İnsanoğlu her canlı gibi doğar, büyür, yaşlanır, ölür.
Bebekliğinde ailesinin yakın ilgisine muhtaçtır.
Çocukluk ve gençlik yaşlarında annesi, babası, devlet, sosyal çevre hayata hazırlanmasını sağlar. Yetişkin bir insan olunca bir işi, mesleği olur.
Bir aile yuvası kurar, çocukları olur. Onları besler, büyütür, eğitir, hayata hazırlar. Bunları yapıncaya dek yıllar geçer, saçlarına aklar düşer, yaşlanır.
Yaşlı kişiler gençliklerindeki enerjiyi, gücü kendilerinde bulamazlar. Yaşlılık belirtileri görülünce çocuklar gibi yakın ilgiye ihtiyaç duyarlar. Bu ilgiyi bulan yaşlılar; sağlıklı, güler yüzlü, neşeli, sevecen, yaşama bağlı olurlar.
Yakınlarından, çevredekilerden sevgi, saygı, ilgi görmeyen yaşlılar yaşama küserler, neşelerini yitirirler, karamsar olurlar. Karamsarlık insanın içini kurt gibi kemirir, yaşama sevincini yok eder, ömrü kısaltır.
Yaşlıların; gençliklerini, ailelerine, yurdumuza sağladıkları yararları dikkate alarak yalnız bırakmamalı, onları mutsuz edecek söz ve davranışlardan kaçınmalıyız. Onların ak saçlarına, çizgilerle süslenmiş yüzlerine bakıp yarınımızı, yaşlılığımızı göz önüne getirmeliyiz. Bu kaçınılmaz sona, yaşlılığa hazırlıklı olmalıyız, yaşlılara
Her insan için değişik mana ve önem ifade eden yaşlılık, hayatın çok özel bir dönemidir. Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır.
Bir ömrün büyük kısmını topluma ve ülkeye hizmetle geçirmiş insanların, yaşlandıkları ve bakıma muhtaç oldukları dönemde ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışır bir şekilde bakım talep etme hakları vardır.
Yaşlılık önemli değildir, önemli olan yaşlıların sorunlarıdır.
Bir gün herkes mutlaka yaşlanacaktır. Eğer normal bir yaşantınız varsa ve ortalama bir insan ömrünü de yaşayacaksanız bundan daha doğal ve kesin bir önerme olamaz. Evet, ister inanın ister inanmayın isterse çok uzak gelsin ne yaparsanız yapın yaşlanmaktan kurtulamazsınız.
O sebeple gelin isterseniz biraz duygusal olmaya çalışalım yaşlılara. Etraflarında genç ve enerji dolu insanlar var.
Her yaşlı birbirine benzemez ama hemen hemen çoğunun istediği şey mutlaka ama mutlaka saygıdır. Bayramlarda, özel günlerde bir hatırlanmaktır.
Onlar istemeden onlar söylemeden bizim onlar için bir şeyler yapmaya çalışmamızdır.
İnsanoğlu incire benzer; incirin ilk hali doludur, olgundur, parlaktır ama acı ve kekremsidir. Yaşlılık buruşmuş incire benzer; buruşuktur ama içi bal doludur. İncirden akarken o balı dolduracak kap yoksa sinekler konar, tüm bal boşa gider.
Yaşlılık birikimdir, tecrübedir.
Saygıda kusur etmemeliyiz. Yetişmekte olan çocuklarımıza, gençlerimize gösterdiğimiz güler yüz, hoşgörü, ilgi ve sevgiyi biraz da yaşlılarımıza; ninelerimize, dedelerimize göstermekten geri durmayalım.