Talat Yalaz’ın seçilmesi ile CHP’ye bir enerji geldi.
Kendisi 33 yaşında ve yönetimi de bir o kadar dinamik.
Göreve gelir gelmez zaten yerinde duramayan bir örgüt ortaya çıktı.
Çok yeni olmalarına rağmen sürekli kamuoyu önündeler.
Açıklamaları, söylemleri ve ziyaretleri ile kentin göz önüne geldiler.
Diğer yanda gençliğin enerjisine inanan bir başka parti daha var.
İYİ Parti’den söz ediyoruz.
Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun durmaksızın yaptığı siyasi çalışmalar şehir siyasetini anında hareketlendirdi.
Sonrasında Büyükşehir adaylığına, belki de ülkede yarışacak en genç adayı getirdiler.
Melih Aydın, 36 yaşında bir büyükşehir yarışı yaşayacak.
Hemen sonraki adım da yine gençlikten yana kullanıldı.
Partinin başına 39 yaşındaki Serdar Ulucan İl Başkanı olarak atandı.
Şimdi bu iki partide yaşanan gençleştirmelerin ardından yaşananlara bakalım.
Özellikle şu son birkaç gündür şehir siyasetine olan etkilerini hatırlayalım.
Örneğin geçtiğimiz Pazar Günü CHP’li Talat Yalaz’ın hedefinde İYİ Parti vardı.
Partinin ittifaktan ayrılıp kendi adayları ile yarışma kararına karşı söyleyecekleri vardı.
Dedi ki;
“İYİ Parti seçmeni Eskişehir’i AK Parti’ye bırakmaz”
Bu cümlenin altında şu yatıyor;
“İYİ Parti seçmeni, AK Parti’ye karşı kazanacak olan adayları yani CHP’nin adaylarını tercih eder”
Cevap hiç gecikmedi…
Önceki gün Serdar Ulucan mevkidaşına hemen yanıt verdi.
Dedi ki;
“Sayın Başkan bizim partiye laf yetiştireceğine, kendi partisi içindeki ayrışmalara bir göz atsın!”
Kısacası;
“Bizim üzerimizden polemik yaratma, kendi partindeki sorunlarla ilgilen” mesajı verdi.
Hepsini bir araya toplayalım…
Şu bir gerçek ki, Eskişehir siyaseti artık geçmişteki yıllar gibi üzerine ölü toprağı atılmış gibi ağır aksak ve birkaç kişi etrafında ilerlemiyor!
Şehir siyaseti, hareketli, enerjik, dinamik ve şehri heyecanlandıran aktörler tarafından yapılıyor.
Böyle olduğu için de ortaya hem yeni hem de çok keyifli bir Eskişehir siyaseti çıkıyor…
*************
HOCA ADAY OLURSA VAADİ BELLİ GİBİ!
Biliyorsunuz, kentin en büyük merakı Yılmaz Hoca’nın adaylığı ile ilgili…
‘Aday mı değil mi?’ konusunun netlik kazanması bekleniyor.
Kuşkusuz bu sorunun yanıtı belki de şehrin de geleceğini çok önemli bir şekilde etkileyecek.
Sebebini söylemeye gerek yok!
Şimdilerde siyasi planların çoğu iki aşamalı yapılıyor çünkü.
Hoca’nın devam kararı ile yapılacak siyaset, bırakma kararı ile yapılacak siyaset diye A ve B Planları çoktan yapılmış durumda.
Şehirde hazırlıklar bu yönde ilerlerken Hoca tarafında neler olup bittiği de elbette yakından takip ediliyor.
Nebi Hatipoğlu ile girilen polemik sonrasında Hoca’nın siyasetten biraz uzaklaştığını gördük.
Amma velakin…
Özellikle CHP’nin kongre sürecinde ağırlığını koyması, Hoca’nın geleceğe dair planlarının sürdüğüne de işaret ediyor.
Beri yandan önceki günkü meclis toplantısındaki bir cümlesi de bize göre çok değerliydi.
Konu çocuklarımızın okullara gidip gelmesinde yaşanan ulaşım sorunları.
AK Parti tarafı otobüs ve tramvayların daha sıklaştırılmasını talep ediyor.
Yılmaz Hoca da karşılığında şunu söylüyor;
“Tramvayın gitmediği mahallelere de en kısa zamanda gitmesini arzuluyoruz”
Bize göre bu cümle gelecek adına önemli bir vaadi oluşturacak cümledir.
Nedeni basit!
Eskişehirli tramvayı çok sevdi ve kendi semtine kadar da gitmesini arzuluyor.
İşte bu yüzden Hoca aday olmayı seçip tekrar bir yarış yaşamak isterse sanırım en büyük vaadi de yeni tramvay hatlarıyla ilgili olacak.
************
PORSUK BARAJI DA KURUR MU?
Ülkenin gözbebeği yerlerinden birisi Bodrum…
Hatta ülkemizin vitrini sayılacak yerlerden.
Ancak gelin görün ki ilçeye su sağlayan iki baraj da kurumuş durumda.
İlk olarak Mumcular Barajında tek damla su kalmadı, DSİ barajı kapatmak zorunda kaldı.
Dün de Geyik Barajı aynı kaderi yaşadı.
Susuz kalan barajın kapatma işlemi bugün yapılacak.
Bu yüzden Bodrum halkı kara kara düşünüyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi de yaşanan krize çare arıyor!
Bakın tüm bu yazdıklarımız yeşilin bol olduğu Ege’de yaşanıyor.
Pekiyi su kaynağı bakımından Ege’ye göre son derece fakir olan Orta Anadolu kentleri ne yapacak?
Yaşadığımız şehirden örnek verelim.
Bugün çeşmelerimizden akan suyun tamamı Porsuk Barajından karşılanıyor.
Bugünkü su seviyesi nedir, yarın için tehlike var mıdır, bilemiyoruz.
Ancak bildiğimiz bir şey var…
“Porsuk Barajı da yarın Bodrum’daki barajların kaderini yaşarsa Eskişehir büyük bir krizin kapılarını aralar!”
O yüzden iklim krizi, şudur gibi bahaneleri bir kenara koyalım.
Yeni su kaynaklarını kente kazandıralım.
Biz vatandaşlar olarak ta suyun kıymetini daha iyi bilelim…