Eskişehir

Eskişehir için en kötüsünü söyledi hazırlanın...

ESTV ekranlarında yayınlanan ‘SORUYORUZ’ programına katılan Celalettin Kesikbaş, depreme karşı mutlaka hazırlanması gerektiğini ifade ederek, "Eskişehir’in mutlaka depreme hazırlanması lazım. Allah kimseye acı yaşatmasın ama kent yıkıldığında ne çalışacak adam bulabiliyorsun ne çalışanda moral bulabiliyorsun ne altyapı bulabiliyorsun. Can kaybını tabii ki kimse istemez ama ekonomik anlamda Eskişehir 1 yıl durur" dedi.

Abone Ol

Celalettin Kesikbaş ESTV ekranlarında yayınlanan ‘SORUYORUZ’ programında gazeteciler Tarkan Demir ve Murat Taşkın’ın gündeme dair sorularını yanıtladı. Asgari ücret beklentisi, yerel seçimlerde Eskişehir için beklediği hizmetlerle ilgili açıklamalarda bulunan Kesikbaş “Eskişehir Büyükşehir Belediyesi için Belediye Başkanı olmak ister misiniz?” sorusunu ise “Herkes ister. Keyifli bir şey olduğuna inanıyorum. Eskişehir’de bugün 9 Bin kişiye sorsanız hepsi Belediye Başkanı olmak ister” diyerek cevapladı.

“ASGARİ ÜCRET KUVVETLE MUHTEMEL 16-17 BİN”

Asgari ücret beklentisinin 16-17 Bin Lira arasında olduğunu ve Temmuz ayında tekrar değerlendirme beklediğini ifade eden Kesikbaş, “Asgari ücret sadece çalışanın değil işverenlerin de beklediği bir değer çünkü asgari ücrete göre birçok şey değişiyor. Benim tahminim 16 Bin ila 17 Bin Lira arasında olması. Yani yüzde 42 ile 47-48 arasında bir artış beklentimiz var. Tabii burada en büyük belirleyici enflasyon bu şekilde devam edecek mi? Orta vadeli plan açıklandı yüzde 38 civarında bir enflasyon öngörülüyor. Enflasyon bunun üzerine çıkarsa özellikle sosyal barış ve iş barışı açısından da önceden de söylediğim gibi yılın ortalarında bir asgari ücret artışı daha olabilir. Asgari ücreti bugünden üst seviyelere getirmek kendi içinde bir döngü de oluşturuyor. Asgari ücret artıyor, maaşları artırıyorsun bununla ilintili olarak enflasyon da artıyor. Enflasyon arttıkça sen artırıyorsun, sen arttırdıkça enflasyon artıyor gibi bir döngüye sokmamak için hepimizin beklentisi ekonomik ve mali disiplinin merkezi yönetim tarafından sağlanması, enflasyonun 38-40 bandında sabit tutulması ve buna bağlı olarak ücretlerin stabil bir halde tutulması. Kuvvetle muhtemel 16-17 bin arası bir rakam belirlenecek ve Temmuz ayında tekrar değerlendirme yapılacak. Sanayicilerde rekabetçiliğimizi kaybetmememiz gerekiyor. Neticede rekabetçiliği kaybettiğimiz zaman ihracat geriliyor, maliyetler artıyor ve artan maliyetleri bir şekilde ürünlere yansıtıyorsunuz. Burada ki çıkmazı sıkı para politikalarıyla, ekonomide küçülme ve soğutmayla sağlamak gerekiyor. Sanayide asgari ücretin bir tık üzerinde rakamlar var. Burada en büyük risklerden biri asgari ücret artınca beyaz yaka ve mavi yaka arasındaki rakamlar da birbirine yaklaşmaya başlıyor. Bu ülkenin yaşanabilir enflasyon rakamlarına hızlıca gelmesi lazım bunun için belki bir süre sıkıntı çekebiliriz ama bir daha bozulmamak üzere. Ben çözüleceğine inanıyorum ama sıkı durmak gerekiyor. Hayat hepimiz için pahalı sanayiciye etkisi de maaşlar artıyor, maliyetler artıyor doğal olarak siz ihracatla büyümeye çalışıyorsunuz ama bunun için de rekabetçi fiyatlara ihtiyacımız var. Hep söylüyorum ihracat yapabilmek şampiyonlar liginde futbol oynamak gibi bir şey, dünyanın her yerinden rakibiniz oluyor” dedi.

