Ülkemizde çoğu konuda olduğu gibi maalesef ekonomi konusunda da ciddi bir kavram karmaşası var. Kavramların özü, ne anlama geldiği tam olarak bilinmiyor. Bu bilgisizlik, karar alıcılar yani yöneticilerde varsa bedeli çok ağır olabiliyor. Hele hele her şeyin tek bir kişinin kararlarına bağlı olduğu bir sistemle yönetiliyorsanız ve o kişi de yeteri kadar bilgili değilse vay halinize. Bu yazımda dilim döndüğünce İslam'da faiz ve günümüzdeki enflasyon kavramlarını reel faiz kavramı çerçevesinde açıklamaya çalışacağım. Zira bu kavramların ülkemizde çok yanlış yorumlandığı ve bu yanlış yorumların hayata geçirilmesiyle ekonominin çökme noktasına geldiği aşikar.
Faiz, enflasyon ve reel faiz kavramlarını kısaca açıklayarak başlayalım. Faiz; paranın, sermayenin fiyatıdır. Bu fiyat, aynı zamanda risk oranını da temsil eder. Bir örnekle somutlaştıralım. Aslında faiz, belli bir miktar paranın kiralanması karşısında ödenen ücrettir. Mesela bankadan yıllık %20 faiz ile 1 yıl vadeli 100.000 lira borç aldınız. Bir yıl sonra bankaya 120.000 lira ödeme yapacaksınız. İşte bu 20.000 lira o yüz bin lirayı bir yıllık kiralamanın bedelidir. Daha basit bir ifadeyle bu işlem paradan para kazanmaktır. Zengin olanın hiçbir iş yapmadan parasına para katmasıdır. Bu durum fakir ve zengin arasında büyük bir haksızlık yarattığından ve zamanla tefeciliğe ve zorbalığa dönüştüğünden İslam dininde yasaklanmıştır.
Şimdi tam burada önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. İslam'da faizin yasaklandığı yıllarda ortada enflasyon diye bir kavram yoktu. Hemen hemen tüm paralar altın veya gümüşe endeksliydi. Ancak günümüzdeki paralar artık altın ve gümüşe endeksli değil ve istenirse aşırı miktarda karşılıksız para basılabiliyor. Enflasyonun ne olduğunu da kısaca açıklamakta fayda var. Enflasyon paranın kaybettiği değer anlamına gelir. Mesela siz geçen sene ekmeği 2 liraya alırken bu sene aynı ekmeği 4 liraya alıyorsanız paranız değer kaybetmiş ve %100'lük bir enflasyona sahip demektir. Bunun sebebi hükümetin haddinden fazla para basması, hazinede yeterince döviz olmaması, ülkede yeteri kadar üretim yapılmaması gibi birçok sebep veya tüm bu sebeplerin aynı anda gerçekleşmesi (şu an yaşadığımız gibi) olabilir. Yıllık enflasyonun %100 olduğu bir ortamda bankaya yıllık %20 faizle 100.000 lira para yatırdığınızı düşünün. Enflasyon %100 olduğuna göre o 100.000 lira paranın bir yıl sonra hala alım gücünü koruması için 200.000 liraya dönüşmesi gerekir değil mi? Ama banka size bir yıl sonra 120.000 lira verecek. Bu durumda aldığınız faiz, gerçek bir faiz geliri değil. Hatta 80.000 lira zarardasınız. Oysa ki gerçek bir faiz geliri elde etmek için elinize enflasyon oranından daha fazla para geçmesi gerekirdi.
Bu noktada ise reel faiz, yani gerçek faiz kavramından bahsetmemiz gerekir. Reel faiz, enflasyon oranın faiz oranından arındırılması yoluyla elde edilen faizdir. En basit haliyle; Faiz – Enflasyon=Reel Faiz formülüyle hesaplayabiliriz reel faizi. Aynı örnekten hareket edersek, yıllık enflasyonun %100 olduğu bir ortamda banka size yıllık en az %101 faiz vermeli ki faiz geliri elde edebilesiniz. Bu durumda net geliriniz % 1 olacaktır. Enflasyon oranının altında kalan faiz oranı, faiz geliri getirmez, tam tersi enflasyonun yarattığı değer kaybından daha az bir getiri sağlayacağı için zarar etmenize sebep olur. Buna da eksi reel faiz denir. Eksi reel faiz uygulaması bir ekonominin başına gelecek en kötü şeylerden birisidir. Şu anda Türkiye'de neredeyse %100'ün üzerinde eksi faiz uygulanıyor ve bu şekilde ekonominin ayakta kalması imkansız diyebiliriz. Ekonomiyi yönetenler reel faiz kavramını bilmediği için faiz oranlarını sıfıra indirmeye çalışıyor. Aslında dikkat edilmesi gereken şey reel faiz oranıdır ve reel faiz oranı enflasyona eşitlenirse ancak 0 olarak kabul edilebilir. Bizimkiler ise bu kavramı dikkate almadan körü körüne faiz indiriyor ve sonuç ortada… Gelişmiş ülkelerin faiz oranlarına dikkat ederseniz enflasyon oranına çok yakın olduğunu görürsünüz.
Ülkeyi yönetenler faizin İslam'da haram olduğu anlayışıyla düşük faiz politikası uyguluyor. Ama yukarıda da belirttiğim gibi ancak enflasyonun üzerinde bir faiz oranı gerçek faiz oranı olarak kabul edilebilir. Yani İslam'da haram olarak belirtilen faiz, reel faizdir. Reel faizin 0'ın altında olduğu, yani enflasyonun altında kalan faiz oranı aslında kar değil zarar getirdiği için, Kuran'da ve hadislerde kastedilen faiz değildir. Dolayısıyla enflasyonun altında kalan faizin haram olarak kabul edilemeyeceği kanısındayım. Eğer hükümet 0 faiz politikası yürütmek istiyorsa faizleri enflasyon oranına eşitlemelidir. Ancak o zaman gerçek faizin 0'a eşit olduğu söylenebilir. Ancak bu şekilde reel faizi ekside tutmak hem yarlı hem de yabancı yatırımcıyı enflasyon karşısında zarara uğrattığı için insanlar döviz, altın ve gayrimenkul gibi çeşitli yatırım araçlarına yöneliyor ve bu da Türk lirasında şiddetli değer kaybına, yani şiddetli enflasyona sebep oluyor. Maalesef ülkeyi yönetenler bu kavramları tam olarak bilmediği veya bilmek istemediği için Türk halkı büyük bir ekonomik kriz altında eziliyor. Umarım bu krizden ders alınır ve gelecek hükümetler bu hatayı tekrarlamazlar. İşin komik tarafı Türkiye 1994 ve 2001 krizlerinde eksi reel faiz hatasını zaten yapmış ve büyük bedeller ödemiş zaten. Ama bu hata hala göz göre göre yapılıyor maalesef…

Kitap Tavsiyesi:Işığın Savaşçısının El Kitabı (Paulo Coelho)
Haftanın Sözü: Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler. (Sad-i Şirazi)