Malıç Yunusemre'li Tevhide ebe ve Mehmet dede Ülkede gündem oldu…
25.03.2020 ES TV – Fikir Meydanı programımızda konu etmiş, ana haber bültenlerimizde yayınlamış 26.03.2020 tarihli köşemizde de kaleme almıştık…
Yazımızı bu linkten okuyabilirsiniz…
http://esyenigun.com/makale/malicli-tevhide-ebe--iste-yunus-dili--hosgorusu-tamda-bu-/
Sonrasında TRT başta olmak üzere neredeyse bütün kanalar o akşam haber bültenlerine taşıdılar bu güzelliği…
O günden bugüne birçok kişi aradı-sordu, bilgi aldı… İleti mesaj atanların yanı sıra bizzat ziyarete gidenlerin olduğunu da biliyorum…
87 YILLIK KOCA ÇINARLAR…
87 yıl evvel dünyaya uyanmış Tevhide & Mehmet Yalçın çifti (Tevde ebe ve Memet dede) Türk Milletinin uyuyan kılcal damarlarını uyandırdılar bir nevi…
Aslen Dümrek'li Yalçın çifti… Bir nesil önce yakın köyden göçmüşler…
1 oğlu, bir de kızları var…
Memet amca, (merhum) Veysel Doğan'ın ağanın dükkanında çalışmış…
Market halen açıktır ve 3. Kuşak Veysel Karani Doğan bey tarafından işletiliyor… Sonrasında Tarım Kredi'den sanıyorum emekli olmuş… (Şu an yaşadıkları evin önceki sahipleri /Yunusemre sakini Ömer Oskan Bey'den teyit etmiştim /kendisine teşekkür ediyorum)
3 YIL EVVEL HAYATİ'LERİNİ KAYBETMİŞLER…
Hayati'leri diyorum, belki de az bile söylüyorum… Tevhide ebe Hayati'den Hayat'ı gibi bahsediyor da ondan… Oğlum, guzum dediğini görmelisiniz…
3 yıl önce oğulları Hayati Yalçın'ı kalp krizinden kaybetmişler…
Ve o anda sanki bir yanları toprağa gömülmüş… Yazımızın sonunda da değineceğiz, 'ben artık oğlumun yanına gitmek istiyorum guzum' diyor Tevhide teyze…
ZİNCİRİ KIRMADAN YAŞAMIŞLAR…
Yaşlanmış bedenleri, yaş almış yürekleri ile bütün insanlığa ders verir gibiydiler…
Öyle bir ders ki, içten, samimi, gönülden ve gönlünce…
87 yılın her gününde 'zinciri kırmadan' hayat kitabını hem okumuş hem yazmış gibiydiler… (Hani şu meşhur kitap okumak için oluşturulan 'Zinciri Kırma' uygulaması)
Kim bilir o yazdıkları kitapta neler var neler!
Hayat kitabı yazarlarından, nesli tükenmekte olan sadece bir çift Tevhide & Mehmet Yalçın çifti…
Ve belki de okul yüzü bile görmedi bu bilge insanlar… (resmi evraklarda okur-yazar bile geçmez ya hani)
Hayatın okullarda okutulmadığını biz kez daha haykırdılar gönüllerinden o kararmış yüreklerimize…
AÇ, SUSUZ, SERSEFİLMİŞİZ DE HABERİMİZ YOKMUŞ…
Farkında bile olmadan birçoğumuzun aç-susuz, sersefil bir ömür sürdüğünü gözler önüne serdiler…
Aç-susuz, sersefil sürü(nü)yormuşuz işte…
Sevdiğimiz önümüzde, sevmediğimiz arkamızda bolluk içinde yaşarken üstelik…
Öyle zengindiler, öyle güçlüydüler, öyle özgüvenliydiler ki üzün bağlarından 'üzüm yemeye de gelin ha guzum' diyerek tüm Türkiye'yi davet ettiler…
Böyle haykıran bir gönünden daha zengin ne olabilir ki?
Böylesi yüreklere para geçer mi hiç?
