TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde toplanan inek sütü miktarı, ocakta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4,9 azalarak 808 bin 222 tona geriledi.
Buna göre, toplanan inek sütü miktarı, ocakta yıllık bazda yüzde 4,9 düşüşle 808 bin 222 ton oldu. Bu dönemde ticari süt işletmeleri tarafından gerçekleştirilen içme sütü üretimi yüzde 18 azalarak 146 bin 63 tona indi.
PEYNİR VE YOĞURT ÜRETİMİ DE AZALDI
Aynı dönemde inek peyniri üretimi yüzde 1,4 azalarak 59 bin 175 ton oldu. Koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri üretimi ise yüzde 0,4 azalarak 615 tona geriledi.
Yoğurt üretimi, ocakta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 3,4 düştü ve 90 bin 368 ton olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde ayran üretimi ise yüzde 5,5 azalarak 50 bin 32 tona düştü.
Bu veriler önceki gün açıklandı. Bu veriler; döviz sarmalı ile başlayan sıkıntı önce enflasyona sonra işsizliğe neden olurken sanayi üretiminin ardından tarımsal üretime yansıyan daralma ve kriz şimdi süt, peynir ve yoğurt üretimine de sıçradığını gösteriyor.
Soğan, domates, patatesi ucuza satıyoruz diyerek vatandaşı kuyruğa dizen anlayışın süt ve süt ürünlerine yansıyan krizi yorumlama yetisi olacak mı bilmiyoruz ama 1 sene içinde süt ithalatında da gümrük muafiyeti getirilip ithalatın önü açılırsa kimse şaşırmasın.
ANAÇ HAYVANLAR MI KESİLİYOR?
Bunun yanı sıra dikkat çekmemiz gereken bir başka husus daha var ki onu da Bloomberg HT Televizyonu Tarım Editörü. Tarım-Analiz programı sunucusu İrfan Donat söylesin;
'Kırmızı et üretiminde 'tehlikeli' bir artış sinyali var. Üretimdeki artışın neresi tehlikeli, diyebilirsiniz TÜİK'e göre toplanan inek sütü miktarı Ocak'ta yıllık bazda %4,9 azaldı. Yani 'anaç hayvanlar' kesime gidiyor. Bu da et ve süt ürünlerinde enflasyon riski demek.'
Buraya dikkat;
Bir olayın nedenini görüyorsak yaşananlardan yola çıkarak sonucunu tahmin edebiliriz. Şayet müdahale edilmezse, süt ve süt ürünlerindeki bu azalış, anaç hayvanların kesimi sonucunda yaşanmışsa azalış devam edecek demektir. Bu durumda tıpkı kırmızı ette ve tarımsal ürünler olan buğday, patates, soğan gibi ürünlerde görüldüğü gibi süt ürünleri de ithal edilir.
Hafızamız bununla ilgili olumsuz olaylarla dolu. Süte olan talep karşılanmayacağı için ithalatın önü açılır, bunun için de bir kararname çıkartılıp süt ithalatında gümrük muafiyeti yani sıfır vergi getirilir. Belki de süt tozu piyasaya sürülür.
Ve bir gazeteci Türkiye'ye o sütleri satan firmalarının danışmanı ya da ortağının kim olduğunu ortaya çıkarır.
Biz ise gene hiç şaşırmayız ve o sütü afiyetle içip hayatımıza devam ederiz.
Süt üreticisi ve köylü ise geçimini tamamen buna borçlu olan kesim ise kimsenin aklına gelmez.