CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, TBMM’de yaşanan yumruklu kavgaya ilişkin, tek adam yönetiminin eseri olarak artık Meclis’te dahi farklı düşüncelere ve yaklaşımlara tahammülsüzlüğün şiddete dönüştüğünü belirterek, “Türkiye acilen seçime gitmelidir. Parlamentoda muhalefette yer alan bütün siyasal partiler ve milletvekilleri gerekiyorsa sine-i millete dönmelidir” dedi.

Eskişehir'de soğuk havalar esnafın işlerini düşürdü Eskişehir'de soğuk havalar esnafın işlerini düşürdü

Arslan, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için bugün olağanüstü toplanan Meclis’te, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’a kürsüde konuşurken TBMM İdare Amiri de olan AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan’ın saldırıda bulunmasıyla başlayan yumruklu kavga ve sonrasındaki gerginliği ESTV’de canlı yayınlanan Yazıişleri programında değerlendirdi.

Arslan, telefonla bağlandığı yayında, böylesine çirkin hadisenin milletin mabedi TBMM’de gerçekleşmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Türkiye’nin tek adam yönetiminin hüküm sürdüğü bir düzleme doğru sürüklendiğini ifade eden Arslan, şöyle konuştu: “Burada kullanılan siyasi dil, uygulanan politikalar ne yazık ki buna koşut giden politikalar… Üstelik yeni de değil bu dil. Uzun yıllardır ötekileştiren, toplumu kutuplaştıran, kendisi gibi düşünmeyen insanları terörist, vatan haini ilan eden bir yaklaşım toplumda yarılmayı ne yazık ki yaratıyor. Bugün sokaklarımızda insanların yüzü gülmüyor. Geçtiğimiz günlerde farklı bir paylaşımı anlamak istemeyen insanlar farklı yorumladılar ama gerçekten insanlar barut kutusu gibi… Kimseye dokunmaya gelmiyor. Ekonomik ve sosyal sorunlar almış başını gitmiş. Onun uzantısı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne de ne yazık ki bu ötekileştirici dil, bu şiddet dili yansımış görünmektedir. Çoğulcu yaklaşım, sayısal çokluk yaklaşımına dönüşüce de ‘benim gibi düşünmeyen insanları ben yaşama alanları tanımam’ noktasına evrilen ne yazık ki bir süreç yaşanıyor.”

“Tahammülsüzlüğün şiddete dönüştüğü bir noktaya evrildik”

Arslan, kuruluş iradesinde ortaya konduğu üzere TBMM’nin, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ifadesinde kendini bulan “milletin mabedi” denilebilecek bir kurum olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:“Burada ülkenin, toplumun sorunlarının tartışılması, konuşulması gerekirken geldiğimiz noktada bu tekli yaklaşım, tek adam yönetiminin eseri olarak artık Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dahi farklı düşüncelere, farklı yaklaşımlara, tahammülsüzlüğün şiddete dönüştüğü bir noktaya evrildik. Bunu üzülerek ifade ediyorum. Bugün Meclis gerçekten olağanüstü gün yaşıyor. Çözüm üretilmesi gereken Can Atalay ile ilgili TBMM’nin milletvekillerine sahip çıkması, milletin iradesine sahip çıkması beklenen bir toplantıda ne yazık ki bir kez daha millet iradesi ayaklar altına alınmış görünüyor.”

Saldırıda bulunan milletvekilinin AK Parti’li Meclis İdare Amirliği görevi bulunmasının da bir ironi olarak karşılarına çıktığını dile getiren Arslan, “Çok üzgünüm bütün milletvekillerimiz çok üzgün. Elbette yaptırımların uygulanması lazım.  TBMM içtüzüğü çok açık bu konuda. Buna sebep olan insanlarla ilgili disiplin kararlarının alınması, Meclis Başkanlık Divanı’nca ortaya konulması gerekiyor. AK Parti grubu kendi içinde Sayın Özalan’ın konumuyla ilgili değerlendirmeyi de kamuoyuna mutlaka sunmalıdır” diye konuştu.

“Türkiye acilen seçime gitmelidir”

Arslan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ne yazık ki kötü yönetildiğine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Yönetilmek bir yana olağanüstü bir savrulma yaşamaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube sistemde ne yazık ki TBMM, Anayasa’da yazılı görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirememektedir. Türkiye acilen seçime gitmelidir. Yeniden milletin hakemliğine başvurmalıdır. Bu anlamda Parlamentoda muhalefette yer alan bütün siyasal partiler ve milletvekilleri ki, bu benim kişisel düşüncemdir, partimi bağlamaz gerekiyorsa ki bana göre gereklidir sine-i millete dönmek dahil buna başkaldırmalıdır. Aksi takdirde ne yazık ki yeni yeni kötü görüntülere yeni yeni olumsuz uygulamalara tanıklık edeceğiz. Umarım yanılırım ama bir an önce Türkiye erken seçimi gerçekleştirerek milletin hakemliğinde bu olumsuz, karamsar tablodan kendini sıyırmalıdır. Yeniden bu kadermiş gibi görünen yaşamın kader olmadığı kimsenin buna mahkum olamayacağı anlayışını, umudu, geleceğe olan heyecanımızı tekrar halkamıza yansıtmalıyız diye düşünüyorum.”

Kaynak: SONHABER GAZETESİ MUHABİRİ- EMRAH KÖSE