Şiddet, bir hareketin bir gücün kuvvet derecesidir.
Karşıt görüşte olanlara, inandırma veya uzlaştırma yerine kaba kuvvet kullanma; duygu ve davranışta aşırılık anlamlarına gelmektedir.
Şiddet göstermek ise, kaba, sert davranmaktır.
Şiddet davranışı, içine sadece fiziksel içerikli şiddeti değil, sözel ve psikolojik tacizi de içeren davranışlar ile birine 'bilerek' rahatsızlık veya fiziki olarak zarar vermeyi de almaktadır
Ülkemizde haberlere şiddet olarak kaynak olan olaylar şiddeti aşıp planlı cinayete giriyor.
Artık konuyu şiddet yerine planlı cinayet olarak ele almak gerekiyor. Ülkemizde şiddet 'alışkanlıkla' başlıyor, her olayda dozajı artıyor ve sonuçta karşısındakini öldürmeye kadar giden bir davranışa dönüşüyor.
İlk karşılaşıldığında mutlaka en sert ceza verilmelidir. Anlayış veya tolerans asla tercih edilmemelidir.

Günümüzde etkisini arttırarak varlığını hissettiren şiddet birçok sosyal bilimcinin araştırma konusu olmuştur.
Dünyada şiddet hakkında çok çeşitli araştırmalar yapılmasına rağmen, şu ana kadar somut bir çözüm bulunamayan karmaşık bir problem olması nedeniyle araştırmacılar için yoğun bir ilgi odağıdır.
Uzmanlar şiddetin kaynağını farklı nedenler etrafında toplarlar.
Bazıları şiddeti 'içgüdüsel', bazıları ise şiddetin niteliğini 'toplumsal' olarak kabul ederler.
Kadına yönelik şiddet yaygın bir toplumsal sorundur.
Şiddetin en yaygın görülen biçimi erkeğin kadına ve çocuğa karşı uyguladığı aile içi şiddettir.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet üzerine yapılan araştırmalara baktığımızda, kadına yönelik şiddetin yaygınlığını, kadının şiddet karşısındaki çaresiz kalışını ve şiddete uğrayan kadının nasıl yardım alması gerektiği konularında bilgisizliğini görmekteyiz.
Artık bu konuda sonuç almak zorundayız.
Sevgiyle kalın