MİHALIÇÇIK KAYMAKAMI…
Aynı gün Mihalıççk kaymakamı Sayın Mehmet Anıl Çolak Bey ile de konuştuk /istişare ettik…
Mihalıççık Kaymakamlığının 'vefa sosyal destek gurubu'ndan bahsetti, işleyiş ile alakalı bilgiler verdi sağ olsun…
İşte tamda burada Tevhide & Mehmet Yalçın çiftinin 'Vefa sosyal destek gurubu' hizmetleri kapsamında 'vatandaş talebi' formundan /taleplerinden bahsedelim biraz…
BU TOK GÖNÜLLER HİÇ ACIKIR MI?
Öyle şeyler istemiş ki Yalçın çifti aklınız şaşar!
Bakın formda neler var neler!
1-Bazlama 2 adet
2- Ekmek 4 adet…
Hepsi bu…
Şimdi bu tok gönüller hiç acıkır mı n'olur söyleyin!
Allah cc bu insanları hiç aç bırakır mı?
Bu gönüllere para geçer mi hiç!
Kredi, kredi kartı viz gelir bu insanlara…
Ne kadar susamışız değil mi samimi insanlara…
Ne kadar acıkmışız böylesi yüreklere…
Açmışız, susuzmuşuz, acizmişiz lakin farkında bile değilmişiz…
'1 DENE OĞLUM VARDI, GİTTİ!'
Tevhide teyze (ebem) '1 dene oğlum vardı gitti' diyor ya… Evlat acısı çeken koca bir yürek olduğunu öğrendi tüm Türkiye…
'1 dene oğlum vardı, gitti'…
Bir ana yüreği işte /dağladı, kavurdu yürekleri bu sözler…
Bu topraklar karış karış 'Anadolu' inanın…
OĞLUM ÖLDÜ ÖLELİ ÇIKMAM DIŞARI!
Muhabir soruyor, koronavirüs var, dikkat ediyor musunuz? Dışarı çıkıyor musunuz? Diye…
Cevap yine kitabın ortasından geliyor…
-Biz evdeyiz oğlum, ben sade oğlum öldü öleli çıkmam dışarı… Hepiniz oğlumdan ilerisiniz… Oh guzum çıkın gelin, kapıdan dışarı çıkmıyoz… Oğlum rahmetlik öldü gitti, hepimiz benim oğlumsunuz… Ben şimdi istiyorum ki hepiniz benim oğlumsunuz. Bizi arayıp soruyorsunuz ya hepinizden Allah cc razı olsun' diyor…
Ve can alıcı cümle;
-Ben artık oğlumun yanına gitmek istiyom
Böyle dedi Tevhide ebe…
Ezcümle;
Nasıl oturursak oturalım, o pamuk ellerimizi koyalım o taşlaşmış gönüllerimize ve doğru konuşalım…
Ve soralım önce kendimize, sonra Kent'imize!
-Allah cc aşkına bizler çok mu ihmal etmişiz Tevhide (Tevde) ebelerimizi, Memet dedelerimizi?
-Acaba çok mu vefasızız?
-Yaşlılarımız, yaş alan büyüklerimizin istedikleri bizden biraz ilgi biraz sevgiymiş, çok mu görmüşüz bunu?
-Dertleri para, pul olanlara (ve belki de hak etmeyen kişilere) verdiğimiz değerin zekatını versek bile yetecekmiş…
-Koronavirüs olmasaymış daha ne kadar vefasızlık gösterecekmişiz?
-'Vefa Sosyal Destek Grubu'ndan istediklerini hep birlikte gördük, okuduk, bu gönülleri kırdık mı acaba?
Ben tesadüflere inanmam;
-İnanıyorum ki Allah-u Teala Tevhide ebe, Mehmet dede ile bize hatırlattı unuttuğumuz insan yanımızı…
Ve yazımıza Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü olan tasavvuf ve halk şairi, Türkmen gocası, dedemiz Yunusemre'den bir şiir ile virgülleyelim…
Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez
Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz
Dünyaya gelen geçer, bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer, Cahiller onu bilmez
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz
Yunus sözün anlar isen, mani'sini dinler isen
Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz
Ves'selam…