Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaokul ve lise müfredatına, ‘Türk sosyal hayatında aile’ dersini eklendi. Aile kültüründeki bozulmaların toplumsal yapıyı olumsuz etkileyeceği üzerinde durulacak olan derslerde, ailevi değerlere; örf, adet, gelenekler, ayet ve hadisler ışığında değinilecek. Yeni müfredatın, laik eğitime karşı olduğunu söyleyen Eğitim Sendikaları Başkanları, müfredatı kabul etmenin mümkün olmadığını ifade etti.
LAİK EĞİTİM VE BİLİM DÜŞMANI
Eğitim Sen Şube Başkanı Sertaç Durdu, laik ve bilim düşmanı müfredatı kabul etmenin mümkün olmadığını belirterek, “Türkiye'de yıllar içinde adım adım hayata geçirilen eğitimi hem içerik hem de biçimsel olarak dini kural ve referanslara göre biçimlendirme uygulamaları son yıllarda daha da artmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı'nın geçmişte eğitimin dinselleştirilmesi hedefi ile Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere çeşitli dini vakıf ve derneklerle ortak yürüttüğü projeler ve imzalanan iş birliği protokolleri, okulları çeşitli cemaat tarikat ve dini grupların etkinlik ve faaliyet alanı haline getirmiştir. Şimdi de eğitim sisteminde büyük ölçüde dini ve milli öğeler ve referanslarla donatılmış bir müfredat oluşturulmak istenmektedir. Eğitim sistemini siyasi iktidarın dünya görüşüne göre düzenleyen laik eğitim ve bilim düşmanı bu müfredatı kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.
GERİCİLEŞTİRME POLİTİKASI
Eğitim İş Şube Başkanı Hüseyin Yurtman, Millî Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi dinselleştirme çabası içerisinde olduğunu söyledi. Yurtman, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, “Millî Eğitim Bakanlığının ortaokul ve liselerde tüm sınıfları kapsayan geniş çaplı bir müfredat değişikliği hazırlığı yaptığını ve yine müfredata bazı seçmeli dersler ekleneceği duyumlarını almaktayız. Duyum diyoruz, çünkü Bakanlık her zaman olduğu gibi bu çalışmaları eğitim emekçilerinin hiçbir görüş ve katkısını almadan yapmaktadır. Ve yine görebildiğimiz kadarıyla çağdaş, bilimsel olmayan gençlerimizi çağın gerekleri ile donatmayacak aksine iktidarın yıllardır sürdürdüğü eğitimi gericileştirme politikasının bir parçası olarak biat eden sormayan sorgulamayan bir nesil yetiştirme çabasının bir parçası olarak değerlendiriyorum. Dersin içeriğine baktığımızda eğitimi dinselleştirme çabasının bir örneğini daha görüyoruz. Ayet ve hadislerle süslenmiş dini içerikli derslerden biri sorgulamayan sadece kabul eden dindar ve kindar nesil yetiştirme gayreti olarak görüyorum. Eğitim-İş olarak bu anlayış ile mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Çağdaş, bilimsel, demokratik, laik, parasız, kamusal eğitim mücadelemiz devam edecek” ifadelerini kullandı.