Serdar Taci Zengin

Şehirler medeniyettir denir.
Kimine göre doğru, kimine göre de abartılı bir laf,
Şehirde yaşamanın önemini anlatanlar der ki;
Allah korusun birşey olsa, mesela kalp krizi geçirsen!
Hastaneye yakın olmalı yaşadığın şehir.
Kaldırımı olmalı.
Belediye hizmetleri olmalı,
Alışveriş merkezleri olmalı,
Ulaşımı olmalı,
Bunun gibi bir çok şey medeniyettir denir.

Yaz ayları köyde bulunmak, yaşamak bana huzur veriyor.
Sabahları horozun ötüşüyle güne merhaba demek güzel bir başlangıç oluyor.
Gençken herkes gibi bende de yazlık hevesi vardı.
Güneşin kavurduğu yaz aylarında deniz seviyesine inip, adeta kavrulurduk.
Güneşlenmek ve denize girmek yazları hayallerimizi süslerdi.
Yaylaları bilen köy insanı tam tersi, yaz gelince yaylaya çıkarken, şehirli de tam tersini yapardı, hala da öyle.
Artık bu alışkanlığımızı tersine çevirmeli.
Köye, tekrar güzelliğe geri dönmeli.

Eskişehir'in güzel köylerinden biri de, hoş şimdi mahalle oldu Emirceoğlu köyüdür.
Şehirden yüksektir. Hani derler ya; şehir ayaklar altında, işte öyle bir konumu vardır.
Havası mükemmeldir. Yazın en sıcak günlerinde, yorganla yatarsın, akşam oldumu da üzerine birşeyler alırsın, serindir.
Gece kaçta yatarsan yat sabah güneşle kalkarsın.
Henüz güneş ışıkları kendini göstermeden önce, doğanın en mükemmel orkestrası eserini sergilemeye başlar;
Bunlar envayi çeşit kuşlardır, coşkuyla güne başlarlar.
Çıkardığı seslerle mükemmel bir ahenk yaratırlar.
Yatağından kalkarsın, kapını açıp dışarıya çıkarsın, bir mükemmellikle daha karşılaşırsın ; doğanın saf temiz kokusu.
Yeşilin, çiçeklerin kokusunu defalarca içine çekersin.
Şimdilerde köylerde bir tek eksik var; kümesin patronu horozun 'üüüüürüsü'...

Çocukluğumu hatırlatıyor bana;
Çocukken yer yatağımı öyle ayarlardım ki güneş doğarken ilk ışıklar gözüme gelsin diye perdenin bir kısmını da açık bırakırdım.
Şimdi de aynısını yapmayı istiyorum.
Yani güne 'güneşle başlamalı diyorum'.
Şehirler, insana güzel olan bir çok şeyi unuttururken, insanlığımızı sorgulatacak ne kadar şey varsa onları kazandırdığını fark ediyor insan köye gelince;
Araç sesleri, kornalar,
Her türlü mekanik gürültüler, yapay sesler, egsozlardan çıkan kokuların iğrenç bileşimi.
Özde değil sözde ilişkiler,
Senin benim dedikodularıyla boşa geçen saatler.
Bir şeyler daha daha daha satın alabilmek üzere harcanan yıllar.
Yaradan, koskoca evreninin içinde bizler için dünya dediğimiz harika bir ortam yaratmış.
Binlerce şükür ona.
Dünyayı kendi elleriyle yaşanılmaz hale getirenlere de söyleyeceğimiz söz olmalı mutlaka;
Sadelik ve doğal olan güzeldir.
Sevgiyle başlayın güne.
Sevgiyle kalın