“SANAYİCİLER BU KONULARI AŞTI”

‘Asgari ücret artışıyla beraber giderlerin artması nedeniyle işçi çıkarılabilir mi?’ sorusunu yanıtlayan Kesikbaş geçmişte yaşanan krizlerle beraber sanayicinin bir refleks geliştirdiğini ve işçi çıkarma gibi bir durum yaşanmayacağını dile getirerek, “Sanayiciler bu konuları aştı. 1994-1998 ekonomik krizi, 2001-2008 ekonomik krizi derken sanayiciler bir takım refleksler geliştirdiler. Özellikle ihracatla ilgili ciddi yol kat ettiler. Eskişehir’de ticaret iklimi tabana yayılmış durumda ve gün gün Eskişehir’in ihracatı artıyor. Biz kendi önlemlerimizi almaya çalıştık özellikle son 3-4 senede orta ölçekli şirketlerin çok önemli bir kısmı kendi altyapılarını kurdu. Eskişehir sanayisi 2000 yılından sonra bir toparlanma sağladı ama sanayici ve üreten insan hiçbir zaman birikim yapamamıştı.  Biraz para kazandık fabrika yaptık, biraz para kazandık içine makine koyduk derken kazanılan paraları tekrardan yatırıma kurguladık. Para biriktirmeye vakit olmamıştı. Son dönemde sanayiciler yine para biriktirmiş değil belki ama gelecekle ilgili sıkıntıları ön görerek kendi kurgularını yapılandırmaya başlamışlardı. Özellikle ihracatı çeşitlendiren çok firmamız var o nedenle böyle bir işsizlik ya da işten çıkarma olacağını düşünmüyorum. Belki çok küçük ölçekli şeyler yaşanabilir ama bizim Eskişehir’de çalışan bulamama ile ilgili bir durumumuz mevcut. Bazı sektörlerde fazlasıyla insan kaynağına ihtiyaç var. Gençler de KPSS’ye girip devlet memuru olmak istiyor ama bu tembellikten de kurtulmak lazım. Aslında özel sektör  potansiyeli yüksek girişimcilik ekosistemine açık ufuklar sağlayan bir yapı. Bizim gençlere bu düşünceyi de vermemiz lazım, gençleri motive etmekle alakalı problemimiz var. Para az diyorlar ama ben de 30 yaşına kadar parayı bulamayanlardandım. Hepimizin 30 yaşına kadar mesleğimizin en iyisi olabilmekle ilgili tecrübe ve çaba sarf etmesi gerekiyor. Okulu bitirir bitirmez kimse sana iyi bir iş telefon, bilgisayar, araba vermeyecek” diye konuştu.

“PARASI OLAN ÜRETİME YATIRSIN”

