SERDAR TACİ ZENGİN

Bu hafta uzun süredir ara verdiğim konuda, siyaset ile ilgili yazdım.
Son seçimlerden bu yana siyasi haberlerden uzaklaşmıştık.
Siyaseten özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir meclisleriyle ilgili olan biteni okuyoruz,
Ancak Ankara siyaseti gündemden neredeyse düştü.
AK Parti'de olanlar da yazılmasa tam anlamıyla Ankara siyaseti artık gündemde değil diyeceğim.
Zaman zaman bir dönemin flaş kişileri ile ilgili parlatma çabalarını görüyoruz, ancak gündemde kalamıyorlar.

Siyaset normale döndü, rutine girdi.
Cumhurbaşkanı bu durumu önceden bildirmiş,
'Uzun süre seçimsiz bir döneme girdiğimizi söylemişti.'
Demek ki aktif siyaset uykuya girdi.
Reaksiyonel siyaset Türkiye'nin alışkanlığıydı,
Birisi bir şeyler söyler ve yapar,
Karşılığında onlarca eleştiri gelirdi,
Şimdi cevap verecek yeni bir şeyler yok.
Parti içinde olanlar, yeni parti kurma çalışmaları gündeme geliyor.
Bunlar da olmasa siyaseten durgunluk dönemine girdiğimizi söyleyeceğiz.
Belki böylesi daha iyi olacak,
Toplum kendini değerlendirecek,
Başkasına bakmaktan yaşayamayanlar artık kendilerine bakacaklar.

Habercilerin, özellikle aktif haber peşinde olanların işi zorlaştı.
Hoş uzun süredir siyaseten çok flaş haber peşinde olan da nerdeyse kalmamıştı.
Nasıl kalsın ki,
Birincisi haberin doğal yapısı siyasetin ağırlığıyla zaten değişmişti,
İkincisi çabuk parlayan ve hızla sönen, unutmaya evrilen bir toplum yapısı da egemen olmuştu.
20-30 yıl öncesini hatırlıyorum da gazetecilik özellikle siyaseten haber kovalamaktı.
Yazabilmekti, soru sormaktı,
Zamanında başbakanın şortu, şortla yaptığı denetimle şok olmuştuk.
Siyasetçinin yatlarını, geçirdiği tatili sorguladığımız bir dönemimiz oldu.
Basın yapı değiştirdi, değiştirildi.
Şimdi siyasetçiler, kendilerini yazan basın mensuplarına sürekli dava açıyor.
Toplumsal tolerans yerini hesap sormaya bıraktı.
Rahmetli Özal'ı, rahmetli Demirel'i hatırlayın, karikatürlere bile konu olurlar, gıklarını bile çıkartmazlardı.
Bırakın gıklarını çıkartmayı, kendi karikatürlerine gülerlerdi.
Sizler siyasetçinin bu toleransını özlüyor musunuz bilmiyorum ancak ben özlüyorum.
Şimdi normal yaşamın içinde olanlar habere konu oldu.
Toplum şiddet konulu olaylara karşı oldukça hassaslaştı.
Ülkenin hemen hemen her kesiminden hemen hemen her gün şiddet içerikli haberler medyanın gündemine geliyor.
Kadına şiddet!
Arada da çocuğa şiddet konuları medyada yer buluyor.
Toplumu yönetmek, yönlendirmek gerekir.
Fazla boşluk pek hayırlı değildir.
Sevgiyle kalın