Dijital Devrim
Son yıllarda dijital dünya öylesine gelişti ki aklınıza gelebilecek her alan dijitalleşti veya dijitalleşme sürecinde. Artık internet üzerinden birçok işimizi halledebilecek noktadayız. Mesela alışveriş, kamu evrak işleri, kredi kartı veya fatura ödeme, para gönderme ve örnekleri çoğaltılabilecek diğer birçok işlemi bilgisayara dahi oturmadan cep telefonu ile saniyeler içerisinde halledebiliyoruz. Hatta pandemi ile birlikte moda olan evden çalışma esnasında da fark ettiğimiz gibi sanal alem öylesine gelişmiş ki on binlerce insan işlerini evden yürütebiliyor. Nasıl ki Endüstri 4.0 devrimi ile beraber sanayideki üretim araçları dijitalleşerek sanayileşmede yeni bir boyut getirdiyse, aynı şey sosyal hayatımızda da gerçekleşti. İnsanlığın on binlerce yıl beklediği sanayi devrimi, dünyayı 2-3 yüzyıl içerisinde baştan aşağı dönüştürdü ve geliştirdi. Ancak internetin bulunması ve yaygınlaşması ile gerçekleşen dijital devrim, sadece birkaç on yıl içerisinde dünyayı hayal bile edilemeyecek noktalara getirdi. Bu inanılmaz değişimin ekonomiye de etkisi olacaktı tabii ki.

Kripto Para
Kripto kelimesi İngilizce ve Fransızca'da gizli, şifreli veya görünmeyen anlamlarında kullanılmaktadır. Buradan hareketle, somut karşılığı olmayan, görünmeyen para birimlerine kripto para veya sanal para denilmektedir. Aslında sanal para kavramına pek de yabancı değiliz. Sanal para olarak kabul edebileceğimiz kredi kartından veya nakit banka kartından çokça ödeme yapıyoruz. Yani anlık somut karşılığı olmayan ama sanal olarak var kabul edilecek şekilde ödemelerimizi kart üzerinden yapıyoruz. Bu açıdan kredi kartı kullanımı ve internet üzerinden kredi kartı ödemeleri giderek yaygınlaşıyor ve para giderek dijitalleşiyor. Yani dünyadaki hem teorik hem de pratik gidişat dijital ödeme üzerinde ağırlık kazanıyor. Bu durum ise dijital para fikrini doğurarak hayatımıza sokmuş oluyor.

Kripto Para Devletlere Meydan Okuyor
Tarih derslerinden hatırlarsınız. Para basmak bir devletin varlığının ve otoritesinin yegane simgesidir. Eğer bir örgüt veya kurum para basabiliyor ve bastığı bu parayı alışveriş aracı olarak halka kabul ettirebiliyorsa o kurum devlet olmuş demektir. Bu durum on bin sene önce de böyleydi, günümüzde de böyledir. Para bir otorite sembolü ve ilanıdır. Tarih boyunca devletlerden başka hiçbir kurumun para basma veya bastığı parayı kabul ettirme otoritesi ve kudreti yoktu. Ta ki internet bulunup da her şey dijitalleşinceye kadar. Tarihte ilk kez devletler dışındaki oluşumlar para bastığını iddia ediyor ve bu para toplumlar tarafından rağbet görerek yüksek değerler kazanıyor. Hem de bu olay bir millet için değil, tüm millet ve devletler için geçerli. Yazılımcılar internet üzerinden para basarak devletlerin otoritelerine ve ekonomik güçlerine meydan okuyor. Devletler ise bu durum karşısında şaşkınlık ve çaresizlik içerisinde. Düşünsenize dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD'nin para birimi Bitcoin karşısında yerlerde sürünüyor. 1 Bitcoin 56 bin ABD doları ediyor. Bu parayı bu kadar değerli yapan şey ise gördüğü aşırı talep. İnsanlar ellerindeki parayla Bitcoin aldıkça bu para değer kazanıyor ve değer kazandıkça da gördüğü talep artıyor. Devletler şu an için bu durum karşısında ne yapacağını bilemiyor ama uzun vadede bir şeyler yapılacağı kesin. Benim tahminim hükümetler Bitcoin veya diğer sanal paraları resmi para birimi olarak kabul etmek yerine, kendi onaylı sanal paralarını oluşturacaklardır. Mesela yakın gelecekte bir gün ABD Merkez Bankası çıkıp biz artık X adında bir sanal para birimine geçiyoruz, bu paranın da karşılığı şu kadar altındır veya dolardır diyebilir. Bu durumda diğer ülkelerde bu politikayı izleyecektir. Görünen o ki geçmişte altınlar nasıl yerini kağıt paraya bıraktıysa, kağıt paralar da yerini dijital paraya bırakacak.
Bu arada belirtmeden geçmeyelim. Yukarıda bahsettiklerim asla yatırım tavsiyesi değildir. Yalnızca tahmin ve yorumdan ibarettir. Devletlerin sanal para birimlerine savaş açarak bu paralardan insanları uzaklaştırması veya sanal para birimlerinin güvenlik açığının bulunarak yatırımların hacklenmesi de söz konusu olabilir. Bu durumlar gerçekleşirse sanal paraların değeri dibi görür ve yatırımcılarını iflas ettirebilir. O sebeple bu ihtimalleri de göz önünde mutlaka bulundurun derim.

Eskişehir'i Yasa Boğan Cinayet
Bu olaya cinayet diyoruz ancak cinayet kelimesi çok hafif kalır. İddialara göre katil kapıyı çalıyor ve ilk olarak kapıyı açan babayı öldürüyor. Ardından içerideki anneyi ve 4 yaşındaki çocuğu da bıçaklayarak öldürüyor. Bunları yazarken dahi kendimi çok kötü hissediyorum. Peki bir insan nasıl bu kadar canavarlaşıp da olayla ilgisi olmayan 4 yaşındaki bir çocuğa kıyabiliyor? Bir de üzerine katil olay yerine gelip göz yaşları döküyor. Gerçekten insanın insana yapabileceği kötülüklerin bir sınırı yok. Olayları okurken, dinlerken ve yazarken kanım dondu. Allah hepimizi iyi insanlarla karşılaştırsın…

Kitap Tavsiyesi: Tiranlık Üzerine (Timothy Snyder)
Pazar akşamı Emin Çapa'nın Youtube kanalı üzerinden yaptığı canlı yayına konuk oldum. Yayında bu kitap üzerine yorum ve analizlerde bulunduk. Kitap bir demokrasinin nasıl kolayca tiranlığa dönüşebileceğini, demokrasilerin ne kadar hassas, kırılgan ve her zaman korunmaya muhtaç olduğunu, tarihten örneklerle anlatıyor. Aynı zamanda demokrasiyi korumanın yolunun cesaretten geçtiğini de vurguluyor. Emin Çapa'nın Youtube kanalından yayını izleyebilir ve kitap hakkında daha kapsamlı değerlendirmelere erişebilirsiniz.
Haftanın Sözü: ''Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.'' (Atatürk)
Haftaya yine önemli gündem maddeleriyle bu köşede buluşmak üzere. Sağlıkla kalın.