Emek Partisi üyeleri (EMEP) yenidoğan çetesine ilişkin hükümete sert eleştirilerde bulunarak yetkililerden açıklama gelmediğine vurgu yaptı. SGK ve aileleri dolandırma gayesiyle yola çıkan ve son günlerde gündemde önemli bir yer kaplayan ‘yenidoğan çetesi’nin AK Parti’nin sağlık politikalarının olumsuz yansıması olduğuna dikkat çeken Emek Partisi üyeleri, eşit ve ücretsiz sağlık hizmetlerinin ulaşılır olması gerektiğine dikkat çekti. Parti adına açıklama yapan İl Başkanı Ceren Kökoğlu, işçi sınıfının örgütlenmesi gerektiğini belirterek “İnsanlık onuruna yakışır bir yaşam için; Birleşelim, Örgütlenelim, Değiştirelim!” dedi.
MEMİŞOĞĞLU NEDEN İSTİFA ETMEDİ?
Yetkililerden açıklama gelmemesine dikkat çeken Kökoğlu, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na istifa çağrısında bulundu. Kökoğlu, “Sağlığı kamusal bir hizmet olma özelliğinden çıkararak, özelleştirip paralı hale getiren AKP’nin, 22 yıllık sağlıkta dönüşüm politikalarının yol açtığı çürüme, bugün karşımıza en insanlık dışı haliyle ‘yeni doğan bebek çeteleriyle’ çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde, özel hastanelerde yaşanan yeni doğan bebek katliamı haberleriyle, bu ülkenin egemenlerinin ‘bu kadarı da yapılmaz’ dediğimiz ne varsa daha fazlasını yapacaklarını, servetlerini büyütebilmek için yeni doğmuş bebeklerin yaşamına dahi göz dikeceklerini bir kez daha görmüş olduk. Bizler mağdur anne-babaların feryatlarıyla öfkelenip kahrolurken bu talan sistemini kuranlar hala bir açıklama dahi yapmadılar. Bu vahşetin asıl sorumlusu olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu hala istifa etmedi. Soruyoruz; Peki bu hastaneleri kim denetliyor?” diye konuştu.
SAĞLIKTA ÖZELLEŞTİRME SON BULMALI
Kökoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Emek Partisi olarak diyoruz ki; Sağlık alanındaki bu yozlaşmanın önüne geçmek ancak bu hizmetlerin tüm yönleriyle ücretsiz ve erişilebilir olmasıyla mümkündür. Eşit, ücretsiz ve bilimsel bir sağlık hizmeti ülkedeki tüm sağlık kurumlarında ulaşılabilir hale getirilmeli. Sağlık alanındaki özelleştirmeler son bulmalı ve bütün hastaneler halkın ve sağlık çalışanlarının denetimine açık olmalıdır. Bize dayatılan tüm bu yozlaşma ve karanlık karşısında işçi ve emekçilere çağrımız bu zorbalık, barbarlık düzenine karşı birleşik, kitlesel mücadelenin örgütlenmesi, asalak takımının sırtımızdan atılması, insanca yaşayacağımız demokratik bir ülkenin kurulmasıdır. Tarif ettiğimiz gelecek de hak ettiğimiz yaşam da ancak ve ancak işçi sınıfının örgütlü gücüyle mümkündür.”