Gündemde tartışma yaratan Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın annesinin evine taşınması ve gerçekçi ekonomi politikasının uygulanmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Kesikbaş, “Gaye Hanım’ın açıklaması insani bir açıklama. Çoluğu çocuğu Türkiye’de birçok insan da ailesiyle yaşıyor burada bir sıkıntı yok. Orada bir magazin durumu var ve buradan ekonomi okumak da doğru değil. Finans başka bir şey reel ekonomi başka bir şey. Reel ekonomi de üreteceksiniz, artı değer yaratacaksınız. Yaratmış olduğunuz artı değer ekonominizdeki bütçe kısmında cari kısma kadar bütün rakamları eşitleyebilecek. Bu olur veya olmaz birçok parametresi var ama ekonomi dediğiniz zaman mutlaka üreteceksin, bir değer yaratacaksın ve yarattığın değeri finansal olarak kullanacaksın. Diyelim ki ben bir yatırım yapacağım bankaya gidiyorum banka sana bu parayı veriyor ama karşılığında faiz istiyor. Ben faizi ödeyerek parayı alıyorum. Aslında borç para almam için bir enstrüman bu. Dolar da aynı şekilde aslında bir enstrüman, bunlar ekonominin çıktıları. Finans değerleriyle oynayarak ekonomiyi düzeltmek çok anlamlı ve mümkün değil. Bizim ülkemizde paramı faize yatırayım, altına yatırayım para kazanıyım durumu var. Böyle bir şey olamaz paranı üretime yatıracaksın daha üreteceksin ve yarattığın artı değerle geçinecek ve geçindireceksin. Adamın parası var gidip 10 daire alarak gelir elde ederim diyor. Bunu ekonomiye döndürebiliyor olmalı. Ben Gaye Hanım’a katılıyorum bir insanın bir tane evi olur. Aksi halde siz üretkenliğinizi, değer yaratma zincirini kaybediyor sistemden çabuk çıkıyorsunuz. Emekli olduğunuzda üretkenliğiniz bitiyor. Değer zincirini bu şekilde yaratmak lazım. Sanayici olmak ve üretmek çok zor bir iş ama sen üretmedin ben üretmedim o zaman olmaz bu iş. Parası olan üretime yatırsın” diye yorumda bulundu.

“ESKİŞEHİR 1 YIL DURUR!”

Yerel seçimlerde Eskişehir’le ilgili beklentilerden söz eden Kesikbaş Eskişehir’in ciddi bir trafik sorunu olduğunu ve depreme karşı mutlaka hazırlanması gerektiğini ifade ederek, “Eskişehir’in ciddi bir ulaşım problemi var. Kent doğuda çalışıp batıda yaşıyor. Ciddi bir trafik var ve sadece çevre yolu problemi değil, şehrin içinde de sıkıntı var. Organize Sanayi’den şehir içine 1 saatte ulaşabiliyorsun. 2’inci önemli konu ise deprem. Eskişehir’in mutlaka depreme hazırlanması lazım. Bunun sanayiciyle ne alakası var derseniz Allah kimseye acı yaşatmasın ama kent yıkıldığında ne çalışacak adam bulabiliyorsun ne çalışanda moral bulabiliyorsun ne altyapı bulabiliyorsun. Şehirden çıkma imkanın yok. 11 ilimizde 6 şubat depremi oldu. Oradaki sanayicilerle de görüşüyoruz. Maraş’ta fabrikalar daha yeni yeni çalışıyor. Birçok bölgede henüz ticarette üretim de istenilen seviyede değil. O yüzden Eskişehir’in mutlaka depreme hazırlanması lazım. Can kaybını tabii ki kimse istemez ama ekonomik anlamda Eskişehir 1 yıl durur. Stratejik tesisler aklınıza gelen bütün projeler 1 yıl boyunca sıkıntı yaşar” dedi.

“ESKİŞEHİR’İN DÖNÜŞÜME İHTİYACI VAR”

