Herhangi bir amaca erişmek, bir kuvvete karşı koyabilmek için bir kişi veya topluluğun güçlü, sürekli çabasına genel anlamda 'mücadele' diyoruz.
Belli bir konuda uğraşıyoruz, çatışıyoruz; mücadele ediyoruz, mücadele veriyoruz.
Yaşamak ve geçinmek için harcanan emeklerimizin bütününe hayata mücadelesi diyoruz.
Bu mücadelede talihsizliklere uğradığımız da oluyor.
Olsun buna da 'düşmez kalkmaz bir Allah'tır' deyiveriyoruz.
Düşe kalka, düşe kalka yaşayıp gidiyoruz işte.
Ama her düşüşümüz, her kalkışımız bize yeni bir şey öğretiyor. Bu o hale geliyor ki Karacaoğlan (17 YY Halk Şairi) dilinde bir türkü olup dökülüyor nefes nefes. Şöyle ki:
Gam kasavet çekme divane gönlüm
Her zamanda dünya başa dar olmaz
Yıkılıp düşene sakın gülme sen
Yiğit düşüp kalkmayınca bell'olmaz
Hayatımızın hemen her döneminde sıkıntı, zorluk, bela, musibet, engel vb. ile karşılaşmak mümkün. İnsanız; başımıza nerde, ne zaman, nasıl, niçin, neyin geleceğini bilemiyoruz ki. Hasb'el kader bildiklerimize de çözemiyoruz ki. Çözebildiklerimizin de ne derece sağlıklı olduğuna karar veremiyoruz ki.
Her şey üstümüze üstümüze geliyor sanki. Bir köşeye sıkışıveriyoruz aniden. Daha fazla dayanamayacağımıza inanıyoruz neredeyse. Yok oluşa ramak kalıyor neredeyse. İşte o an başlıyor mücadele bence.
Kaybedenler yalnızca vaz geçenler olduğunu söylerken dilimiz, umutlu bekleyişleri terennüm ediyor gönlümüz. Nice yıkılışlar yaşadığımız geliyor gözümüzün önüne. Asla vaz geçmemeye niyetleniyoruz. Mücadele o an başlıyor bence.
Tam erteleyecekken, tam vazgeçecekken, tam yarıda bırakacakken, tam pes edecekken bir umut ışığı yanar gönlümüzde ve de gözümüzde. Asıl mücadele işte tam da o an başlıyor bence.
Ve karar alıyoruz: Üşenmeyeceğim, ertelemeyeceğim, vaz geçmeyeceğim. Pes etmeyeceğim.
İsteğim, ihtiyacım, şartlarım, yeniden gözden geçirilecek.
Kararlarımın arkasında duracağım. Ne pahasına olursa olsun kararlarımın arkasında duracağım.
Evet, işte böyle başlıyor nefsimizle mücadele… Her zaman, her yerde, her zaman, her şeyden önce kendi nefsimizle mücadele... Her gün, bir öncekinin daha iyisini yapmak için mücadele…
Mücadele ettikçe, kendimizin önemini, kendimizin değerini yeniden ve daha güçlü anlatan mücadele…
Yenile yenile de olsa başarmayı öğreten mücadele…
Değerli olan her şeyin mutlaka mücadeleyle kazanılacağını öğreten mücadele…
Azmimizi ve sabrımızı artıran mücadele…
Kazandıklarımızı kaybetmemek mücadelesi… Bin yolla kazandıklarımızın bir anda kaybolmasına sessiz kalmama mücadelesi.
Daha fazlasını hak ettiğimize inandıkça bize daha azını vermek isteyenlerle aramızdaki mücadele…
Mücadele; büyük bir imtihan...
Hayatın esası, mücadele aslında…
Doğru bildiklerimiz için mücadele edebilecek kadar cesaret, hepimizde var aslında.
Haklı olduğumuzda mücadeleden korkmayacağız aslında.
Mücadelemizle öfkemizi bastırabilir, hoşgörümüzü artırabiliriz aslında.
Kötü şeylerin kendiliğinden de olabildiğini unutup iyi şeyler yapabilmek için mücadele edecek güç de hepimizde var aslında.
Olumlu düşündükçe, karamsar olmadıkça, negatif düşüncelerle mücadeleyi hepimiz çok iyi biliriz aslında.
Ne kadar çaba gösterirsek gösterelim kontrol edemeyeceğiniz ve değiştiremeyeceğiniz durumlar olduğunu kabul edip hayat mücadelemizde karşılaştığımız problemlerle mücadele edebilme gücümüzü pekiştirebiliriz aslında.
Yaşadıkça, direndikçe; yiğit, mert, mücadeleci yapımızla diğerlerine örnek de olabiliriz aslında.
Evet; bu hayat mücadelesinde bizimki zorlukları aşabilen mücadele olur inşallah.