AH E-MEK-Lİ-LER AH...

Abone Ol

Nasreddin Hoca’mız var ya, o bizim mantık ve gönül dünyamızı ortak noktalar da birleştirerek, güldürürken düşündüren, hatalarını göstererek düzeltme imkânı veren bir gönül insanıdır.

Bu yazımda da hocamız imdadımıza yetişti. EMEKLİLERİN mağduriyetini gidermek için fıkraları ile dersler verdi.

Okuyalım.

Hocamızı rahmetle analım.

Bir kış, neredeyse adam boyu kar yağmış. İnsanlar burunlarını dahi dışarıya çıkaramamış.

Hazıra dağ dayanmaz hesabı, halkın yiyeceği de tükenmeye başlamış.

İnsanlar lokmalarını sayar hale gelmişler. Kıtlık sadece insanları değil hayvanları da vurmuş; bir deri bir kemik kalmışlar.

Nasreddin Hoca’nın EMEKTAR eşeği de kıtlıktan fazlasıyla nasibini almış; günden güne kötülemiş.

Elinde avucunda bir şey kalmayan Hoca, eşeğin kulağına bir umut eğilip, demiş ki; ‘Ölme eşeğim ölme. Yaz gelecek, yonca bitecek. Sen de yersin ben de!

Malumunuz, her şeye zam üstüne zam geldi. İktidar da vatandaşı hayat pahalılığı karşısında ezdirmemek için memurun ve asgari ücretlinin maaşlarını az da olsa artırdı.

Diğer vatandaşlar gibi, bu ülkenin nimetine de külfetine de ortak olan EMEKLİ nin maaş artışı ise bir başka Yaz’ a kaldı.

Bu mağduriyeti gören Cumhurbaşkanımız yaptığı bir açıklama yaptı, bir bölümünde de dedi ki;’…Kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına rıza göstermeyiz. Bütçeyle ilgili çalışmaların semeresini gördükçe, kendini mağdur hisseden tüm kesimlerin gönlünü alacağız, bunu yılbaşı civarı neticelendirmeyi planlıyoruz.’

Sayın Cumhurbaşkanımız Nasreddin Hoca’mızın dili ile hangi temenni de bulunuyor?

Ölme EMEKLİM ölme!

***

Bu açıklamanın üzerine, bir başka Nasreddin Hoca fıkrası geldi aklıma.

Nasreddin Hoca parasını geri istemek için defalarca kapısını çalan alacaklısına kapıyı açmış, ‘Yakında paranı ödeyeceğim?’ demiş.

Alacaklı sormuş, ‘Ne zaman?’

‘Bizim duvar kenarına yol boyunca çalı tohumu ektim. Bu tohumlar ilkbaharda yeşerecek ve çok çalımız olacak.’ Demiş hoca.

Komşu merakla sormuş, ‘Ya sonra?’

‘Bu caddeden çok koyun sürüsü geçer. Geçerken, geçen koyunların yünleri çalılara takılacak. Ben de yünleri toplayacağım. Bizim hanım bunları eğirip ip yapacak. Sonra gerisi kolay! Ben de pazara götürüp satacağım ve paranı geri ödeyeceğim.’

Adam bu plan üzerine kahkahayı basınca Nasreddin Hoca’mız, ‘Parayı peşin görünce nasıl da gülersin değil mi, seni köftehor seniii.’ Demiş.

Köftehor emekliler!

Peşin parayı görünce sizler de güldünüz değil mi?

Kıymetli İnsanlar!

TEK MAAŞLI EMEKLİLER zor durumdalar.

Onları halleri ile hâllenmeli, dertleri ile de dertlenmeliyiz.

Hz. Mevlana, ’Dertli bir adamın, tereddüt ve dumanlarla dolu bir gönül evi vardır, derdini dinlersen o evde bir pencere açmış olursun.’ Diyor.