Bu hafta yaz aylarının gelmesiyle pazarlarda ve market raflarında daha sık göreceğimiz semizotu bitkisini incelemek istiyorum. Kökeni Ortadoğu ve Hindistan'a dayanan 'pirpirim' adı da verilen bu bitkiyi diğer bitkilerden ayıran en önemli özelliği bir yüksek miktarda bitkisel Omega- 3 içeriği. Hatta Otsu formdaki sebzeler arasında en fazla Omega-3 içeren sebze denilebilir.
Antik Yunan'dan bu yana bazı hastalık ve durumlarda (ateşli hastalıklar, kadın hastalıkları, hemeroid, mide ve sindirim problemleri,… gibi) iyileştirici etkisinin gözlenmesi üzerine tıp biliminde kullanılabilir bitki olarak kabul edilmiştir. Yıllarca Çin kültüründe de geleneksel tıp alanında dizanteri,egzama ve yılan –böcek ısırmalarında etkili olduğu gözlemlenmiştir.Çeşitli ülkelerde antiinflamatuar, kas gevşetici , diüretik(idrar söktürücü) ve ağrı kesici etkilerinden dolayı kullanılan semizotunun bu etkileri de bilimsel deneylerle ispatlanmıştır.
Dünya çapında yaygın olarak bulunmasına karşın örneğin ABD'de çabuk yayılan bir bitki olarak tanınır ve besin maddesi olarak tercih edilmemektedir.Asya ve Avrupa ülkelerinde ise sevilerek tüketilen bir sebzedir.
Semizotunun kendine özgü hafif ekşimsi bir tadı vardır.Bu ekşimsi tadın sebebi içeriğindeki oksalik asittir. (Kuzukulağı gibi ekşi sebzelerin içerisinde de aynı madde bulunur.) Semizotu, çiğ sebze olarak salatalara eklenebilir, yoğurtla karıştırılarak tüketilebilir veya yemeği yapılabilir fakat özellikle C vitamini içeriğinin kaybolmaması adına ısıya maruz bırakmadan çiğ formda yenilmesi içeriğindeki vitamin ve minerallerden maksimum oranda yararlanmak adına oldukça önemlidir.C vitaminin biyoyararlığının azalmasındaki ısıdan başka bir diğer unsur isemetal oksidasyonudur.Yani metal bir yüzeyle temasında C vitamininden yararlanma miktarı yine düşmektedir. Bu nedenle sebze ve meyvelerin metal bıçakla temasından kaçınılmalı, tahta bıçaklarla doğranmalı veya el yordamıyla parçalanarak salatalara ilave edilerek tüketilmelidir.
Semizotunun Faydaları
Birçok sebze gibi semizotu içerdiği kimyasal bileşiklerden dolayı kanser başta olmak üzere , kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve ülser gibi mide ve sindirim sistemi kaynaklı birçok hastalıkların önlenmesinde etkilidir.
-Vitaminler (A, B1, B2, B6, C, E, … ) mineraller (Fosfor, potasyum, kalsiyum, kükürt, sodyum, demir, mangan, bakır, çinko ve magnezyum,… gibi ) ve doymamış yağ asitleri (özellikle omega-3) bakımından zengindir.
-Yüksek omega-3 içeriğinden dolayı beyin gelişimi ,kalp ve damar sağlığı açısından oldukça önemlidir.
-İyi bir bitkisel kalsiyum kaynağıdır.Bu nedenle özellikle diş ve kemik sağlığı açısından yararlıdır.
-Lif içeriği bakımından zengindir.Bu nedenle konstipasyon (kabızlık) problemlerinin tedavisinde tüketilebilir.
-Mide yanmaları, ülser gibi sindirim problemlerine iyi geldiği bilinmektedir.
-Diüretik (İdrar söktürücü) özelliği vardır.
-Sakinleştirici etkisinden dolayı özellikle uyku problemi yaşayanlar için yararlı etkileri gözlemlenmiştir.
-Güçlü bir antioksidan kaynağıdır.

Bugün incelediğimiz semizotunun tam da mevsimi iken saydığım tüm bu faydalarından yararlanabilmek için sofralarımızdan eksik etmeyelim.

Haftaya görülmek üzere
Sağlıklı günler