Büyükşehir Belediyesi’nin geçmişte misafirhane olarak kullanılan binayı ‘Bademlik Kız Öğrenci Misafirhanesi’, eski “Nikâh dairesini” de ‘Kent Lokantası’ olarak hizmete aldı…
Geçtiğimiz günlerde AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak bu iki binanın da ‘depreme dayanıksız binalar’ olduğunu iddia etti…
Bu binaların olası depreme ne kadar dayanıklı veya dayanıksız olduğu konusunda kesin bir bilgiye sahip değilim…
Ancak her iki bina da 1999 öncesi inşa edildiğini biliyorum…
Bademlikteki bina yıllardır “Belediye Misafirhanesi” olarak kullanıldı…
Kaç deprem yaşadı ama hala ayakta…
Eski nikah dairesi bugün ‘Kent Lokantası’ olarak hizmet veren bina ise iki katlı…
O bina da yaşanan büyük depremlere direndi…
Bu demek değil ki, şiddetli bir depreme dayanacak…
Yıkılabilir veya yıkılmayabilir de…
Büyükşehir Belediyesi’nin her iki bina için herhangi bir güçlendirme yapmayı veya yıkarak yerine depreme dayanaklı binalar yapma gibi bir düşüncesi olup olmadığını bilmiyorum…
Ancak ‘Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Genelgesi’ var…
Yenileme yapabilmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığından izin alınması gerekiyor…
Bakanlık büyük olasılıkla “aciliyeti yok” diyerek izin vermeyecektir…
KAMU BİNALARI İLE OKULLAR DEPREME DAYANIKLI MI?
Eskişehir’de 1999 öncesi yapılan kamu binaları ve okullar var…
Bazı kamu binaları ve okullar yenilendi…
Ama hala eski okul ve kamu binaları mevcut...
Bunlar depreme dayanıklı mı?
Öncelikle kamu binaları ile okulların uzmanlar tarafından kontrol edilmesi gerekli…
Buralarda yüzlerce çalışan ile binlerce öğrenci var…
Depreme dayanıksız binalar ve okullar boşaltılarak yerlerine yenileri yapılmalı…
Bu yapılar hayati önem taşıdığı için “tasarruf genelgesi” var diyerek ötelenemez…
TIP FAKÜLTESİ HASTANE BİNASI NE ZAMAN GÜÇLENDİRİLECEK?
Eskişehir’de yaşanan 1999 Marmara depreminden sonra ESOGÜ Hastanesinin ‘depreme dayanıklılığı’ sürekli tartışılıyor…
Üniversitemiz hastanesinin temeli 1976 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından atılmıştı…
Yıllarca tamamlanmayı bekleyen hastane binası 1993 yılı sonunda şu an 1010 yatağı olan hastane bitirilerek açılışını da yıllar sonra yine rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açıldı…
Temeli 48 yıl önce atılan, 31 yıl önce de hizmete giren ESOGÜ Hastanesi’nin altından fay hattı geçtiği iddiaları yıllardır dillendiriliyor…
Hastane yönetimi yanlış hatırlamıyorsam geçtiğimiz yıl güçlendirileceğini açıklamıştı…
Ancak henüz atılmış bir adım yok…
İKİ KAMU BİNASI İLE İKİ BELEDİYE BİNASI DA RİSKLİ
AK Parti İl Başkanı Albayrak, Büyükşehir Belediye binasının yanında açılan “Kent Lokantası” ile Bademlikteki Büyükşehir Belediyesi “Kız Öğrenci Misafirhanesi”nin depreme dayanıksız binalar olduğunu söyleyerek belediyeyi sürekli eleştiriyor…
Ancak Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Orkun Kılıç, “Eskişehir’de bir bina yenilenecekse birinci sırada AFAD binası var, ikinci sırada Çevre Şehirciliği İl Müdürlüğü binası ve belediye binaları var” diyerek iki kamu binasının da depreme dayanıksız binalar olduğuna dikkat çekti…
