Sizlere TANZİM SATIŞLARIN tarihçesinden bahsetmek isterim.
Tanzim satışın fikir babası rahmetli Bülent Ecevit'tir.
1970 li yıllarda kooperatifçilik üzerine çalışan, köylünün dertlerini bitirmek üzerine kafa yoran, projeler üreten lider.
İlk tanzim satış mağazasını İzmir'de açılmasını sağlatan lider.
Üretenle tüketeni, aracıları kaldırarak yanyana getirmeye çalışan bir lider.
İsteği;
Önce toprak reformu, topraksız kalmayan köylü, sonrasında verimli bir üretim ve nihayet kendi kendini doyurabilen bir ülke.
İmeceden kooperatife gelişen köylülük, şehirlilere örnek bir toplumsal yapı. Köykentler.
İşte bunlar rahmetli Ecevit'in hayalleriydi. Olmadı oldurulmadı.
Üretmene gerek yok, ayağını yorgana göre uzatmaya da gerek yok, satın alın, sizin olsun anlayışı halka benimsetildi.
Ortak yaşam kültürü, herşeyinizi paylaşmaktır, bu bize uymaz laflarını çıkartan halka yaygınlaştıranlar amaçlarına ulaştı.
Tüm köy için iki traktör yeterli olacakken her köylüye traktör aldıran, 'paran yetmediğinde kredi al' batağına sokan ve bugünlerde yaşanan sorunların temeli olan 'borçlu topluma' yol açanlar amaçlarına ulaştı.
Şimdi evlerde iki, üç televizyonu olan, parası olmadığı için krediyle alınmış arabasını kullanamayan, doğal gaz parasını ödeyemediği için evlerdeki kalorifer peteklerini kapatan, yardımlaşmayı unutan, hoşgörüden uzaklaştırılmış, menfaatçi ve egoist bir yapıyı normalleştirenler amaçlarına ulaştı.
Sosyal devlet anlayışı sadece kitaplarda kaldı.
Gelelim günümüz tarım ürünleri siyasetine;
Üretilenler yetmiyor.
Üretim ucuzlatılamadığından üretilenler de pahalı, vatandaş alamıyor.
Neden tarım politikasında hata yapılmaya devam ediyor;
Çünkü, halkın bulunduğu yerden, tarım ürünlerine bakış, öncelikli değil.
Yiyecekler pahalı ise anlık çözümlerle sorun aşılmaya çalışılıyor.
Halkın yaşamını direk ilgilendiren temel konularda siyaseti de aşan halkın temsilcilerinin karşılıklı konuşup, tartıştığı bir tarım komisyonuna yetki vermeden hepimizin beklediği fiyatları hiçbir zaman göremeyiz.
Hele hele herşey dengeli ve rayında giderken acayip ani kararlar alarak yapılan müdahaleler uzun vadade sadece kaos yaratır.
Tarımda da böyle oldu.
Bir süre önce, üreticinin tarım yapmaması istendi ve boş bırakılan tarlalara destek paralar ödenerek tarım engellendi.
Bunun sonucunda tarım ürünleri yetersiz kaldı, vatandaş domatese, patatese, soğana büyük paralar ödemek zorunda kaldı.
Sonunda büyük şehirlerde çadırlar kuruldu, 'tanzim satış' adıyla zararına satışlarla halkın alım gücüne destek olundu.
Domates Suriye'den, soğan İran'dan alındı.
Çadırların kurulduğu, satışların yapıldığı yerlerde halk mutlu oldu.
Bu mutluluk ne zamana kadar sürer bilinmez ancak bildiğimiz bu destek sonsuza kadar süremez.
Çözüm var mı?
Var.
Üreten köylü desteklenmeli.
Köprü, yol, hastane... aklınıza ne geliyorsa bunların yapımında nasıl yol bulunuyorsa halkın aşı için öncelikle üretenler desteklenmeli.
Köylü milletin efendisi olacaksa, bırakın olsun.
Bunun kimseye zararı olmaz.
Evimizin önüne koyduğumuz araçlar, evleri süsleyen televizyonlar, satın aldığımız henüz giymediğimiz belki de dolaplarda unuttuğumuz giysiler, aç kalırsak yenilemez.
Öncelikle karnımızı doyurabilmeliyiz.
Sevgiyle kalın