Hükümetin İstanbul’da ki olası depreme karşı üretimin etkilenmemesi için nereye taşınacağı konusunda çalışmalarına değinen ve Eskişehir’in bu konuda potansiyeli olduğunun altını çizen Kesikbaş, “Bilimsel teknoloji bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği böyle bir projeye çalışıyor. Eskişehir’in avantajı Bursa’ya, İstanbul’a yakın bir konumda. Eskişehir’in illa genel projenin parçası olması gerekmiyor. Eskişehir zaten potansiyel olarak yatırım getirebilecek bir yer. Eskişehir’de mutlaka yeni organize sanayi ve endüstri bölgelerine ihtiyaç var. Bunu yaparken de kırsal da hesap edilmeli. Eskişehir’in kırsal da potansiyeli yüksek. Çevreyi kirletmeyen kentle entegre olmuş, sanayiyle birlikte sosyal donatısını da götüren düğün salonlarıyla, okullarıyla sanayilerin vereceği büyük bir can var. Bunun iyi planlanması lazım. Bizim Eskişehir’e insanları davet etmemiz gerekiyor ama insanları doğuya koyduğunda bu işler olmuyor. Eskişehir’in 9 Bin nüfusu var. Ben Eskişehirliyim diyen herkes Eskişehir’de kalsın isteriz ama biz şu an Eskişehir’in gençlerinden göç görüyoruz. Her yıl 10-15 bin gencimiz Eskişehir dışına gidiyor çünkü iş bulamıyorlar. Eskişehir’de sanayinin şu an üreteceği en fazla 700-800 tane yeni beyaz yakadır. O çocuklara iş sağlamak için Eskişehir endüstri kenti haline gelmeli. Eskişehir’in endüstriyel anlamda değişime dönüşme gelişime ihtiyacı var” diye belirtti.

“SANAYİCİ, ESKİŞEHİR’İ GÜZEL YÖNETİR”

Eskişehir’de İYİ Parti Milletvekilliğinden istifa ederek AK Parti’ye katılan Nebi Hatipoğlu, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli ve Celalettin Kesikbaş gibi bir çok ismin Büyükşehir Belediye Başkanlığında adı geçmesi üzerine yorum yapan Kesikbaş, “Bu iyi bir şey. Neticede yetenekleri ve tecrübeleri fazla. Birçok şirketimizin bütçesi Eskişehir Büyükşehir Belediye’sinin bütçesi kadar. Bu bütçeleri yönetme potansiyeline sahip Eskişehir’de 100 tane sanayici çıkar. Bu iş tecrübe işi. Bu isimler talipler, istekliler, arzulular. Bana karşı da öyle bir teveccüh oldu. Bu keyifli bir şey keyfini çıkarmak lazım. Sadece AK Parti için değil diğer partiler için de öyle. Neticede yeni insanların siyasetin içinde olması iyi bir şey. Hepimiz zaten öyle ya da böyle siyaset yapıyoruz ve siyasetin içindeyiz. Biz de orada boş boş oturmuyoruz, konuşuyoruz tartışıyoruz. Türkiye’de ki siyasi konjonktürle ilgili fikir beyan ediyoruz. Bir sanayici Eskişehir’i güzel yönetir. Disiplinli yönetir, bütçeli yönetir, verimlilik yapar, refah sağlamaya çalışır, zenginlik getirir, kurumsallaştırır, bireysel düşüncelerden uzaklaştırır, uzlaştırır, yeni projeler oluşturur” diye konuştu.

“ESKİŞEHİR’İN İHRACATI 4.5 MİLYAR DOLAR”

Son olarak Eskişehir’in ihracat rakamı üzerine açıklama yapan Kesikbaş, “Eskişehir’in TÜİK verilerine göre ihracatı yaklaşık 1.4 milyar dolar civarında. Merkezi Eskişehir’de olmayan ama Eskişehir’de üretim yapıp ticaret yapan çok şirketimiz var, bunlar dahil değil. Bu durum yılbaşından sonra değişecek nerede üretirsen oraya yazılacak ve 2024 yılında biz bunları da göreceğiz. Biz şirketleri arayarak tek tek bakıyoruz ve Eskişehir’in toplam ihracatı 4.5 milyar dolara yakın. Mesela merkezi Eskişehir’de olmayan bir firmamız var ki 1 milyar dolar ihracatı var. Eskişehir’in gayri safi milli hasılasına baktığın zaman Eskişehir sanayide yüzde 42, artı 2 buçuğu da koyduğunuz zaman yüzde 50’leri geçiyor. Biz bunu pandemide gördük. Turizm bitti, öğrenciler gitti ama fabrikalar çalıştı, üretim devam etti. Eskişehir’in ekonomisiyle ilgili dramatik sıkıntılar yaşamadık. Eskişehir üreten bir kent” diye belirtti.