Yaşamın içinde bir gerçek vardır; eğer birisini seversen o da seni sever, birisini sevmezsen o da seni sevmez. Birisinin sana destek olması veya sana iyi gelmesini istiyorsan onu sevmelisin. Ancak sevdiğin ve kendini kalben açtığın bir insan sana bir şeyler verebilir ve seni sevebilir. Sevgi ilişkisinde olmadığın hiç bir şey sana hizmet edemez. Sevmediğin bir ev seni hasta eder ve yaşamını zorlaştırır. Sevmediğin bir alanda olduğun için her şey zorlaşır. Şikayet ettikçe sorunlar büyür, bu süreç zincirleme devam eder ve en sonunda çıkmaz sokaklar ile karşılaşıp duvarlardan tırmanmaya çalışırsın. Peki, sevgi nedir? Sevgi karşında ki kişiyi, kurumu, alanı ve yaşamı olduğu gibi kabul etmek ve özgürleştirmektir. Sevgi karşındakinin iyiliğini istemek, ama onun deneyimine saygı duymaktır. Sevgi affetmek, yüceltmek, serbest bırakmak ve kibar olmaktır. Sevgi, en önemlisi yargılamamaktır. Sevgi dürüst olmak ve gerçekleri karşınızdakini kırmadan sevgi ile konuşmaktır. Sevgi empati kurmak ve anlayışla yargısız sarılmaktır. Sevgi karşında ki kişinin ışığına, güzelliğine odaklanmaktır. Sevgi sadece tutku ve aşk değildir. Aşk sevgiye dönüştüğü zaman derinleşir ve yücelir. Sevgi yaşama güvendir, adalettir.
İnsanlarla olan ilişkimiz gibi yaşadığımız evi, binayı, mahalleyi, şehri ve ülkeyi sevmemiz bizim onlarla olan ilişkimizi bambaşka bir boyuta taşıyabilir. Onları olduğu gibi kabul edip iyi yanlarına odaklanıp, sevgi ile yaklaştığımız zaman her şey değişir. Sevmediğiniz ve devamlı yargıladığınız bir ülke ve toplumdan fayda göremez ve mutlu olamazsınız. Her daim şikayet ettiğiniz bir devlet size bir şey veremez. Bir şeylerin değişmesini istiyorsanız, sevgi ile yaklaşın, göreceksiniz her şey değişecek. Ve karşınızdaki kişiler de kalkanlarını indirip sizi anlamaya çalışacaklar. Hiç düşündünüz mü karşınızda düşüncesi, fikri ile sizi rahatsız eden insanlar nasıl bu noktaya geldiler? Onlarla hiç empati kurdunuz mu? Herkes yaşadıkları ile kendince haklı. Ailesinde gördükleri ve yaşanılan olaylardan dolayı savunma mekanizması geliştirilmesi son derece doğaldır. Karşınızdaki insan bir savunma mekanizması içinde ve korkusundan dolayı öfkeli ise ancak sevginiz, kibar davranışınız ile onun öfkesinin ötesine, sevgisine ulaşabilirsiniz. Çok büyük savaşlarda askerleri kaybetmemek için uzlaşmaya varmak her zaman akıllıcadır. Gandi Hindistan'ın istilası sırasında geliştirdiği duruşu ve sevgi dolu tutumu ile Dünya'ya büyük bir ders vermiştir. Osmanlı'nın bu kadar büyük bir imparatorluğa dönüşmesi bütün din ve toplumları kabul etmesinden kaynaklanmaktadır. Önemli olan insan ve ruhtur, gerisi sadece kalıplar ve yargılardan ibarettir.
Bir düşünün, en son ne zaman karşınızda öfkeli ve gergin duran birine sevgi ile yaklaşmayı denediniz? Her bir kişide yaktığınız sevgi ve mutluluk kıvılcımı bir sevgi alevi olur. O alev sevginin, birliğin yangınına dönüşür ve tüm mutsuzluklar yanar, yok olur gider. Lütfen bu yazıyı okuyanlar bugün, yarın ve bu hafta şikayet etmeden sevgi, kibarlık, güzellikleri görmeye çalışın ve saygıya odaklanın. Bakın neler oluyor? Belki de yaratacağınız sevgi ışığı sizlerin düşüncelerinizin hayallerinizin ötesinde, ülkenin ışıkla dolmasına, bilincin değişmesine, birliğin beraberliğin artmasına neden olabilir. Kolektif bilincin farkında olmalıyız. Aslında bizlerin düşündüğü her bir düşünce yaşadığımız ülkenin kolektif bilincinde ortaya çıkıyor. Korkularımızı tüm kolektif bilinç yaşıyor. Ve düşüncelerimiz yaratıma geçiyor.
Eğer yeteri kadar insan sevgiye, saygıya, birliğe odaklanırsa kolektif bilinçte aydınlanma ve dönüşüm olur.