Dünyada ve ülkemizde koronadan başka bir şey konuşulmaz hale geldi Televizyonlar 24 saat korona diyor. İnsanlar hep korona'dan bahsediyor. Sosyal medya zaten evlere şenlik herkes bir şey diyor. Bence bu kadar önlem aldıktan sonra bu kadar paniklemeye gerek yok.

Geçen hafta ülkemizde ilk korona vakası saplandıktan sonra herkes marketlere hücum etti. Marketlerde mal kalmadı. Kolonya ve dezenfektan stokları tükendi. Alışveriş yaparken rafta kalan 5 makarnayı değil 2 tanesini alalım. Bizim dışımızda 2 kişi daha yararlansın. İşte budur 'bir' olabilmek, 'biz' olabilmek. Kendi derdimize düşüp sokaktaki canları ihmal etmemek de önemli bir ayrıntı.

İnsanlık olarak ağır bir sınavdan geçiyoruz. Süreç zorlu. Adı Korona olsun, veba olsun, savaş olsun bu tip olaylar acı faturalar yaratıyormuş gibi görünse de insanlığın yükselişi için önemli basamaklar aslında. Bu yükseliş filmlerdeki gibi uzay gemilerinin dünyamıza inip insanları kurtarışıyla olmayacak tabi ki.

Ülkemiz kolonya kokmaya başladı. Bir hafta öncesine kadar hapşırana ' Çok yaşa denirdi.' Şimdi yanımızdan kovuyoruz.
Evet, böyle anlatınca gülümsediniz ama gerçekten korona'dan daha ciddi bir tehlike var.
Herkesin bilinci farklı. Yollarda karşılaştığımız ya da tartıştığımız insanlar belki iş kaygısı, gelecek kaygısı yaşıyor, bizler farkında lığı bir tık yüksek bireyler olarak empati yapalım, sakin kalalım.

Psikolojik olarak sağlığımız gidiyor ve bundan da en çok evde TV ve internetle meşgul olan engelliler, evden çıkamayan hastalar ve çocuklar etkileniyor. Siz bir insana 24 saat TV'lerde korona'dan bahsederseniz ve bunu abartarak yaparsanız insanlar da ciddi psikolojik travmalar yaratırsınız.

Örneğin bundan sonra evden çıkamayan engelliler ve yaşlılar yakınlarını evden uzağa göndermek istemeyecek. Okullar acılınca çocuklar korkmadan okula gitmek istemeyecekler ve biz bunları virüs tehlikesi geçse bile zor toparlayacağız. Bu yüzden ne olur Televizyoncu ve haberci arkadaşlar konuştuklarınıza gösterdiğiniz görsellere dikkat edin insanları korkutmayın. Panik yapmayalım zaten gerekli önlemler fazlasıyla alınıyor.

Birçoğumuz karantina sonrası bir işimizin olup olmayacağını, kiramızı, kredilerimizi, faturalarımızı ödeyip ödeyemeyeceğimizi bilmiyoruz ve endişeliyiz. Ancak bu kaygı hali işimizi daha da zora sokacak gibi görünüyor.Teslimiyette olmak işte bu zamanlarda her şeyi yoluna koyacaktır. Bunca planı yapanın her birimiz için de vardır bir bildiği. Bu süreçte birbirimize yardımcı ve hoşgörülü olmak zorundayız.

Bakın burada yanlış anlaşılmak istemem ama bizim toplumumuz. Tedbir almayla panik olmayı bir birine karıştırıyor. Bunu her türlü olayda ve doğal afetlerde görüyoruz. Bilim insanları tedbir deyince biz korku ve panik oluyoruz. Sonrada bu korku ve panik yüzünden yaşadığımız travmayı ve moral bozukluğundan uzun bir zaman kurtulamıyoruz.
İşte bu yüzden bilim insanları tedbir deyince korkup panik yapmamalıyız. Moralimizi bozmamalıyız.
Unutmamalıyız ki tedbirli olup moralimizi yüksek tutarsak hiçbir hastalık hiçbir virüs bize bir şey yapamaz.

Bu karanlık tünelin çıkışı aydınlık. Sakin, dingin, olgun bir süreç diliyorum.