Osmanlı devleti durup dururken dağılmadı. Bunun nedenleri var. Dikkat ettiyseniz, Osmanlı’nın güzergahı hep Batı’ya doğru olmuştur.. Osmanlı Devleti doğar büyür gelişir ve yükselme devrine gelir. Sonra, duraklama devri başlar… 1683 yılında ikinci Viyana Kuşatması ile birlikte Viyana kapılarına dayanan Osmanlı Devleti, ikinci Viyana Kuşatması ile birlikte toprak kaybı ve geri çekilmeye başlar…
Osmanlı Devleti bu toprak kaybı ve geri çekilmeyi bir türlü durduramaz
1877-1878 Osmanlı Rus savaşına “93” Harbi de denir. Osmanlı, Tuna vilayetlerinin tümünü kaybeder. Bu durum Osmanlı'nın Birinci milli felaketidir.
Balkan Savaşı derler ama aslında askeri tarih açısından veya Savaş tarih açısından Balkan faciası ve Balkan felaketiyle Osmanlı Devleti
400-500 yıl hüküm sürdüğü Balkan coğrafyasının tümünü kaybeder.
Mustafa Kemal'in doğum yeri olan Selanik, Manastır ve Üsküp bir tek kurşun atılmadan düşmana teslim edilir…
+++++
Mustafa Kemal Paşa, Cevat Çobanlı ile birlikte sadrazamın evinden çıkınca, 14 Mayıs gecesi bugünkü Nişantaşı-Teşvikiye doğru giderken caddede birlikte yürüyorlar. Cevat Çobanlı, Mustafa Kemal’e dönerek sen bir şey yapacaksın… Allah'tan hiçbir şey yapmayacak mısın der… Mustafa Kemal de evet başka bir şey yapacağım der.
Allah, muvaffak etsin der. Mustafa Kemal de mutlaka muvaffak olacağız der. Onun tamamen kendi kafasına koyduğu değerlendirdiği ve şekillendirdiği, projelendirdiği bir Türkiye vardır…
Bunu nutuk söylevinden anlıyoruz…
+++++
19 Mayıs 1919’da Samsun'a çıkan 9. Kolordu ve ordu müfettişi Mustafa Kemal Paşa üç gün sonra, isyan bayrağını çeker.
Emrindeki Ordu Komutanlıklarına gönderdiği raporda der ki, millet milli egemenlik esasını benimsemiştir ve bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.
Milli egemenlik nedir? Meclise dayalı milletin temsil edildiği vekiller tarafından yönetilme, İstanbul hükümeti padişah olmayacak mı? Halbuki İstanbul’da da Osmanlının meclis-i Mebusanı vardır…
Fakat İngilizler tarafından işgal edilmiştir. İlk isyan bayrağını çeker. Fakat İstanbul hükümeti bunu anlamaz. 21-22 Haziran 1919'da Amasya Genelgesi ki Ben bir ihtilal beyannamesi derim. Bir maddesi der ki Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır…
işte bu manifesto sarayı harekete geçirir..
Ondan sonra askerlikten istifa eder… Sine-i millete döner. Sahip olduğu bütün makam ve unvanlarını geride bırakır…
Erzurum, Sivas kongreleri ile kurtuluş davasını pekiştirir. Artık Heyet-i Temsiliyenin başıdır ve yürütme yetkilerini kullanır.
+++++
Ankara’nın bir avantajı vardı… Mustafa Kemal Paşa’nın son hedefi yeni bir Türk devleti kurmak…
Biz burada karargah oluşturalım der arkadaşlarına… Buradan Türk İstiklal Savaşı'nı yönetelim. Ankara ‘Türk İstiklal Savaşı'nın yapıldığı bütün cephelere, hem de İstanbul'a demiryolu şebekesi ulaştırması var. Bu da çok önemli bir ihtiyaç…
Ünlü Times gazetesi meşhur Mustafa Kemal'in Ankara'ya gelişini manşetten şöyle verir; Bütün dünyanın kuvvetine karşı ulusal bir hareket yaratmak ne çocukça bir hayal
+++++
Tarihi bir gün… 23 Nisan 1920…
Nitekim 23 Nisan1920'de tarihinde meclis açmaya karar verildi… 21 Nisan 1920'de bu Mustafa Kemal Paşa tüm kolordularına sancaklara vilayetlere telgraf göndermiştir.
Altı maddeden oluşan bu telgrafta meclisin açılışı ve önemine dair vurgu yapıldığı görülmektedir… O telgraftan satır başları şu şekilde;
Allah'ın yardımıyla, 23 Nisan 1920 Hacı bayram Veli camii ’inde kılınacak Cuma namazından sonra, Ankara'da BMM’si açılacaktır…
22 Nisan 1920'de tarihinde geçtiği bir telgrafla Mustafa Kemal Paşa askeri ve sivil Artık tüm Ulusun başvurucu tek adresi meclis olduğunu vurgulamıştır.
İstanbul'da olan payitaht artık Ankara'ya taşınmıştır.
İstanbul'un işgal edilmesiyle dağılan Mebusan üyeleri Ankara'ya gelmiş ve kurucu Meclis'te yer almıştır. Böylelikle Türk tarihinde meclis hükümeti adı verilen yaklaşık üç yıllık bir dönem başlamış oldu… Yeni devletin yeni idarenin ve yeni Mücadele'nin merkezi artık Ankara olmuştur.
