Çan Termik Santralinde meydana gelen patlamalar sonrası gözler Eskişehir Tepebaşı'na yapılması planlanan Alpu Termik Santraline döndü. Çünkü termik santrali istemeyenlere karşı Çan Termik santrali sürekli örnek gösteriliyor, çevre ve insan sağlığına zarar vermediği ifade ediliyordu.
Hatta Eskişehir Kızılay Başkanı, 'Ben gittim gördüm, çok güzel' deyip Eskişehirli gazeteciler bile Çan'a götürülmeye çalışılmıştı. Enerji Bakanı Meclis'te 'santralin bahçesinde elma ağaçları bile var, çok güzel' bile demişti.
Ancak Çan Termik Santralinde yaşanan patlamalar sonrası yaşanan can kayıpları algıları birdenbire değiştirdi. Tarım başta olmak üzere kent yaşamına varana kadar birçok alanda vereceği zararları bilimsel olarak ortaya konulan Alpu Termik Santraline karşı bir açıklamada dün Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu'ndan geldi.
Yapılan açıklamada, Eskişehir'e kurulması planlanan Alpu Termik Santrali ihale sürecinin sayısız uzatmaya rağmen tamamlanamadığı vurgulanarak, 'Yaşanan gelişmeler, şartnameye esas veri ve değerlerin tümden değişmesi karşısında, ihale kararının geri alınması ve baştan beri yanlış olan özelleştirme sürecinin sona erdirilmesi gerektiği açıktır' ifadelerine yer verildi.
TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından yapılan açıklamanın önce çıkan satırlar şöyle;
'…Eskişehir, Alpu ilçesi sınırları içerisinde bulunan kömür rezerv alanı ile ilgili 26.09.2017 tarihli Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) ilanı ile başlayan ihale süreci, sayısız uzatmaya rağmen tamamlanamadı.
Son olarak 17 Ekim 2018 tarihine bırakılmış olan ihale, yeni bir kararla 07.02.2019 tarihine uzatıldı. Böylelikle, ihalenin ilk ilan tarihinden 17 ay sonra tamamlanması öngörülmüş oldu.
Başta yerel yönetimler olmak üzere, Eskişehir bölgesinin tepkisini çeken termik santral projesi, 2016 yılında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen bir maddeye dayalı olarak uygulanmaya konuldu. Yerel linyitin bedelsiz olarak özel şirkete devri karşılığında termik santral yapılmasını öngören yasal düzenleme çok tartışma yaratmasına rağmen, uygulanmaya devam ediyor.'
SÜREÇ UZARSA HUKUKEN MÜMKÜN OLMAZ
'…Bu noktada, 2017 Eylül ayında ve o dönemin koşullarına göre hazırlanan şartname ve eklerine göre tasarlanan ihalenin, 5 kez uzatılarak, bir buçuk yıl sonrasına ertelenmiş olması değerlendirilmelidir. İhale hukukunda hazırlık ve işlem süreci son derece önemlidir. Bir ihale için belirlenen özel koşulların, hazırlandığı dönem koşullarına uygun olması gerekir. Ancak, çeşitli nedenlerle sürecin uzaması halinde, ihale unsurlarının değişmesi söz konusu olduğundan, ihalenin eski koşullarla yürütülmesi ve tamamlanması hukuken mümkün olmayacaktır.
ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ BAŞTAN BERİ YANLIŞ
'Alpu Termik Santrali ihalesi açısından bakıldığında da Eylül 2017 ile Şubat 2019 tarihleri arasında yaşanan gelişmeler, şartnameye esas veri ve değerlerin tümden değişmesi karşısında, ihale kararının geri alınması ve baştan beri yanlış olan özelleştirme sürecinin sona erdirilmesi gerektiği açıktır.'
ÖZEL SEKTÖRE DEVRİ MÜMKÜN DEĞİL
'kamu varlığı olan linyit rezervlerinin, hiçbir belirli koşul öngörülmeksizin yaptırılması 'planlanan' termik santral tarafından üretilmesi 'planlanan' elektrik enerjisi bedeli karşılığında özelleştirilmek istenmesi, yöntem saptırması ile malul bir işlemi göstermektedir. ÇED süreci gibi zorlu ve yükümlülük getiren alan/işlemlerin 'kamu' tarafından üstlenilerek yerine getirilmesi sonrasında, ihale yapılarak işin özel sektöre devredilmesi mümkün değildir.'
KAMU YARARINA AYKIRILIK VAR
Açıklamada ihalenin kamu yararına aykırılık gösterdiği belirtilerek nedenleri şu şekilde sıralandı: