AK Parti için hep “Vefalı partidir” derler.
‘Birisini bir göreve talip etmişlerse, o kişinin kaybetse de peşini de bırakmazlar’ derler.
“Partilisine bu yüzden en çok AK Parti sahip çıkar” derler.
Bunun için ortaya örnekler de konulur.
Eskişehir’den Harun Karacan’ı söylerler mesela.
Burhan Sakallı’yı sonra.
Hasan Gönen’in rektör yapılması da hatırlatılır.
Hepsi kaybedenler kulübündendir!
Lakin sonrası birkaç makamdan ibarettir ve bu da bir vefa göstergesidir!
Bugün aynı şey Ali Demirel’in başına geldi.
AK Parti’ye göre vekil çıkmayı kıl payı kaçırdığı için ödüllendirilip MKYK’ya yazılmıştır.
Eskişehir temsilciliğine kendisi layık görülüp mükâfatlandırılmıştır.
Bir nevi sözünü ettiğimiz o vefa kendisine gösterilmiştir.
Hayırlı olsun…
Şimdi şu ana kadar anlattıklarımızın hepsini bir araya toparlayalım…
“AK Parti gerçekten de vefalı bir parti” görüntüsü hemen ortaya çıkıyor…
Lakin bir de madalyonu çevirmek gerek…
Mesela…
Parti için yıllarını vermiş, vaktini, nakdini harcamış kime vefa gösterildi?
Üç kongre geçirmiş, her seferinde de yönetimini yenilemeyi başaranlara gösterilen vefa hangisiydi?
Girdiği her seçimi kazanmış teşkilatların başında olanlara hangi vefa layık görüldü?
Yaşamadığı seçim, referandum kalmayan, tüm bunları kazanan üstüne de darbe girişimi yaşayanlar hangi vefayı gördü?
Parti teşkilatlarında burun kıvırmadan gece gündüz çalışan, görev yaptığı süreçte rekorlar kıran, en iyi teşkilat ödüllerine layık görülen kimler o vefanın kendisini yaşadı?
Rakip parti ve kurmayları ile girmediği kavga kalmayan, yemediği yumruk olmayan, sırtından bitmeyen hançerleri olanlar mı yaşadı o vefayı?
Parti binasında sabahlayıp, partiyi mahcup etmemek için kamuoyu karşısında mücadele verenlerden hangisine sözünü ettiğimiz vefa layık görüldü?
Ben söyleyeyim…
Hiç birisine!
O yüzden AK Parti’deki vefa partinin önünden geçmeyen, parti için bir kez olsun mücadele vermeyenler için vardır.
Parti için saçını süpürge edenler için de tam tersidir…
************
EN RAHATI AHMET ATAÇ!
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı siyasi polemikler içerisinde pek görmeyiz.
Sadece işini yapan ve halka hizmet odaklı bir Ahmet Ataç görüntüsü izleriz.
Yıllarca bu hep böyle yaşandı…
Parti işleri ile halka hizmeti ayırt etmeyi en iyi başaran isim oldu.
Bu yüzden halk tarafından hep sevildi, hep el üstünde tutuldu.
Tutulmaya da devam ediliyor.
Önceki gün Anadolu Gazetesi’nin gündeme dair sorularını yanıtladı Başkan Ataç…
Özellikle İYİ Parti’nin adayları ile seçime girecek olmasına dair sorulara verdiği yanıtlar öne çıktı.
Başkan Ataç’ın bu konuda tavrı net!
Diyor ki;
“Partilerin üst makamları tarafından kurulan ittifaklardan daha çok halkın kurduğu ittifaklar daha değerlidir!”
Sanırım son zamanlarda yaşanan onca politik gelişmeyi özetleyen en iyi cümle bu olsa gerek…
Özellikle konu yerel seçimse; zaten oluşmuş, kurulmuş, kurulmamış veyahut dağılmış ittifakların çok da anlamı kalmıyor.
Dahası;
Bu konforu en çok yaşayan da bizzat Ahmet Ataç oluyor.
Çünkü herkes biliyor ki, Başkan Ataç sözünü ettiği o halk ittifakını sağlayalı yıllar oldu.
Hatta o ittifakı her seçimde daha da sıkılaştırıyor.
Yeniden gireceği bir seçimde de halk ittifakının kendisine göstereceği teveccühün çok daha fazla olacağının da farkında…
Ne diyorduk Ahmet Başkan için…
“Siyaset üstü bir kimlik”
O yüzden Ataç’ın karşısına ittifaklı da olsa, ittifaksız da olsa hala aday bulunamıyor.
Teklif edilenler bile başına gelecekleri bildiğinden önüne altın tepsi ile sunulan adaylığı net biçimde reddediyor…
******************
STADIMIZA İSMİNİ VERSENİZ ARTIK!
2032 Yılındaki Avrupa Futbol Şampiyonasının ev sahibiyiz artık.
UEFA resmi açıklamayı dün yaptı.
İki ev sahipli bir organizasyon olacak.
Ev sahipliğini İtalya ile paylaşıyoruz.
İki Akdeniz ülkesi bu dev organizasyonu üstlenecek.
Gelelim Türkiye ayağındaki maçlara…
Elbette İstanbul bu noktada en önemli merkez olacak.
Ancak Anadolu Kentleri de bu büyük etkinliğin bir parçası olacak.
En büyük adaylardan birisi Eskişehir!
Nedeni basit!
Eskişehir bir futbol kenti ve çağdaş bir dokusu var.
Sonrasında modern bir stadyuma sahip!
Gel gelelim ki, o stadın adı halen konulmuş değil!
Eski stadyumda olduğu gibi adının “Atatürk” olacağı yönünde verilmiş sözler de var!
Ancak o sözler yerine getirilmiş değil.
Bu yüzden çağrımızı yineleyelim.
Şampiyona öncesi stadyumumuza Ata’mızın o şanlı adını resmi olarak da verelim.
Dev organizasyona Atatürk’ün adı yakışır çünkü…
**********