Türkiye siyasi tarihinin en unutulmaz seçimlerinden biri olan 31 Mart Yerel seçimleri sona erdi. Yaklaşık 55 milyon seçmen sandık başına gitti ve yerel yönetimleri belirledi. Oy verme işlemi bitti ama üzerinden neredeyse 1 hafta geçse de hala bazı illerde kimin kazandığı, sonucun ne olduğu net olarak açıklanamadı.
Bu işlemin daha da uzun süreceği ve tartışmaların devam edeceği ilk bakışta hissediliyor. Tüm bunların dışında seçime ilişkin akıllarda ne kaldı denirse bence bu seçimin kazananı pozitif yani olumlu duyguları seçmene hissettirenler oldu. Bu konuda siyaset ve iletişim sosyolojisi uzmanları gereken analiz ve tespitlerini çoktan yapmıştır bile.
Buradan hareketle bu seçimin Türkiye genelinde en güzel hikayeleri nedir dense ben bir çırpıda 2 hikayeyi ön plana çıkarmak isterim. Bunlardan biri 23 Nisan'da poz verdiği koltuğa, 32 yıl sonra Belediye Başkanı olarak oturan Celal Alper İbaş'ın hikayesi…
23 NİSAN'DA OTURDUĞU KOLTUĞA GERÇEK BAŞKAN OLDU
Nevşehir'in Avanos ilçesinde, 42 yaşındaki Celal Alper İbaş, 1987'de ilkokul öğrencisiyken, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda oturduğu belediye başkanlığı koltuğuna, bu kez 32 yıl sonra CHP'den belediye başkanı seçilerek geçti. Mazbatasını alıp, Avanos Belediye Başkanlığı görevine başlayan İbaş'a, ziyaretine gelen anne- babası, 10 yaşında, başkanlık koltuğunda otururken, çekilen fotoğrafını hediye etti.
Dönemin Avanos Belediye Başkanı Anavatan Parti'li Ali Rıza Karataş'ın koltuğunda otururken çekilen fotoğrafını görünce duygulanan Başkan İbaş, 'O yıllarda 1 günlüğüne belediye başkanlığı koltuğuna oturmuştum. Bana, o dönem öğretmenim, 'Belediye başkanı koltuğuna mı yoksa kaymakam koltuğuna mı oturmak istersin?' diye sormuştu. Ben de 'Belediye başkanlığı koltuğuna oturmak istiyorum' demiştim. Kısmet bugüneymiş. 32 yıl önce 1 günlüğüne oturduğum koltuğa, inşallah 5 yıl süre boyunca oturacağım' diye konuştu.
MOBBİNGE KARŞI KAPI KAPI GEZEREK BAŞKANI DEVİRDİ
İkinci hikaye ise Bilecik'in Pazaryeri ilçesinden…
Bilecik'in 11 bin nüfuslu Pazaryeri ilçesinde oturan Zekiye Tekin, 2004 yılında sekreter olarak girdiği belediyede Özel Kalem Müdürlüğü görevine kadar yükseldi. Geçen yaz AKP'li başkanın mobbing uygulayarak görevinden aldığı Tekin, şikayetlerin dinlendiği masada çalıştırılmaya başlandı. Bu duruma tepki gösteren Tekin, belediyeye başkan olmak istedi.
Bağımsız aday olarak seçim çalışmalarına başlayan Tekin, sokak sokak gezerek konuşmalar yaptı ve projelerini anlattı. 1596 oy alarak belediye başkanlığını kazandı. Yeniden aday olan ve iki dönemdir Pazaryeri Belediye Başkanı olan AKP'li Muzaffer Yalçın ise 1019 oyda kaldı.
Hayatın karşımıza çıkardığı fırsatlar ve dezavantaj gibi görünen olayların aslında nasıl da avantaja dönüştüğünün en güzel örneği olan bu iki hikaye bana göre seçimin en insancıl ve yüzlerde tebessüm yaratan hikayeleridir.
ALPU'DA AKIL, VİCDAN VE SAĞDUYU KAZANDI
Eğer seçimin en güzel üçüncü hikayesi nedir diye sorarsanız, Alpu'da yapılması planlanan termik santrali pazarlamak için elinden geleni ardına koymayan, işçilerine maaş ödemesini bile yapmayıp 'seçerseniz maaşınızı öderim' diyen Alpu Belediye Başkanının değişmesidir. Çünkü Alpu hikayesi de akıl, vicdan ve sağduyunun zaferi olarak tarihe geçmiştir.