Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcamaya savurganlık, israf diyoruz.
Neyi gereğinden fazla kullanıyorsak o, israftır.
İsraf etmeyen, gereksiz yere harcama yapmayan, savurganlık etmeyen yok gibi çevremizde.
İsrafa kaçmanın, aşırı harcamalarda bulunmanın hatta israfın felaket olduğunu söylesek de mal, hizmet, zaman ve hayat israfından kendimizi çekip alamıyoruz bir türlü.
Yeme içmede, giyim kuşamda dengeyi bozmamak için ne kadar gayret gösteriyoruz ki.
Ölçüsüzce kullandığımız ne nimetler var hayatımızda.
Açlık, yoksulluk, sefalet içinde kıvranan onca insana rağmen ihtiyaç olmadan lüks ve israfa yönelik harcamalarda, eskimeden atmada epey ustayız.
Bedenini, gücünü, iradesini iyilik ve hakikat yolunda kullanmada boş işlerle meşgul olmada epey başarılıyız.
Memleketimizin kaynaklarını, tabiat varlıklarımızı korumada da başarılı sayılamayız maalesef. Mali kaynak ve zenginlik zamanla biteceğini öğrenip öğretmek zorundayız.
Bütün bunlar için öncelikle ve özellikle nimetlerin sınırlı, nefsin istek ve arzularının ise sınırsız olduğunu hemen herkese kavratmak durumundayız.
Bunu kavrayamadığımız sürece çaresizlik, haksızlık, sorumsuzluk devam ettikçe huzursuzluk ve yoksulluk artacaktır.
Bunlar arttıkça da sosyal denge sürekli bozulacaktır.
Bu itibarla israf dengeyi bozduğu hususunda görüş birliğine varılıp acil çözümler uygulanmalıdır. Aşırı harcama ve lüks tüketim durumumuz, yeniden gözden geçirilmelidir.
Tüketim çılgınlığını, maalesef, kanıksamış gibiyiz hepimiz.
Yanılmayı çok isterim ama birbirimizden özellikle bu konuda pek farkımız yok gibime geliyor. İşin edebiyatından fiiliyatına henüz geçemedik gibime geliyor.
Gündelik hayatımızda sadece gıdadaki israfımızla kaç yoksulun daha doyurulabileceğinin hesabını yaptık mı hiç?
Kullanım ömrü bitmeden attığımız eşyalarla nereler ve kimler donatılır düşündük mü hiç?
Son bir aydır, üç aydır, altı aydır, bir yıldır ve de daha fazla kullanmayıp da elbise dolabında sakladığımız giyecekler, kaç garibi sevindirir düşündük mü hiç?
Enerji tasarrufunda yerimizi belirledik mi hiç? Evimiz başta olmak üzere sokağımızda, caddemizde, mahallemizde ne kadar gereksiz aydınlatma olduğundan hareketle bunu ülke genelinde yorumladık mı hiç?
İnanın olacak, düzelecek elbet bir gün. El ele veririp düzelteceğiz. Başka çaremiz yok.
Reklamların cazibesine kapılıp tüketim çılgınlığına kapılmayacağız.
Yazılmış ve söylenmiş şöyle tekrar edip ömrümüzü israf etmeyeceğiz..
İyi seçemezsek, iyi algılayamazsak, iyi açıklayamazsak israfın pençesinden kurtulamayacağımızı unutmayacağız.
En önemlisi de sözü israf etmeyeceğiz
Tembellik edip hayatımızı israf etmeyeceğiz.
Abdurrahim KARAKOÇ (1932-2012) rahmetlinin aşağıdaki dörtlüğü konumuzla ilgili çok şey anlatıyor değil mi?
Vurduk çaldık çırptık bin bir iş yaptık
Gözümüze gönlümüze diş yaptık
Yöneldik israfa gösteriş yaptık
Nimeti harcadık daha ne kaldı

Evet; her daim, her şartta insaf edeceğiz; israf etmeyeceğiz.