Eskişehir

AHPADİ'den siyasi partilere çağrı!

Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Derneği (AHPADİ) Başkanı Mehmet Ektaş, ülkemizdeki siyasi ortam ve toplumsal adaletsizliklere dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Ektaş, siyasetin gündeminin halkın gerçek ihtiyaçlarından uzaklaştığını ve sürekli artan gerilimlerin toplumda huzursuzluğa neden olduğunu belirtti.

Abone Ol

Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Derneği (AHPADİ) Başkanı Mehmet Ektaş,  “Mecliste temsil edilen tüm siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz” diyerek, partilerin işbirliği içinde hareket ederek ortak akılla kanun değişiklikleri hazırlamalarının önemine vurgu yaptı. Ektaş, bu yasaların hızlı bir şekilde meclis gündemine getirilerek görüşülmesini ve karara bağlanmasını talep etti.

Sözlerine devam eden Ektaş, “Demokrasimizin sağlıklı işlemesi için adaletin yerini bulması şart. Ülke olarak, siyasi çatışmalardan ziyade ortak çözüm arayışlarına yönelmeliyiz. Ancak bu şekilde adalet arayışını somut bir sonuca ulaştırabiliriz” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, Türkiye’deki siyasi aktörler için önemli bir mesaj niteliği taşıyor ve halkın taleplerinin daha fazla dikkate alınması gerektiğini gösteriyor.

Siyasette öne çıkan kişiler hakkında uygulanan geçici siyaset yasağının, seçme ve seçilme hakkını sınırlayan orantısız bir uygulama olduğunu ifade eden Ektaş, “Geçmişte Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok siyasetçinin belli süre seçimlere girmesine engel olan bu düzenleme şimdi de Ekrem İmamoğlu’nun başının üzerinde celladın kılıcı gibi sallanmaktadır. Her seçim döneminde, cezasının infazı aşamasında bulunan yüzbinlerce insan bu madde nedeniyle, seçme hakkının yanında seçilme hakkından da mahrum olmaktadır. Düzenlemenin, hakaret, basit tehdit gibi suçlar nedeniyle kesinleşmiş cezası bulunanlara da uygulanması ve sadece uygulandığı ana değil, seçim dönemleri nedeniyle yıllara etki eden sonuçları nedeniyle orantısızlığı ve adaletsizliği açıktır” diye konuştu.

“KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİNE VE DEMOKRASİYE AYKIRIDIR”

 Kayyum atamalarının toplumda büyük gerilim yarattığını belirten Ektaş, “Hakkında soruşturma yürütülen Belediye Başkanlarının İçişleri Bakanlığınca görevden alınması ve yerlerine kolayca kayyum atanması uygulamasının hukuki dayanağı ise Türkiye'de 15 Temmuz 2016’da hain darbe girişimi ile ilan edilen Olağanüstü Hal Döneminde, 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Belediye Kanunun 45. ve 57. maddelerine yapılan ekler ile kanuna eklenen geçici 9. maddedir. Devletin, terörün başta finansal olmak üzere tüm kaynaklarını önlemek görevi, bununla ilgili önlemleri almak ise yetkisi ve sorumluluğudur. Bu bağlamda, kurumların kaynaklarının teröre destek verilmesi amacıyla kullanılması konusunda kuvvetli şuç şüphesinin varlığı durumunda kayyum atanması da can sıkıcı en son başvurulacak önlemlerden biridir. Devlet, terör başta olmak üzere anayasal düzene ve Cumhuriyete karşı girişilen yasadışı hiçbir faaliyet karşısında zayıf duruma düşmemelidir. Ancak, İçişleri Bakanlığı yürütme erkinin bir parçası olup yönetimi yönünden siyasi kurum özelliğine de sahiptir. Bu durumda, seçilmiş kurum yöneticilerinin anayasada tanımlanmış vesayet makamlarınca görevden alınması ve kayyum atanması, kuvvetler ayrılığı ilkesine ve demokrasiye aykırıdır” dedi.

“KAYYUM ATAMASI DÜZENLEMESİ KALDIRILMALI”

 Ektaş, çözüm olarak Türk Ceza Kanununun 53. Maddesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini dile getirerek, “Hakaret, basit tehdit ve benzeri basit suçlar yönünden seçme ve seçilme yasağı, güvenlik tedbiri kararı çerçevesinden çıkarılmalı, suç ile tedbir arasında orantı kurulmalıdır. 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile belediye kanununda yapılan kayyum ataması düzenlemesi kaldırılmalı, Belediye Başkanları gibi seçilmiş kurumların başkanlarının görevden alınmaları ve şartların oluşması durumunda en son başvurulacak tedbir olarak yerlerine kayyum atanmalarına ilişkin düzenlemelerin Türk Ceza Kanununun 100. Maddesi kapsamında yargı erkinin takdir, yetki, sorumluluk ve denetimine bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.