BU ŞEHİR NEDEN BU KADAR TEPKİSİZ?

Abone Ol

Son günlerde şehrin sokaklarında sürekli eylemler var.

Yollara dökülenler bu kentin en güzide iki kurumunun çalışanları.

Birisi Hava İkmal çalışanları, diğeri Türasaş…

Seslerini duyurmak için her yolu deniyorlar.

Eylem deseniz en iyisini yapıyorlar, yürüyüş deseniz caddelere sığmıyorlar.

Açıklamalar deseniz peşi sıra geliyor.

Peki, dönüp bakan var mı?

İnanın şehirden tek bir kişinin bile sesi çıkmıyor.

Anadolu Üniversitesi’nin bütçesi elinden alındı hatırlayın.

O günlerde defalarca yazdık, çizdik.

“Yapmayın, yaptırmayın Eskişehir’in ekonomisi mahvolur” dedik.

Şehrin bu yüzden yaşadığı ekonomik sıkıntıyı pandemi döneminde net biçimde gördük.

Sonra Tülomsaş meselesi geldi gündeme.

Koskoca fabrika kapatılıp, Ankara’dan idare edilecekti.

Yine isyan edecek derecede yazılar kaleme aldık.

“Yapmayın, bu şehir kaybeder” dedik.

Yine haklı çıktık.

Bakın Harb İş Sendikası Başkanı Hasan Atak ne diyor?

“Maaş azlığı nedeniyle en kritik görevleri yapan çalışanlar emekli oluyor.

Emekli hayatı yaşamak istediği için değil, emekli olup özel sektörde işe başlamak için.

Emekli olmadan giden işçiler çıkıyor.

Şehir değiştirenler oluyor.

Hatta yurt dışına çalışmaya gitmek için ayrılanlar var.

Hava İkmal bu yüzden boşalıyor.

Hava İkmal’in boşalması demek ülkenin en stratejik yerinin boşalması demek.

Zira ayrılan işçilerin yerine yetişen personel yok.

Bizim yaptığımız iş bilgi, birikim, donanım gerektiriyor.

Bunlara sahip insanlar bir bir ayrılıyor, yerine yenisi gelemiyor.”

Biz de ilave edelim;

Hava İkmal gibi bir kurumun ücret düşüklüğü nedeniyle boşalıyor oluşu şehre en büyük darbelerden birisi olur.

Dün AÜ bütçesi gitti, Tülomsaş gitti, şimdi Hava İkmal için tehlike çanları çalıyor.

İşin çok daha kötüsü de şu;

“Tüm değerlerimiz birer birer şehirden koparılıyorken, ağzını açıp tek bir kişi bile tepki göstermiyor.!”

“Bizim şehrimize ne yapıyorsunuz?” diyen tek Allah’ın kulu ortaya çıkmıyor.

Bir şehrin bu denli tepkisiz kalması hiç ama hiç iyi değil.

************

ŞEHRİ YÖNETENLER SINIFTA KALDI

Eskişehir’in hikâyesini yazan iki kurumda büyük sıkıntıları var!

Osmanlı’dan emanet Tülomsaş’ta işler iyi gitmiyor.

Cumhuriyetle birlikte ülkenin lokomotifi olmuş kurum, lokomotifleri büyük dertler içinde üretmeye çalışıyor.

Zira geçmişteki gibi ayrıcalıklı yanları kalmadı.

Şehrin kültür yaratmış kurumun çalışanları geçinemediklerinden dolayı isyan noktasında!

Beri yanda Hava İkmal personeli…

Bir zamanlar asgari ücretin 4 katı maaş alan işçi, bugün tek asgari ücrete doğru gerilmeye başlamış.

Kısacası;

Her iki kurumda da yapılan işle alınan ücret birbirini hiç tutmuyor.

Milyon dolarlık uçakların uçmasını sağlayanlara ve demiryolu sektörünü yaşatanlara sözü edilen ücretler reva değil.

Hem işçi fakirleşiyor hem şehir!

Hal, vaziyet ve gidişat iyi değil.

İşçiler, tüm bu işlerin düzelmesi için sürekli alanlara çıkmaya başladı.

Her iki kurumun çalışanları bir araya gelip eylemler yapıyor.

Doktorlar Caddesine sığmayan yürüyüşleri ülke gündemine kadar girdi.

Dün akşam sosyal medya “Eskişehir işçisini” konuştu.

Ama konuşmayan, işçinin yanında yürüyemeyen tek kesim vardı.

Bilin bakalım kimler?

Bu şehirde yöneticilik yapanlar, seçilmişler, atanmışlar ve şehri yönetmeye talip olanlar…

Bize göre tamamı sınıfta kaldı!

*************

ATAÇ’IN SÖZLERİ!

Ayşe Ünlüce, adaylığı açıklandıktan sonra protokol ziyaretlerini hızla tamamladı, tamamlıyor.

Artık halkın içine karışma zamanı.

Bunu çok iyi yapan birisi var.

Tepebaşı’nı yıllardır yöneten Ahmet Ataç!

İlçenin her bölgesinde büyük sevgi kazanmış birisi.

Seçim için sahaya çıktığında neler başarabileceğini pek çok kez de ispatlamış.

Yine aynı süreç geldi, Ataç seçim çalışmalarına direk halkla birlikte başladı.

İlk gün yanında Büyükşehir Adayı Ayşe Ünlüce vardı.

Ünlüce’nin elini havaya kaldırdığı an büyük bir alkış tufanı koptu.

Sonrasında şunu söyledi Ataç;

“20 yıldır belediyecilik konusunda deneyimlerim var.

Hepsini Ayşe Bacıma vereceğim.

Biz kötü bir şey düşünmüyoruz. Her zaman iyiliği düşünüyoruz.

Çünkü ilişkilerimiz iyi.

Ne olursa olursun 2024’ün 31 Mart’ında yine ellerimizi kaldıracağız.

Bu sevgi olduktan sonra dağları deviririz.

Bugün burada nasıl başladıysak öyle devam edecek.”

Ataç’ın sözleri seçim kazanmak için anahtar sözler.

Bir defa son derece samimi…

Halka sıcak geliyor ve en önemlisi söylenenler hayata geçiriliyor.

Lafta kalmiyor hiç birisi!

Mesela sürekli kaybeden AK Parti’ye bakalım!

Asıl kaybetme sebepleri Ataç’ın söylediklerini bir türlü hayata geçirememelerinden kaynaklı.

Büyükşehir adayı ilçe adaylarına, ilçe adayları büyükşehir adayına sahip çıkamıyor.

Yıllar içinde bin bir parçaya bölünmüş parti tabanı da bir araya gelip;

Ataç’ın ortaya koyduğu o birlikteliğin b’sini bile sağlayamıyor.

Seçim sonunda kazananlar birbirine sıkıca sarılan CHP’li adaylar;

Kaybedenler ise, “Birbirlerinin elini havaya kaldırmaktan bile imtina eden” AK Partili adaylar oluyor.