Yedinci Mühür 1957
(Det sjunde inseglet)
İsveçli yönetmen Ingmar Bergman'ın imzasını taşıyan bir sinema klasiği... Bergman'ın kendi tiyatro oyunundan yola çıkarak yazdığı senaryo, Ortaçağ'da veba salgını sırasında geçen bir yolculuğun hikayesini anlatır... Haçlı Seferleri'nden dönen umutsuz şövalye ve nihilist silahtarı, anavatanları Danimarka'ya ulaşmaya çalışırken yolda vebanın trajik sonuçlarıyla yüzleşir.

Cassandra Geçidi 1976
(The Cassandra Crossing)
Gerçekleştirdikleri eylem sırasında çok tehlikeli bir virüsle enfekte olan 3 teröristten biri hayatta kalır ve Cenova'dan Stockholm'e giden trene biner… Hava yoluyla bulaşan ölümcül virüsün trendeki tüm yolcuları bulaşması ihtimalini göz önüne alan yetkililer, trenin güzergahını değiştirirler.

Tehdit 1995
Outbreak
Ölümcül ateşli bir hastalığın yol açtığı sorunlara odaklanan, büyük bütçeli, yıldız oyuncuların yer aldığı, gösterişli Hollywood yapımlarının sayısı çok fazla değildir… O yüzden, salgın deyince akla gelen ilk filmlerden biridir. Sanatsal açıdan nitelikli, bilimsel açıdan sağlam bir film olduğu söylenemez. Ama 1967 yılında geçen unutulmaz açılış sahnesi dahil olmak üzere, konuyu işleme biçimi itibarıyla rahatsız edici ve korkutucu olmaktan çekinmeyen bir filmdir.

Körlük 2008
(Blindness)
Nobel ödüllü Portekizli yazar Jose Saramago'nun aynı adlı romanından uyarlanan filmde körlük, salgın bir hastalık gibi kişiden kişiye bulaşıyor. Saramago'nun romanı bilimkurgu motiflerinden çok ilk kurbanların karantinaya alınma sürecine odaklanmayı tercih ediyor. Fernando Meirelles'in yönettiği filmde karantina, uygarlığın, hümanizmin bittiği noktadan başka bir şey değil aslında. Sorunu çözemeyen devlet, sınırları belli bir alan oluşturup hastaları kendi haline bırakıyor...