Maalesef ki önemli bir iklim değişikliğinden geçiyoruz.
Mevsimler artık eskisi gibi değil.
Kurak ve aşırı sıcak yaz mevsimleri uzadıkça uzuyor.
Yağış beklenen baharlar bize küstü.
Kış ayları ise olmadığı kadar soğuk ama tek yağış yok.
Bu durum hepimizi ilgilendiriyor.
Yaşattığı kuraklık bir tarafa su kaynaklarımızı da elimizden alıyor.
Yani hiç olmadığı kadar çevremize, doğamıza karşı hassas olmamız, onu koruyup kollamamız gereken bir süreçten geçiyoruz.
Geçiyoruz ama yapmamız gerekenlerin yerine tam tersi bir tavır takınıyoruz.
Bırakın doğayı korumayı, maalesef ki ormanlarımızı yeteri kadar koruyamıyoruz.
Maden sahaları ile tabiatı tehlikeye atıyoruz.
Çevre bilincinden sürekli uzaklaşıyoruz.
Ki ne suyumuzu doğru kullanıyoruz ne de su kaynaklarımızı yeterince koruyoruz.
Durum böyle olunca bize bahşedilen doğa da bize ceza kesmek için fırsat kolluyor.
Ve bu fırsatı seller, yangınlar, heyelanlar gibi sonuçlarla bize geri çeviriyoruz.
Yine de tüm bunlar insanoğlu için bir uyarı anlamına geliyor.
O halde soruyoruz;
“Biz ne zaman akıllanacağız?”