Meclis dualarla açılır. Onun için meclisin adı Büyük Millet Meclisi olur.
39 yaşında Meclis Başkanı seçilir… 24 Nisan 1920'de dört saatlik bir konuşma yapar.. Mustafa Kemal memleketin kaderi üzerinde almıştır… Bu meclis tam anlamıyla Türk milletinin kaderinden sorumludur…
Ben 34 yaşında Çanakkale'de Truva'nın intikamı, Ben 40 yaşında 1683’de başlayan Balkanlar’dan Türk çekilmesini 238 yıl sonra, Sakarya'da durdurduk…
29 Ekim 1923’ de Cumhuriyet’i kurduk…
MUSTAFA KEMAL Allah’ın bizlere gönderdiği bir lütuftu. Türklerin fırtınalı denizde bir yolculuğuydu. Gözleri yaşlı gitti. Nedeni de Selanik. Baba ocağı…
++++
Bu gün 23 Nisan.
Türk ulusunun kaderinin çizildiği tarihi bir gün.
Tam 104 yıl önce.
Mustafa Kemal'in önderliğinde, TBMM'nin açılışı gerçekleştirildi.
O, Milliciydi.
O, antiemperyalistti.
Şimdikiler gibi 'imitasyon' değildi.
Her şey vatan içindi. Gerisi teferruattı.
Millete inanıyordu.
Milli iradeye inanıyordu.
Hanedanın batırdığı imparatorluğun son parçasını kurtarmak için yola çıkmıştı.
Balkan savaşlarındaki Osmanlının hezimeti ilk işaret fişeğiydi… 19 Mayıs 1919 Samsun…
Hanedan çoktan teslim olmuştu İngilizlere.
Bugün 23 Nisan.
Egemenliğin 'hanedan' dan kayıtsız, şartsız millete geçtiği gün.
Tam 104 yıl önce.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
O günden bugüne.
Milletin başına neler geçirilmedi ki?
Ne! Vesayetler gördü.
Ama her seferinde Cumhuriyet değerlerine sahip çıktı.
Demokrasisine sahip çıktı.
Hukukuna sahip çıktı.
Bu millet;
Ne! Darbeler gördü.
Ne! Apoletlileri gördü.
Onlarda, bir zamanlar çok güçlüydüler…
Onlarında postalları, tankları, tüfekleri, uçakları, helikopterleri, savcıları, yargıç cüppeleri, polisleri, vardı.
Şimdi, isimlerini hatırlayan bile yok…
Çünkü Türk Milletine ihanet etmişlerdi..
Hatırlananlar da, faşist olarak anılıyor.
Bir zamanların en güçlü adamları, tarihin çöp sepetlerine çoktan gittiler.
Külli toprağın altında..
Şerefsizler,
'Mahşerde' hesap verecekler!
Ne kadar acı.
****
Gazi Mustafa Kemal hep gönüllerde.
23 Nisanlar hep olacak..
Çocuklarımız, demokrasiye, HUKUK DEVLETİNE, hakka, adalete sahip çıkacaklar.
Onlar, elbette gerçeği bir gün öğrenecekler.
Tarihin tozlu sayfalarında kalmayacak…
Şimdi çocuklarımız, geleceğimiz.
23 Nisan koltuklarına oturacaklar.
Demokrasi diyecekler.
Hak diyecekler, hukuk diyecekler.
Hukukun, vicdanın yok olduğu günümüzde, “adalet” diyecekler..
****
Çocuklarımız, geleceğimiz.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyecekler.
Atamızın bizlere emanetidir diyecekler.
Bu bayram bizlere hediye edilmiştir diyecekler.
Diyecekler de!
Sesleri kısılmaz ise. Kodeslere tıkılmaz iseler.
Diyecek, özgürleştirilmiş günlerde gelecek.
Egemenlik Milletin değil artık..
Milletin 'Egemenlik hakkı' elinden alınmak istenmekte.
1923 şartlarından çok daha gerilerdeyiz.
TBMM'nin hiçbir işlevi kalmadı..
Yasama faaliyetleri çoktan unutuldu bile..
Örtülü OHAL devam ediyor.
Mebuslar sadece rozetlerini parlatır oldular..
Kendilerini halkın vekili olduğunu zannediyorlar. Hâlbuki genel başkanların vekili olmuşlar..
Mebuslar torba yasalara el kaldırıyorlar..
Milletvekili olmanın da hiçbir anlamı kalmadı.
Darbelere numaradan karşı çıkanlar, şimdi TBMM'sini devre dışı baraktılar.
Yasama organı KHK lerle çoktan devre dışı kalmış. Denetim görevini yapamayan TBMM sinde egemenlik haklarını konuşuyoruz..104 yıl geriden geliyoruz..
ÇOCUKLARA EMANET..
1927 Mustafa Kemal Paşa'da kendi makam aracını Cumhurbaşkanlığı makam aracını çocuklara tahsis eder. O zaman 191 çocuğu himayesine alır.. Bu Çocuk Bayramı himayesi Mustafa Kemal'in himayesinde olur
dünyada ilk çocuk bayramıdır ve çocuklara armağan edilen ilk milli bayramdır..
Geleceğimizin teminatı olan sevgili çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 104. yıldönümünü en içten duygularımla kutluyorum.