Eskişehir Küçük Millet Meclisi, Aralık ayı toplantısında sağlık alanındaki önemli bir konuyu ele aldı. Bu ayki toplantıya, Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Dr. Nazan Aksaray katılarak, "Koruyucu Hekimlik" ve "Koruyucu Sağlık Sistemi" konularında bilgi verdi. 14 yıldır her ayın ilk Cumartesi günü düzenli olarak bir araya gelen Eskişehir Küçük Millet Meclisi, bu kez uzun ve kapsamlı bir konu olan koruyucu hekimlik üzerine yoğunlaştı.

Toplantı, Özdilek Sanat Merkezi’nde Sivil Toplum Örgütleri’nin katılımıyla gerçekleştirildi. Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Dr. Nazan Aksaray, katılımcılara koruyucu sağlık sisteminin önemini anlatarak, toplum sağlığını iyileştirmek için alınması gereken önlemleri vurguladı. Dr. Aksaray, katılımcıların sorularını yanıtladı ve koruyucu hekimliğin sağlık hizmetlerinde nasıl daha etkin bir şekilde uygulanabileceği üzerine fikir alışverişinde bulundu.

Eskişehir Küçük Millet Meclisi Başkanı Sevim Şahin, toplantının gündemini değerlendirerek, genellikle her toplantıda iki ayrı konunun ele alındığını belirtti. Ancak, "Koruyucu Hekimlik" konusunun geniş kapsamı ve önemi nedeniyle bu toplantının tek bir gündem maddesiyle gerçekleştirildiğini söyledi.

Eskişehir ekiplerinden ağaçlara kış bakımı Eskişehir ekiplerinden ağaçlara kış bakımı

"Çözümlerimiz neler olacak?"

Toplantıda konuşulacak konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray, koruyucu sağlık hizmeti konusunun önemine değindi. Aksaray, “Geçtiğimiz hafta biliyorsunuz aile sağlığı merkezlerinde halkın sağlık hakkı için iş bırakma eylemi gerçekleştirdik. Tam da onun üzerine olduğu için çok kıymetli bir davet oldu. Hekimliğin 1’inci basamağı ve  temel hizmet alanı koruyucu sağlık hizmeti, hastalandırmamak üzerine aslında kurulmuş bir birim. Sağlığın en önemli ve ‘kapı tutucu’ diye de tanımlanan bölümü. Fakat biliyorsunuz özelleştirme politikalarıyla koruyucu sağlık hizmeti, koruyucu hekimlik uygulamaları maalesef istediğimiz ölçüde gerçekleştirilemiyor. Bugün burada koruyucu sağlık hizmeti çerçevesi başlığı içerisinde neler olmalı? Ülkemizdeki sıkıntılar neler? Çözümlerimiz neler olacak? Bu konuları anlatmaya gayret edeceğim” dedi.

"Devlet onlara hiç bu olanağı tanımıyor”

Koruyucu sağlık sistemi ve tedavi edici sağlık sistemi arasındaki farklılıklara dikkat çeken Aksaray, çalışma koşullarının olanaksızlığını kabul etmeyeceklerinin altını çizdi. Aksaray, “1’inci basamak sağlık hizmeti sağlıkta dönüşüm projesiyle birlikte özelleştirildi. Şu anda sağlık çalışanlarının hekim ve hemşireleri sözleşmeli personel olarak çalışıyor. Onun dışındaki görevliler de grup elemanı adı altında, hekimlerin işveren olduğu bir sistem içinde çalışıyor. Binaların bazıları kamuya ait, bazıları yine hekim arkadaşlarımızın kendilerinin sağladıkları binalar. İçindeki bütün cari harcamalar hekimlere ait. Bu açıdan çalışma koşulları kabul edilemez. Onun dışında söylediğimiz gibi kadrolu ve güvenceli bir çalışma ortamı yok. Hastalarımız için istediğimiz o koruyucu sağlık hizmetini gerçekleştirmek için hiç olanak yok çünkü devlet tamamen tedavi edici sağlık sistemi üzerine sağlık hizmetini kurgulamış durumda. Aslında doğduğu andan itibaren yaşamın sonuna kadar her birey birinci basamaktaki hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışan arkadaşlarımızın en yakın temasta olduğu ortam orası. Dolayısıyla bebeğin takibi, gebenin takibi, çocukların takibi, yaşlıların takibi, kronik hastalıkların takibi, okul taramaları, işe giriş raporları, birçok toplumsal görevi yapmaları gerekiyor ve bunu hakkıyla yapmaları gerekiyor. Ama şu anda devlet onlara hiç bu olanağı tanımıyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