DOLANDIRICILAR !

Abone Ol

Her gün siyaset konuşmak yazmak. Tekrara düşürüyoruz..

Aynı yerde badanaj yapmak çok kötü.. Bazen bizleri çok yoruyor…6 gün yazmak…

Aklıma dolandırıcılar geldi..

Dur dedim bunu yazayım ama aaaa bir baktım ki bilgileri toplasan derlesen , neredeyse DOLANDIRICILIK ANSİKLOPODİSİ olacak..

Sonra araştırınca İtalya çıkıyor karşıma..

Özellikle “Torino” kenti çok ilginç..

Maşallah bizde İTALYA’ yı aratmaz olduk..

Ne diyeyim…

Bir ülke ki mafya liderlerinin çatışma bölgesi olmuş. İpini koparan Türkiye’de.

*****

Dolandırıcılık üsleri var dünyada. Dünya, dolandırıcılık sistemi üzerine kurgulanmış…

Dolandırıcılık piramidi…

En tepesindekiler ise büyük haydutlar…

Bunlara haydut devlet de diyebiliriz.

Haydut devlette 2. Dünya savaşından sonra yeni bir paylaşım sistemini kurmuşlar.

Bunların Bankacılık sistemleri çok gelişmiştir.. Bir de aklama bankaları vardır. Aklama özellikleri farklı. Kara parayı aklıyorlar. Karşılığında komisyon alıyorlar..

Man adası bunlardan birisi.

Daha çok var.

Off- shore bankacılığı adı altında kara para aklıyorlar. Kıbrıs ta bir üs..

Yani kayıt dışı paralar..

Yüzlerce var.

Güney Amerika merkezi üs.

En büyük dolandırıcı devlet ise ABD ve yardımcıları..

Dünyayı dolandırıyor..

Türkiye parasını peşin verdiği F- 35’ leri bizlere vermiyorlar. Şimdi 50 yıllık  tedavülden kalkacak olan F-16  uçaklarını bizlere kakalayacaklar..

Dolandırıcılığın yelpazesi çok geniş..

Say say bitmez.

Karada, havada, denizde her zaman her yerde dolandırıcılar var.

DOLANDIRILMAYA DOYMADIK!

En kısa yoldan para kazanmak ister misiniz?

Kim istemez ki?

Ben isterim dediğiniz andan itibaren dolandırılmaya hazır olan.

Fakat en büyük dolandırma gücü devletin tekelindedir. Mesela bankaların mevduat sertifikaları geldi aklıma. Koskoca ESBANK’ ı batırdılar.

Başka bankalarda var.

DEVLET ELİYLE DOLANDIRILMAK..

Özal döneminde çalışma bakanı olan Mükerrem Taşçıoğlu idi. 1988 öncesi emeklilere, gelin para yatırın sizler de Süper Emekli olun diye çağrıda bulundu. Bu çağrıya 62 bin vatandaş müracaat yapmıştı..

Süper emeklilik yasası ile alt gösterge tablosundan, üst gösterge tablosundan emeklilik getirildi.

Kimisi evini sattı. Kimisi sıfır otomobil parası ödeyerek süper emekli oldular. Baktılar olmuyor. Anayasa mahkemesine eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle götürüldü. Bunu çıkartırken Özal zaten anayasaya aykırı olduğunu biliyordu. Ve Anayasa Mahkemesi yasayı iptal etti… Ondan sonrası daha da vahim.  Kararı sonrası maaşlarında büyük erime yaşadılar.

Sonucu hüsranla bitti.

****

24 Ocak kararlarını iyi okuyun. Sonrasını neo-Liberal politikaların ülkeyi ne hale getirdiğini görün…

Bu gün çektiğimiz sorunlar sonuç..

Temelinde neo liberal sömürü politikaları yatar…Bu politikaları da  22 yıldan AK Parti acımasızca yürütüyor..

Onun için söyledikleri her şeyin tersini düşünün siz..

Ülke İşsizlik, enflasyon, faiz oranı ve milli gelir gibi ekonomik göstergelerin esas alınarak hesaplandığı Dünya Sefalet Endeksi’nde Türkiye 156 ülke içinde 21. sırada yer aldı.

Derin yoksulluk her geçen gün hızla artıyor..

Peki neden?

Çünkü ana sistem dolandırıcılık üzerine kurgulanmış…

Aklıma gelmişken yeli ve milli dolandırıcıları da hatırlatayım dedim..

Hatta Türk filmlerinde sözde bizleri güldürmek için bunlar kullanılmışlardır..

Tokatçı…Kim bilir kaç kere izlemişsinizdir.. Bütün sahneler hafızamda kayıtlı… Kemal Sunal sesleniyor. Şevket çanta nerede… Karbonat Erol unutulur mu?

Gardırop Fuat unutulur mu?

****

Dolandırıcıların en popüleri SÜLÜN OSMAN.. Sülün Osman 1962 yılında hapishanedeyken alın teriyle yaşamak adlı bir konferans düzenlemiş herkes can kulağı ile dinlemiş…

Sülün Osman, Taksim meydanını şehir haklarındaki vapurları

Tramvayı, üniversiteleri meydanlardaki saatleri ve hatta Amerika Birleşik Devletleri'nin uçak gemisini satmak veya kiralamak suretiyle milleti birçok kez dolandırdım diyor anılarında..

Galata Kulesi'ni satarken yakalanmış.  Savunmasında ise, kusura bakma Hakim Bey memlekette Galata Kulesi'ne alacak erkekler olduğu sürece ben bu kuleyi  satarım diyerek akıllarda soru işareti bırakmıştı..

Aslında derin bir sosyolojik –psikolojik araştırma konusu..

SATARIM, SATTIRMAMM!

Aklıma küçükken oynadığımız oyunlar gelirdi… Yağ satarım, bal satarım. Ustan öldü ben satarım. Ustamın kürkü sarıdır, satsam on beş liradır..

Yeni nesil nereden bilecek?

Bu satma işi politik hayatımızda izler bırakmıştı…

Yıl 1983... Askeri darbenin ardından Türkiye seçime gidiyor. Turgut Özal, Necdet Calp ve Turgut Sunalp TRT ekranında buluşmuştu...

Özal’a karşı, “Satamazsınız beyefendi, satamazsınız” diye tepki göstermiş, Özal da buna, “Satarız kardeşim satarız. Hem de çok iyi satarız. Alan da çıkar” diye karşılık vermişti.

6 Kasım günü Türkiye’de, Özallı günler başladı.

Köprüyü satarım diyen Özal, kazanmıştı. Sattırmam diyen Necdet Calp kaybetmişti.

Sonuç seçmen her şeyi sat diyen millet ANAP lideri Özal’a oy vererek tek başına iktidar yaptı..

Yani milli irade böyle çıkmıştı sandıktan..

Sat, sat, sat…

*****

Bir zamanlar ekranlar falcılık, büyücülük programlarından geçilmiyordu..

Dolandırıcılık her geçen gün teknoloji ile birlikte gelişti. Ağzımızı açıp onları izliyoruz. TV programlarında günlerdir anlatılıyor. Ekranda fragmanları dönüyor..

Yarım kalmasın yazımız yarın devam ederiz. Yerli ve milli olan ünlü dolandırıcıları..

Ülkede derin yoksulluk varmış?

Kimin umurunda!