AK Partinin içten içe konuşulanlar var.
Şimdilik dışarıya yansıtılmasa bile, eleştiriler almış başını gidiyor..
Devlet Bahçelinin yerel de 'ittifak' olmayacak sözlerinden sonra Ankara kulisleri karıştı.
Seçim toto mevsimine girdik.
İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa, Antalya, Gaziantep, Adana, Mersin majör kentler. Yerelde Belediye başkanlarının ismi çok önemli..
Genel seçimlerden farklılığı bu yüzden.
Onun için, AK Parti belediye seçimlerinde isim arayışlarına girdi.. Bursa, Ankara, İstanbul, Balıkesir, Ordu emanet isimlerle idare ediliyor.
HDP nin belediyelerinde ise, iş kayyumlara devredilmiş durumda.
Şu iyi biliniyor ki, AK Parti Belediye başkanlıklarını kaybettiğinde çöküşe geçmiş olacak..
Bunu geçmiş deneyimlerinden biliyoruz.
Erdoğan, sadece Cumhurbaşkanı değil, deneyimli karizmatik bir Lider. Olağan dönemde demokratik açılımların hızla yapılması lazım..Yapamadılar.100 gün geçti daha somut bir şeyler yok..
Piyasalar yanıyor..
Ekonomi motoru su kaynattı. Belirlenen hedeflerin hiç biri tutmadı.
Üstüne üstlük bir de, Devlet Bahçelinin yerelde İttifak olmayacak çıkışı AK Partinin beklentilerini alt üst etti. AK partililer ne güzel kardeşliğimiz var durumu idare ediyorduk diyorlardı. Şimdi işler öyle değil. MHP' nin tabanı oldukça rahatsız. Ne oluyoruz? Sorusunu soruyorlar. Hani biz partiydik. İşimiz, AK partiyi sürekli iktidar mı yapmak, onları nimetlendirmek mi? Sorusunu soruyorlardı. Bahçeli, bunun farkına varmıştı. AK Partiden farklı beklentileri vardı..
Bahçeli 'KOMBİN' yapalım fikrine karşı AKP ne kombini demişti, anlamazlıktan gelmişti..
Elbette, yeni durumda yeni stratejik hedefler konulacak..
31 Martta yapılacak bu seçimler AK parti için önemi daha büyük. Şunu çok iyi biliyoruz ki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde aldığı oyları alamayacaklar..
Oylar, % 35-41 bandında gezini durur..Bunun üstüne çıkacak oyları ancak potansiyel belediye başkanlarının getireceği oylara bağlı..
MHP ile sağlıklı bir seçimlerde işbirliği yapabilselerdi sorun yoktu..Ama, şimdi böyle bir sorunla karşı karşıyalar..
Seçimlerin kaderini, MHP ve İyi parti ile illerdeki 'KÜRT' seçmenin oy verme davranışı belirleyecek..
Tablo bu. Bunu herkes biliyor.
Durum, Eskişehir 'de de pek farklı değil..
Kulislerde, Ticaret Odası başkanı Metin GÜLER'İ n adı sıkça geçiyor..bu isim Sayın,Erdoğan'ın aday portföyünde de var..
Biliniyor.
Numan Kurtulmuş'un buraya getirilmesi boşuna değildi.. Nabzın çok ötesinde bir kamu oyu beklentisinin ,hangi yönde olduğunun öğrenilmesiydi..
Kurtulmuş, farklı kesimlerle yaptığı görüşmelerin notlarını aldı onların önermelerini dinledi. Anlaşılan o ki; v yapılan kamu oyu araştırmalarının nabzını iyi tutmuş.
Ancak, bir türlü isim bazında dillendirilmemişti. Elbette Belediye başkanlığı adaylık beklentisinde olanlar var. Bu doğal. Bu isimler kamuoyu tarafından bilinmekte..
Görev, Eskişehir'deki AK Partinin içindeki yükselen tansiyonu düşürmek. Bu görevde başta Milletvekillerine ve teşkilatlarına düşüyor..
Elbette Büyükşehir Belediye Başkanlığı çok önemli. AK Partili aday kim olursa olsun karşısında uluslar arası boyutta tanınırlığı olan, yaklaşık 20 yıldır kesintisiz Belediye Başkanlığı yapmakta olan Büyükerşen var.
İstediğiniz kadar yaptıklarını eleştirin ama, Eskişehir'e kazandırdıklarını da göz ardı edemezsiniz. Avrupai görünümlü bir marka kent yapan, Eskişehir'in geleceği ile, Vizyonun ortaya koyarak kasabalılıktan Kent'e geçişi yaptığı projelerle somut bir biçimde ortaya koyan Büyükerşen'e karşı seçimi kazanmak öyle hiç de kolay değil..
Büyükerşen belki parti listesinde seçimlere katılmış olabilir. Çok anlam lı da değil. Zaten particilik yapsaydı Eskişehirliyi nasıl kucaklayacaktı.. Partiler üstü rolünü çok güzel pekiştirdi halk kanıksadı ve en doğrusunu yaptı. Geniş bir açıdan olaylara baktı. Büyük düşündü, büyük işler yaptı. Bütün kesimleri kucakladı. Hepsini tek bir şemsiye altında topladı. Girdiği seçimlerin hepsini kazandı..
Seçmen Büyükerşen'e oy verirken partisine bakmadı. Bastı mührünü geçti.
Peki, seçmen davranışı neden böyleydi? Çünkü Eskişehirli şunu çok iyi biliyordu. Büyükerşen parti politikası yapmıyor, hizmet yapıyor. Yerelde hizmet önemli.. O halde ben 'hizmet edene' oyumu veriyorum. AKP lisi de, DSP' lisi de, MHP lisi de, Muhafazakarıda..
Algı böyle..
Bunu AK Parti hiçbir zaman okuyamadı, kodları çözemedi veya çözmek istemedi. Küçük olsun benim olsun kasaba politikacılarının ellerinde oyuncak oldu..
Şehirleşemedi..
Dolayısıyla Metin Güler bunları kesinlikle biliyor olmalı. Sadece aday olması da çok önemli değil. Bunun Odunpazarı ve Tepebaşı ayağı var. İlçeler ayağı var. Adaylar, Büyükşehir'e oy getirecek nitelikte olmalı. MHP sendromundan sonra bazı kesimlerin oyu çok daha kıymetli..
Örneğin İYİ Parti. Örneğin Odunpazarında kümelenmiş olan muhafazakar KÜRT seçmen oyları. Bu oylar hiç de azımsanmayacak oranda…
Seçimlerin kaderini belirleyecek.
Tepebaşında da durum aynı. Belirleyici seçmen kitlesi MHP, İYİ parti ve öğrenciler. Bu kesimlerden oy alabilecek yüksek nitelikte oy getirme potansiyeline sahip olan aday seçimleri alır..
Araştırmalar bunu gösteriyor. Metin Gülerin aday gösterilmesi halinde yol haritasında neler olacak?
Şunu çok iyi biliyoruz ki; hesabını, kitabını çok iyi yapmazsa, çevresini hemen dalkavuklar saracak,3.sınıf çokbilmiş aptallar politik vaazlar verecek, iş bilmeyen zurnacılar yanlış makamdan giriş taksimi yapacaklar.
Sonrası malum..
Diğerlerini başına gelen kaçınılmaz sonu o da yaşayacak!.
Kulisler böyle bu listeler kesinleşinceye kadar devam edecek, herkes rüyasında 'makam koltuklarını' görmeye devam edecek...