Kadın Dayanışma Komiteleri ve Anadolu Dayanışma Ağı adına açıklama yapan Makbule Bozkur ve Şevval Eroğlu, “Ülkemizde büyük bir toplumsal çürümeyle karşı karşıyayız. Kısa bir zaman diliminde, 'artık bu kadarı da olmaz' dediğimiz birçok olayla sarsıldık. Bir sapık tarafından katledilen 19 yaşındaki iki genç kadın, sokak ortasında tecavüz girişimi ve çocuk istismarları… Sıkça sorgulamaya başladık: Biz ne zaman böyle bir ülke olduk?” diye belirttiler. Eroğlu, geçmişte sadece sinemalarda izlenen korkunç olayların artık hayatlarının bir parçası haline geldiğine dikkat çekti.
KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR
Eroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu dehşet verici olaylar, adım adım hayatımıza girdi. Toplumsal çürümenin arkasında paranın gücünün öne çıktığı ve güç ilişkilerinin yüceltildiği bir sistem var. Bu sistemde adalet mekanizması çökertildi, toplumsal adalet hissi yok edildi. Kadınlar, her geçen gün daha fazla baskı altına alınmakta ve şiddetin kurbanı olmaya devam etmektedir. Ülkemizdeki eşitsizlik ve adaletsizlik, kadınları hedef almaktadır. Bu sorun, yalnızca bireysel bir mesele değil, toplumsal bir sorundur. Kadın cinayetleri politiktir!”
KADINLAR, BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Bozkur, kadın cinayetlerinin toplumda var olan adaletsizlik ve yozlaşmanın en bariz göstergesi olduğunu ifade ederek, “Kadınlar ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyor, şiddet sıradanlaştırılıyor ve bu duruma karşı çıkanlar susturulmaya çalışılıyor. Ancak biz kadınlar asla boyun eğmeyeceğiz! Mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz ve bu düzeni değiştirmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız” dedi.
Basın açıklamasının sonunda, Anadolu Üniversitesi öğrencileri ve Kadın Dayanışma Komiteleri ile Anadolu Dayanışma Ağı üyeleri, “Yaşasın kadın dayanışması!” sloganları atarak etkinliği sonlandırdılar. Katılımcılar, kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı durmaya devam edeceklerinin altını çizdiler.
