Uzman Vaiz Ömer Faruk Can'ın yazısı...

Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de 'ahirete iman' bahsi genellikle 'el yevmü'l- ahir', 'ed daru'l- ahir' yani son gün, sonraki ve sonsuz hayat olarak anlatılır. Hatta ahirete iman, Allah'a imandan sonra bir müminin inanması gerekli olan bir konudur. Allah'a imanı zorunlu kılar, çünkü ahiret hayatını yaratabilecek güce sahip olan, sadece Allah olabilir. O halde ahirete iman, Allah'ın varlığına da iman demektir.
Müminin ahirete imanı gaybîdir. Mümin, Rabbine güvendiği, O'nun sözüne itimat ettiği için O'nun var ve olacak dediği şeylere de görmeden iman eder. Ahirete iman; ölümden sonraki hayatın varlığının; berzah, haşir, hesap, mizan gibi vahiy yoluyla bize haber verilen konuların kabulüdür.
Kur'an'ı Kerim, bize ahiret konusuyla ilgili detayları ve merhaleleri ayrıntılı olarak haber vermiştir. Ahiret, geçici dünya hayatında insanın yaptıklarının karşılığını göreceği ebedi hayattır, Peygamberimiz (s.a.v.)'in ifadesiyle ahiret 'hasat yeri' dir.
İslam inanç sisteminin en temel esaslarından biri olan ahiret inancı insanı; bireysel, toplumsal ve evrensel boyutlarıyla yakından etkilemektedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) konuyla ilgili; 'Allah'a ve ahirete iman eden kişi misafirine ikram etsin, … ya hayır konuşsun ya sussun, ....komşusuna eziyet etmesin, ...içkili sofraya oturmasın, ...peştamalsiz hamamda dolaşmasın, ....zina etmesin, ...kan dökmesin…' buyurmuştur.
Bütün bu konular insanın kendini dini, ahlaki ve beşeri yönlerden eğiterek Allah'ın istediği gibi olgun bir Müslüman olmasına yöneliktir. Dolayısıyla ahirete iman, bizim bu dünyamızı şekillendiren bir husustur yani bize bu dünyada lazım olacak bir imanî meseledir. Onun için bir Müslüman; hem ahirete inanıp hem kul hakkı yiyemez, bile bile günah işleyemez, insanlara ve eşyaya kötülük yapamaz; bilir ki yaptıklarının bir gün hesabını verecektir. Zira insanın dünyadayken iyilik ve kötülük adına yaptığı söz ve davranışlarının kayıt altına alındığı ve amel defteri olarak da isimlendirilen bir kitabı mevcut olup hesap günü aynı kitabı okuması istenecektir. İşte o gün gerçekten hesap sorucu olarak insana o kitap yetecektir. Örneğin; insanlara 'Kitabını oku!' denildiğinde ve onlardan suçlu olanlar da onu okuduklarında, 'Bu nasıl bir kitapmış ki her şeyi en ince ayrıntısına kadar sayıp dökmüş' diyecekler ve büyük bir pişmanlıkla her yaptıklarını karşılarında bulacaklardır. Kimseye en ufak bir haksızlık yapılmayacaktır.
Ahirete iman kişiyi dünyada iken hesap verme şuuru ve ihsan bilinciyle donatmalıdır. Kişi, 'Bir gün Rabbime hesap vereceğim, yaptığım her şeyin karşılığını göreceğim, o halde; yaptığım işi Allah için sanki Allah'ı görüyor gibi, her ne kadar ben O'nu görmesem de O beni görüyor, en güzel-en iyi şekilde ve insanlığa faydalı olsun diye yapmalıyım, karşılığını sadece Allah'tan beklemeliyim' diyebilmelidir. Yine o kimse bilir ki bir gün Rabbimize döneceğiz ve O bize yaptıklarımızı haber verecektir.
Ne mutlu Rabbinin huzuruna sahih bir iman, selim bir kalp ve salih amellerle çıkıp sonsuz hayatta mutlu olanlara... Rabbimiz Ümmet-i Muhammed'e mübarek üç ayların manevi mutluluğunu yaşamayı, sağlık ve huzur içerisinde Ramazan sevincine kavuşmayı nasip eylesin. Cuma gününüz hayırlı ve bereketli olsun.