25 Kasım!.. Fikirleri ve hayatı ile yolbaşçımız, Cennetmekan Alparslan Türkeş'in doğumunun yüzüncü seneidevriyesidir. Başbuğ'umuzun ruhu şad olsun.
'Adalet ve Kalkınma Partisi'yle cumhurbaşkanlığı hükümet etme sistemini 2019'da tam manasıyla tesis etme maksadıyla sonuna kadar birlikte ve yan yana mücadelemiz sürecektir. Türkiye'nin demokratikleşme, normalleşme ve istikrar içinde bir yönetim yapısına kavuşması için, 15 Temmuz'dan bu yana üstlendiğimiz sorumluluk aynı şekilde devam edecektir. Türkiye'nin geleceği için, millet iradesiyle aynı hizada, kümede ve safta duracağız' Bu açıklama, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli'ye aittir.
Tabii ki 69 yıllık ömrünün yarım asrını Ülkücü-Milliyetçi Hareket için harcamış; vatan, millet ve bayrak aşkını her türlü sevdaya yeğlemiş bir devlet adamından zıddını beklemek aptallık olurdu. Elbette ki yirmi senelik genel başkanlığı süresince, siyaset etme tarzını 'önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' felsefesi üzerine bina etmiş Sayın Bahçeli'den farklı bir açıklama beklemek aymazlık olurdu. Şüphesiz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türklüğün bekası yerine hiçbir menfaati öncelemeyen Türkmen Beyi'nden aykırı bir söylem işitmek geçmişini reddetmek olurdu.
Ne zaman ki devlet mekanizmaları kilitlense manevraları ile 'artık açılmaz' denilen bir kilidin çilingiri olmuştur. Ne zaman ki ülkeyi yönetenler, erken bahardaki gökkuşağının sanal renklerine aldansa çizdiği kırmızılarla tuvale de şövaleye de çekidüzen veren ressam olmuştur. Ne zaman ki ülkenin sokulmaya cebredildiği yolun sonu uçurum olsa o dakika, milli refleks gösterip direksiyonu doğrultan şoför olmuştur. Ne zaman ki Türklüğün mazisi ile atisi arasındaki bağ kopartılmak istense 5.000 düğüm atan cerrah olmuştur. Ne zaman ki dahili ve harici bedhahlar surda gedik açmaya kalksa göğsünü siper eden duvarcı ustası olmuştur. Ne zaman ki Türk istikbalini ipotek altında tutacak senaryo vizyona girse oyunbozan yönetmen olmuştur.
Genel Başkan'ımızın açıklamasına mukabil bazı aklıevveller derler ki; 'Bizim ittifaktan anladığımız iltihaktır' 'MHP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeyerek mevcut Cumhurbaşkanının adaylığını destekleyecektir. Kaldı ki seçilemeyeceğini bildikleri adayı çıkartmaları da akla aykırıdır' Kendilerine, Merhum Necmettin Erbakan Hoca'nın tabiriyle; 'Hadi, ordan!' diyorum. Haddiniz midir ki; seçimlere tam 2 yıl varken doğmamış çocuğa don biçmeye, anlam katmaya, niyet okumaya kalkıyorsunuz?..
İlanen iki aday daha şimdiden belli olmuştur. Seçim, sanki bu adaylar arasında geçecekmiş gibi de MHP'lilerin tercihleri bir oraya bir buraya oranlanmaktadır. Genel Başkan'ımızın beyanı, sadece şu anlama gelmelidir: 'Halihazırda, yerli ve milli bir rota ile seyrüsefer yapan uçağımızın şimdiki kaptanına karşı oluşturulan gayrı milli ittifak cephesinde, 'istemezük' konsorsiyumunda biz yokuz. Hal böyle iken, devletin başı yalnızlaştırılmak istenirse kimsesiz değildir, yanındayız!' Dilerim ki; MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli, Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olsun. Üstün devlet adamı vasıfları ile hakkaniyetli ve liyakatlı bir karar olacaktır. Ve eminim ki; Türk milleti, bu adaylığı takdir ve taltif edip geçmişi geleceğine teminat olan Sayın Bahçeli'ye, Cumhurbaşkanlığı mazbatasını bizzat kendisi verecektir. Kaldı ki; ülkemize tek başına hizmet etme imkanını MHP'ye vermemiş olan Türk milletinin kurtuluşu da bu olacaktır. İşte o zaman görülecektir, el mi yaman, Bey mi yaman!..
Başlığımızı, her iki Devlet'in de Ülkücü-Milliyetçi Hareket için önemine binaen 'Millete Vatan, Vatana Devlet, Devlete Bey Gerek' söylemimizden hareketle belirledik. Yazımın içeriğindeki yorum, niyet ve sezgiler tamamen şahsıma aittir. Herhangi bir kişi, kurum ya da kuruluşu bağlamamaktadır.