenli olmadığını vurgulayan Tekmen, kadınlara yönelik şiddetin yaşamsal bir sorun olduğunu dile getirdi. Tekmen, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında, 25 Kasım’ı ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ ilan etti. O günden bugüne yıllar geçse de, diktatörlüklere ve onların eril zihniyetlerine karşı mücadele dünyanın her yerinde sürüyor. Bugün hâlâ kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddet, yaşamsal bir sorun olarak karşımızda. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDKF) yayımladığı 10 aylık kadın cinayeti raporuna göre, 1 Ocak-31 Ekim 2024 tarihleri arasında 357 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Katil erkeklerin büyük bir kısmı Narin cinayetinde olduğu gibi ‘aile’ içinden çıkıyor. Görüyoruz ki ‘Kutsal Aile’ kadınlar ve çocuklar için güvenli değil. Kadını sadece aile içinde tarif eden kadın düşmanı zihniyet, kadını şiddete açık hale getiriyor! İşyerinde tacize, mobbinge ve baskıya uğrayan kadınların eşit çalışma koşullarını kazanma mücadelesi günümüzde hâlâ sürüyor” diye konuştu.
"ÇARESİZ VE GÜVENCESİZ DEĞİLİZ!"
6284 sayılı kanunun can simidi olduğunun altını çizen Tekmen, şiddetle mücadelede herkesin sorumluluğu olduğunu ifade etti. Tekmen, “Kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı ve kadın cinayetleri katlanarak artıyor! Böyle değilmiş gibi kadınların şiddetten korunma kalkanı olan İstanbul Sözleşmesi hukuka aykırı olarak feshediliyor! İşte bu yüzden kadın cinayetleri politik oluyor! Böyle bir dönemde 6284 Sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu kadınların can simidi olarak yanımızda duruyor! Bizler mevcut politikanın varsaydığı gibi “Çaresiz ve Güvencesiz” değiliz! Biliyoruz ki; İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması ve bütüncül bir mücadeleyle kadına yönelik her türlü şiddet sonlandırılabilir. Devletin böyle etkin şiddetle mücadele araçlarını kullanma sorumluluğu vardır! Yerel yönetimlerin ise kadın dostu kentler inşa etmek, şiddetten arındırılmış alanlar/mekanlar kurmak gibi sorumlulukları vardır! Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonlandırılması tüm kamu kurumlarının, tüm özel kurumların ve birey olarak her birimizin sorumluluğu altındadır!” dedi.
25 KASIM'DA BİR KEZ DAHA HAYKIRIYORUZ!
Eşitlik mücadelesine devam edeceklerini dile getiren Tekmen, şiddetin bahanesi olmadığını belirtti. Tekmen, “Bizler, kentimizde şiddete uğrayan kadınlara destek için birçok mekanizma bulunmakla beraber, bunların duyurulması, yaygınlaştırılması ve etkin uygulanması için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Eskişehir Kadın Dayanışması olarak 2024 yılı 25 Kasım’ında “kadın aklı ile” tüm kentte birçok etkinlik planladık. “Kadına Yönelik Şiddetin Cezasızlığının Bahanesi Yok” diyerek şiddete bahane aranamayacağını anlatmak istedik. Bizler 10 yılı aşkın süredir bir arada olan Eskişehir Kadın Dayanışması bileşenleri olarak Mirabel Kardeşlerin izinde eşitlik mücadelesini sürdürüyoruz. Bizler 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir kez daha haykırıyoruz: ‘Kadınlar için eşit, özgür ve adil bir dünya istiyoruz!” açıklamasında bulundu.