Emekliler o kadar şanslılar ki. Avrupa’da hiçbir ülkede şimdiye kadar emekli yılı ilan edilmemişti.
Sayın Cumhurbaşkanımız emekli yılı olarak ilan etmişti… Ne mutlu Türk emeklisiyim diyene.
Bir kaç gün sonra emekli yılına veda edeceğiz.
Emekli çok hüzünlü. Ne güzel geçmişti 2024 yılı.
Gittikleri yerde sosyal güvenlik bakanlığınca verilen emekli kimlik kartlarını gösterdiler.
Kamu sosyal tesislerinden yararlandılar..
Denizden faydalandılar. Hiç ücret vermediler..
Şezlongda para vermediler..
Kültür ve turizm bakanlığından aldıkları kartla ören yerlerini ve müzeleri ücretsiz gezdiler trene bindiler, seyahat ettiler çok az para ödediler. Gittikleri şehirlerde halk lokantalarına gittiler, yediler içtiler, 65 TL ödediler. Şimdi 2024 yılı emekliye veda edecek..
Büyük bir hüzün var.
Emekliler için altın günlerde. Güle güle sana yolun açık olsun.
Elveda 2024.
Hoş gelirsin 2025.
Bakalım emekliler için gözyaşından başka ne getirecek?
Bütün gözler 0cak ayının 3 üne çevrilecek…6 aylık enflasyon rakamları açıklanacak..
Tabiki TÜİK açıklayacak. Yerli ve millî istatistik kurumumuz.
Çıkacak rakamlara göre emeklilerin maaşlarına enflasyon farkları verilecek. Bu bir zam değildir.
Sadece TÜİK rakımlarına göre bir telafi olacak.
Ancak, emeklilerin gerçekte bu rakamların çok üstünde hak kayıpları var. Zor bir 2014 yılını geride bıraktık sayılır. İktidarın “Emekliler Yılı” ilan ettiği 2024’te daha da yoksullaştı. Yarı aç yarı tok yaşadı. Verilen sözlerin hiç biri tutulmadı. Emekli ilk defa yokluğu yaşadı. Emekliler yılı sefalet yılı oldu.
Yenigün gazetesinin manşetinde bu haber yer almıştı. Pazar tezgahlarındaki etiketler cep yakıyordu..
Hem vatandaşlar hem de pazar esnafı yüksek fiyatlardan şikâyetçi. Yaz ayında da fiyatlar pek düşmedi. Pazarcı dinlersen dertleri çok. Zahmetli bir iş yapıyorlar. İşlerin çok durgun olduğunu, artık eskisi kilo ile satış yapmadıklarını söylüyor. Satışlarının düşmesiyle birlikte gelir kaybı yaşadıklarını işlerin eskisi gibi olmadığını söylüyor.
İki tarafta bu durumdan şikâyetçi. Bir taraftan alım gücü sürekli düşen vatandaş, diğer taraftan fiyatları sürekli değişen etiketler.
Hükümet yetkililerini dinlerseniz pembe tablolar var. Hükümet emekli ve dar gelirli diğer kesimleri hiç enflasyona ezdirmediklerini iddia ediyorlar.
Kimse pembe tablo çizmeye kalkmasın. Gelsinler pazarları gezsinler, marketleri gezsinler. Halkın nabzını tutsunlar her şey ortaya çıkar zaten.
Zeynegül Ocak isimli vatandaş ise, “Fiyatlar çok uçuk. 50 liradan aşağı bir şey yok görmedim yani. Pazar için 800 lira ayırdım ama aldığım şeyler azıcık. 200 lira kaldıysa kaldı. Yaşam şartları çok zor. Herkesin yaşadığı şey. Emekliyiz sonuçta” diye konuştu
Esnaf kazanamıyor muş!…
Üretici kazanamıyorum diyor. Halci de kazanamadığını söylüyor. Pazarcı esnafı da kazanamıyoruz diyor. Gerçekten bu parayı kim kazanıyor merak ediyorum?
Belediyenin mülkiyetinde olan kiralanan yerleri devretmeye hazırlanıyor
Pazarın durumu bitik. Artık kimse pazara gitmemeye başladı. Marketler çok daha uygun. Vatandaş seçerek alıyor. Pazarlarda vitrin yapılması yasak olduğu halde vitrin yapılıyor. Seçmece pek yok. Sadece karpuz, kavunda seçmece oluyor. Pazarcı esnafı müşterinin istediğin vermiyor. Arkadan çürük, çarıkları poşete doldurunca tartışma başlıyor. Müşteriye karşı biraz sert davranıyor. Zabıtalarda sadece seyrediyor.
.
2025 YILININ ASGARİ MAAŞIYLA KAÇ ÇEYREK ALTIN ALINABİLİYOR?
2025 yılında uygulanacak olan asgari ücretin 22 bin 102 lira olarak belirlenmesi, milyonlarca çalışanın hayallerini suya düşürdü. Peki, 2025 yılı asgari ücret kaç dolara tekabül ediyor?
628 DOLAR YAPIYOR
2025 yılı için belirlenen yeni asgari ücret, yaklaşık 628 dolara karşılık geliyor. Asgari ücrete yapılan yüzde 30'luk artışla, mevcut ücrete 47 dolarlık bir zam yapılmış oldu.
4 ÇEYREK ALTIN ALINABİLİYOR
2002'de asgari ücretle 6,4 çeyrek altın alınabiliyorken, bu sayı şimdi 4,49'a düşmüş durumda. 2025 yılı itibarıyla asgari ücretle 4 çeyrek altın alınabiliyor ve yaklaşık 384 TL cepte kalıyordu Bu da, altın fiyatlarının artışıyla birlikte, asgari ücretin alım gücünün ne kadar gerilediğini gösteriyor.
Hani mukayese yapılıyor ya. Bizde çeyrekle yaptık.
Fıkra..
Lâ Havle…
Meşhur Cimri Paşa, atlar için arpa alınması gerektiğini söyleyen seyislerine kızar ve her seferinde ‘Lâ Havle’ çekermiş.
Bir gün atları dermansızlıktan yığılıp kalınca, hiddetle sormuş.
- Atlarıma ne oldu?
Seyis, cevâbı yapıştırmış:
-Ne olacak efendim, ‘Lâ Havle’ yiye yiye, ‘Ve Lâ Kuvvete’ oldular.
Sözün özü…