Kolaylaştırıcı, önleyici, geliştirici olmak yerine çoğu kere hepimiz, şikâyetçi oluruz.
Durumdan memnun olmayıp yakınır veya başımıza gelen bir dertten dolayı sızlanır şikâyet ederiz.
Şikâyetler geçmişe odaklanır, umutsuzluk yaratır. Mutlu olmanın yollarını arayalım. Hayatınızdan ve kaderinizden şikâyet etmeyelim. Değiştirebileceklerimiz, o kadar az ki…
Şikâyet yerine çözüme odaklanalım.
Çözebileceklerimizden şikâyetçi olmamalıyız. Çözümün bir parçası olabilecekken sorunun parçası olmanın anlamı ve gereği yok.
Çözüm merciinde isek şikâyete hakkımız yok ki.
Yerinde ve zamanında bırakabilmeyi de öğrenelim.
Gündelik hayatımızdaki şikâyet ifadelerini ne kadar sıklıkla kullandığımızın muhasebesini hiç yaptık mı?
Şikâyet ifadelerimiz ile neleri çözebildiğimizi düşündük mü?
Şikâyet ifadelerimiz, fırsata dönüştü mü hiç?
…
Yukarıdaki soruları cevaplandırırken yol göstermesi bakımından işe yarayacağına inanarak kaynaklarımdan ulaşabildiğim dilimizdeki deyimlerimizi açıklamaları ile bilgilerimize sunuyorum:
burnundan solumak
1. Çok öfkelenmek, sinirlenmek
2. Sıkıntıdan bunalmak
çay semaveri gibi yerinde fokurdamak
Sürekli şikâyet edip hiçbir şey yapmamak; kızgınlığını yenemeyip, olduğu yerde söylenip durmak
Derdini Marko Paşa’ya anlat.
Senin derdini dinleyecek, derdinle ilgilenecek kimse yok. Boşuna uğraşma.
(Bir konuda şikâyetçi olan, ancak çözüm bulamayan kişilere söylenir. Kişinin şikâyet etse bile bu konuda bir çözüm bulamayacağını anlatmak için kullanılır.)
ekmeksiz evden iyi
İyi kötü geçimimiz temin ediliyor; şikâyet etmenin bir anlamı yok.
feryat etmek
1. Yüksek sesle haykırmak
2. Büyük yokluk, zarar ve sıkıntı içinde bulunmak; şikâyet etmek
gık dememek
Sesini çıkarmamak, karşı çıkmamak, yakınmamak
of bile dememek
Şikâyetçi olmamak, şikâyet etmemek
Mısır’daki sağır sultan bile duydu. / Sağır sultan bile duydu.
Herkes işitti, duymayan kalmadı. Herkesin hemen haberi oldu; sen duymadın.
(Herkesin duyup haberdar olduğu bayatlamış bir haberi yeni duyduğunu söyleyen ilgisiz ve kaygısız kişiler için kullanılır.)
şikâyet getirmek
Sızlanmak, yakınmak
şikâyette bulunmak
Yakınmak, şikâyet etmek
yaka silkmek
Bir şeyden bıkıp şikâyet eder olmak