İşte Kılıç’ın o açıklaması: “Olayın iki bina üzerinden tartışılması çok yanlış. Bunlar aslında işin ciddiyetini ve önemini başka yere kaçıran konular. Evet, Eskişehir Tıp Fakültesi zaten güçlendirilme ihtiyacı olan bir binaydı. Belli noktalarda güçlendirme yapılması gerekiyordu, güçlendirme projesini hazırlamışlar güçlendirme yapacaklar ama henüz yapmadılar. Kent Lokantası eski bir bina, dolayısıyla risk var mı var ama sonuçta Kent Lokantası dediğimiz bina depremden sonra da kullanmamız gereken, çok önem arz eden okul gibi, cami gibi veya kurumların binası gibi bir bina değil. Eskişehir’de de bu kadar fazla riskli bina varken oraya kadar sıra gelmiş. Kamu binası olarak ise AFAD ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü riskli binalar. Bunlar eski riskli binalar ve bir an önce yeni binalara taşınması gerekiyor. Çünkü bu binalar bizim depremden sonra da ihtiyacımız var. Hatta AFAD’ın binasına deprem esnasında da ihtiyacımız var. Biz binaları ikiye ayırıyoruz. Depremden sonra kullanmamız gerekmeyen binalar, mesela konut binaları, kent lokantası. Depremden sonra biz bu binaları kullanmasak da olur. Ama bir de depremden sonra kullanmamız gereken binalar var bunlar, okullar, camiler, kamu binaları. Ne için mesela camileri hastaneye, okulları yatakhaneye çevirebiliriz. Bu binaların depremden sonra da ayakta durması gerekiyor. Bir de deprem esnasında bile etkilenmemesi gereken binalar var. Hastaneler mesela, doktor ameliyat yaparken deprem olursa doktorun ameliyatı yarıda bırakmaması lazım. Onun için yeni binalar buna göre tasarlanıyor. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü binası bir kamu binasıdır ve depremden sonra da bizim buraya ihtiyacımız var. Lojmanlara da depremden çok ihtiyacımız var. Kamu görevlilerinin depremden sonra da çalışmaları lazım…”
* * *
Evet, Kent Lokantası ve Kız Misafirhanesi de deprem riski taşıyor…
Hatta Büyükşehir ile Odunpazarı Belediyesi ana hizmet binaları da…
Ancak AFAD ve Çevre Şehircilik Müdürlüğü binaları da riskli…
Ama nedense bu binaları Albayrak hiç gündeme getirmiyor…
Nedeni ise basit, ucu iktidara dokunacak…
İMO Başkanı Orkun Kılıç’ın da dikkat çektiği gibi AFAD ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü binaları ayakta kalmalı. Çünkü olası bir depremden sonra kullanmamız gereken son derece önemli binalar…
Albayrak, özellikle bu iki binanın yenilenmesi konusunda çaba göstermeli…
* * *
“ASGARİ ÜCRET 25 BIN EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI 20 BİN TL OLMALI”
Kasım 2024 ayı enflasyon rakamları açıklandı. Beklenenin üzerinde çıktı…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’te her ne kadar “enflasyonun belini kırdık” dese de çok eleştirilmesine rağmen TÜİK’in açıkladığı rakamlar enflasyonun hala yüksek seviyelerde olduğunu gösteriyor…
Yüksek enflasyona rağmen çalışanlar ile emeklilerin maaşlarına geçtiğimiz temmuz ayında yapılan zamlar çoktan eridi…
Çalışanlarda, emeklilerde cepten yiyorlar…
2025 yılında çalışanlar ve emekliler ile asgari ücrete yüzde 20 zam telaffuz edilmeye başlandı…
Yüzde 20 zam ne çalışanları ne emeklileri ne de asgari ücretlileri memnun etmez…
2025 de uygulanacak “yeniden değerlendirme oranı” yüzde 43,93 olarak resmi gazetede yayımlandı…
Bu ne demek?
