Eskişehir Barosu Engelli Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Ayten Balaban, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Engelli bireylerin yaşadığı ayrımcılığa dikkat çeken Balaban, “Engel insanda değil, sistemdedir” diyerek, engellilere yönelik ayrımcılığın ve zorlukların, toplumun yapısal eksikliklerinden kaynaklandığını vurguladı.
Balaban, engelliler gününün kutlamaktan ziyade farkındalık yaratmak ve engelli bireylerin yaşamlarını iyileştirmek için çözüm odaklı yaklaşımların önemine işaret etti. Komisyon üyeleri de, engelli bireylerin karşılaştıkları güçlükleri aşabilmesi için sosyal, hukuki ve fiziki engellerin kaldırılması gerektiğini ifade etti.
“UYGULAMA YÜKÜMLÜLÜKLERİ YETERSİZ KALMIŞ”
Balaban açıklamalarında, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'nin kabul edilmesinin üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen yasal düzenlemelerin, engelli bireylerin toplumsal yaşama eşit katılımını sağlayacak şekilde olmadığını ifade etti. Balaban, “5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un kabul edilmesinden bu yana 19 yıl geçmesine rağmen kamu idaresine düşen koruma, saygı gösterme ve uygulama yükümlülükleri yetersiz kalmış; engelli bireyler halen günlük yaşamda dışarıda bırakılmaktadır. Engelli bireylerin yaşadığı erişilebilirlik sorunları, yalnızca fiziksel değil; toplumsal önyargılar, hak temelli yaklaşımların eksikliği ve ayrımcılık gibi birçok sorunu da içinde barındırmaktadır. Örneğin, erişilebilir kamu binalarının eksikliği, eğitim ve istihdam olanaklarının sınırlılığı, engelli bireylerin hayatlarını zorlaştırmaya devam etmektedir. Son dönemde Anayasa Mahkemesi’nin erişilebilirlik süresini uzatan düzenlemenin iptaline yönelik kararı, bu konuda bir umut ışığı yakmıştır. Ancak yalnızca yasal kararlar değil, aynı zamanda kamu kurumları ve özel sektörün bu kararları uygulamaya geçirme iradesi gerekmektedir” diye konuştu.
“ENGEL, İNSANDA DEĞİL, SİSTEMDEDİR”
Engelli bireylerin çalışma hayatında karşılaştıkları engellere değinen Balaban, engelleri kaldırmak için üzerlerine düşen görevleri yerine getireceklerini dile getirdi. Balaban, “Engelli bireyler için çalışma hayatında karşılaşılan ayrımcılık ve önyargılar, yalnızca bireylerin değil, toplumun tamamının özgüvenini ve bir arada yaşama kültürünü zedelemektedir. Kamu personel alımlarında engelli bireyler için yeterli kadro tahsis edilmemesi veya engelli çalışanların yetkinliklerinin görmezden gelinmesi, bu ayrımcılığın yalnızca birkaç örneğidir. Tasarruf tedbirleri kapsamında engelli bireylerin kamuda istihdamının kısıtlanması, başta anayasa olmak üzere mevcut yasal düzenlemelere aykırıdır ve bu yanlıştan dönülmelidir. Unutulmamalıdır ki, engelli bireylerin insan onuruna yaraşır, eşit ve bağımsız bir yaşam sürmeleri, hepimizin ortak sorumluluğudur. Engel, insanda değil, sistemdedir. Biz bu sistemleri değiştirebiliriz” açıklamasında bulundu.