Ulusların istikbal, başarı öykülerinde kaliteli insanların ayak izlerini bulursunuz. Yokluktan varlığa çıkışlarında, toplumların harcında, kaliteli insanların emeğini, alın terini görürsünüz.
Kaliteli insanlar bulunduğu ortamda sorunun müzmin parçası değil; sorunu kimseyi kırmadan, dökmeden incitmeden, bireysel menfaatten uzak, kamu yararına ben değil biz diyerek çözümünde aktif olarak yer alır.
Bilmediğini hiçbir zaman saklamaktan yüksünmez, hatalarını kabul eder, yalanı essah gibi konuşmayıp, öğrenmek için çaba sarf eder. Beşikten mezara her daim değişime, gelişime, öğrenmeye açık insandır.
Dalkavukluktan, yalandan, dünyevi hevesleri kazanmak uğruna, gücün gölgesinde yer kapmak, cep doldurmak, makam kapmak için konum alan eğilen bükülen değil, doğrunun hakikatin vazgeçilmez savunucusudur. Gürültünün patırtının değil, sükûnetin, nezaketin hoşgörünün huzurun bir parçasıdır.
Kaliteli insan, güzel ahlakın çiğnendiği, dürüstlüğün, kamu hakkının, kul hakkının bireysel çıkara meze edildiği, yığınların arasından sıyrılıp, yalnız kalabilen insandır. Duruma, birilerinin hatırına vaziyet alamazlar, eğilmez bükülmez çizgileri, duruşları vardır.
Kaliteli insan: ortama göre yaranmak adına ezberden okuyan değildir, her ahval ve şartlarda ezberleri bozandır.
Kaliteli insan adaleti arayandır, haksızlık kime kim tarafından gelirse gelsin karşı durandır.
Kaliteli insan gücü nispetinde üreten, ben egosuyla değil biz diyerek, üretimi sosyalleştiren, kazanırken kazandırmayı da ahlak edinendir. Komşusu açken tokluğa rıza göstermeyip, kazandıklarını toplumsal sorumluluk, aidiyet duygusuyla paylaşabilendir.
Kaliteli insan düşünen sorgulayandır.
Kaliteli insan ülke sevdasını, ailesine bağımlılığını, insana saygıyı sevgiyi baş tacı eden, dost düşman herkesin emin olduğu, güvenilir insandır.
Kalite; insanla başlar insanla yaşar. Kaliteli insanların oluşturduğu toplumlar huzurun başarının mutluluğun zirvesine yol alan toplumdur.
Kaliteli insan her türlü kötülükten kaçınan, iyiliğe hayra öncülük eden insandır.