Vergi, harç ve ceza tutarları yüzde 43,93 artacak…
Bu artışın ucu ister istemez vatandaşa da değecek…
Vergi ve harçların artmasıyla bazı ürünlerde doğal olarak zamlanacak…
O nedenle maaşlara ve asgari ücrete yapılacak yüzde 20’lik zam 2-3 ay sonra yine eriyecek…
* * *
Salı günü BBP Genel Başkanı Destici, memleketi Eskişehir’de basın toplantısı yaptı… Destici, asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılacak zamların, en az yılsonu enflasyon oranı kadar artırılması gerektiğini söyledi…
TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını da değerlendiren Destici, “Enflasyon rakamları aylık 2,24, yıllık 47,09 olarak açıklandı. Buna göre asgari ücret rakamları, en düşük emekli maaşı konuşuluyor. Asgari ücret kesinlikle yılsonu gerçekleşecek enflasyon rakamının altında olmamalıdır. Enflasyon 47,09 ise asgari ücrette en az bunun kadar hatta bunun üstünde olmalıdır. Enflasyonun yükseleceğini tahmin ediyoruz. Asgari ücretin en az yüzde 50 oranında artırılması ve 25 bin rakamının üzerine çıkması gerekiyor. En düşük emekli maaşıyla ilgili de enflasyon ne kadar gerçekleşmişse o oranda emeklilerimize de zam yapılmalıdır” dedi.
“EMEKLİLERİN 5 BİN TL HAK KAYIPLARI VAR”
Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında emeklilerin kök maaş üzerinden haksızlığa uğradığını savunan Destici, önemli bir konuya da dikkat çekti: “ ‘Kök maaş’ denilerek, yasa bu şekilde düzenlenerek 7 bin 500 lira olan en düşük maaş yine 7 bin 500 lirada kaldı. Kök maaşa değil de normal emeklinin eline geçen rakamın üzerine verilseydi bugün en düşük emekli maaşının 17 bin lira seviyesinde olması gerekiyordu. Dolayısıyla 2023 Temmuz ayından bu yana 5 bin liralık hak kayıpları var. Önce bu kayıp verilmeli. Bunun üzerine de gerçekleşecek olan enflasyon rakamı eklenerek en düşük emekli maaşı 20 bin liranın üzerine çıkarılmalıdır. Bundan gayrısı haksızlığın devamı, düşük maaş alan emeklilerimizin hak kadrine uğramaya devam etmesi anlamına gelir…”
“BÜTÇE, DAR GELIRLI IÇIN KULLANILMALI”
Bütçe imkânlarının dar gelirli vatandaşlar için kullanılması gerektiğini belirten Destici, şunları ifade etti: “Enflasyon rakamları ortada, hayat pahalılığı ortada. Durumu iyi olan bir kesim var. Özellikle asgari ücretliler ve düşük maaş alan emeklilerimiz için bunu asla söyleyemeyiz. Cumhur İttifakı, hükümet TBMM ve tüm siyasi partiler, öncelikle dar gelirli kesimi öncelemelidir. Bütçe imkânları büyük ölçüde bunlar için kullanılmalıdır. Yatırım ileride de yapılabilir. Önce insanı yaşatmalıyız. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesine uygun hareket etmeliyiz. 85 milyonumuzun tamamı en azından açlık sınırın ve yoksulluk sınırın üstünde bir gelire sahip olmalıdır. Bunun için çözüm önerilerimizi hükümete sunduk...”
* * *
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, benzer sözleri sürekli söylüyor…
Cumhur İttifakının içerisinde olmasına rağmen maalesef bu söylemleri dikkate alınmıyor…
2025 yılı için de çalışanlar ve emekliler ile asgari ücret zam önerisi yine dikkate alınmayacak…
İktidar yine çalışan ve emeklilere “biraz daha sabır” diyerek beklentilerin altında zam açıklayacak…
İnsanların “geçinemiyoruz” söylemleri yine “duymazdan” gelinecek…
İnşallah iktidar her kesimi memnun edecek zam açıklarda bende yanılmış olurum…